1. Bilenlerle bilmeyenler bir olmaz: İnsan olmamızın üstünlüğü, bilmek ve düşünmektir. Cahil bir kişi, iyi bir niyet edinse veya yüksek bir gayret gösterse de doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü ayrıt edemediği için yeterince faydalı olamaz. Hatta görevini ve sorumluluğunu yerine getiremediği de olabilir. Bilenler, güçlerini ve olanaklarını çok iyi kullandıkları için kısa sürede amaçlarına ulaşırlar. Bilgili kişiler, arkadaşlıkta, savaşta, barışta, sevgide, hoşgörüde, neredeyse her alanda faydalı, uyumlu ve başarılı olabilirler. Bu nedenle insan, eğitilmedikçe tam olarak yararlı ve başarılı olamaz. Eğitilen ve bilenlerin, her zaman ve her yerde bilmeyenlerden daha üstün, başarılı ve faydalıdır.
2. Cami ne kadar büyük olsa da imam bildiğini okur: Çevremizdeki insanların çokluğu ve azlığı, becerimizi sergilememize engel değildir. Bildikten sonra, işimizi her zaman ve her yerde iyi yaparız. Ortam nasıl olursa olsun, herkes kendi bilgi ve becerisini ortaya koyar. Başarı ve başarısızlığı, çevreden çok, bilgi ve becerimiz belirler.
3. Çok okuyan değil çok gezen bilir: Bilgi, sadece satırları ezdece okumaya dayanan bilgi zayıftır. Öğrenmede, beş duyumuzdan en üst düzeyde yararlanmalıyız. Gezmek, öğrenmeyi beş duyu ile desteklediği için okumaktan daha etkili ve kalıcıdır. Görenler ve uygulayanlar, sadece okuyanlardan daha bilgilidir.
4. Çok yaşayan değil çok gezen bilir: Bilgi edinmek sadece ömür sürmekle olmaz; bilinçli ve özel bir çaba gerektirir. Merak edip araştırmazsak, gayret göstermezsek; yaşamak, kendi başına insana bilgi kazandırmaz. Çok yaşayan değil; görüp geçiren, gezen, araştıran bilir. Geçen yılların kendiliğinden bize bir şeyler öğretmesini beklememeliyiz. Çaba ve irade göstermeliyiz. Çok yaşamak, bilmek için yeterli olsaydı, tüm yaşlılar, çok bilgili ve becerikli olurdu.
5. İnsan, yenilmekle marifetli olur, yanılmakla âlim: Düşüncelerimiz ve hedeflerimiz geriden doğru ve mükemmel gözükebilir. Kendimizi bilgili ve becerikli sanabiliriz. Uygulama sırasında eksik ve yanlışlarımız bir bir ortaya çıkar. Her yanılgı bize bir doğruyu öğretir, her yenilgi bizi bir sonraki galibiyete hazırlar. Konuşup tartışırken, yarışırken yaptığımız yanlışlar bize işin doğrusunu öğretir. Kısaca sadece düşünce noktasında bir şeyin âlimi veya ustası olmak mümkün değildir. Yanılmaktan ve yenilmekten korkmamalıyız. Her şey yaşayarak öğrenilir ve geliştirilir. Lafla hiçbir yere varılmaz. Gayret ve uygulama, bizi her zaman daha iyiye götürür. Çalışan kişi yenilip yanılmayla işini en iyi şekilde öğrenir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.