İnsanın, beyninin ancak %10'unu kullandığı iddiası, araştırmacıların gözünde artık nereden kaynaklanmış olabileceği merak edilen bir söylenceden öte birşey değil. Gelinen nokta, özetle, beynimizin tümünü kullandığımız, ama işleyişi ya da ayrıntıları hakkında daha fazla bilgi sahibi olduğumuz kesiminin, görece azlığı. Beyindeki sinir hücrelerinin sayısının 100 milyardan fazla, toplam sinapsların sayısının da 100 trilyondan fazla olduğu düşünülürse (yaklaşık 240 trilyon olduğunu söyleyen kaynaklar da var), beynin yalnızca yüzde 'şu kadarını kullandığımızı' söylemek, gerçekten de büyük bir iddia gibi görünüyor.
Dünyanın en zeki insanının Einstein olduğunu söylememizi bekliyorsanız, bu da mümkün değil. Çünkü zekanın da yalnızca IQ testleriyle ölçülebilen bir değişken olmadığı artık kuşku götürmüyor. Dahası, birçok farklı zeka türünden sözediliyor.
Bellekle ilgili ise uzmanlar, belleği güçlendirmenin tek bir formülü olmadığını söylüyorlar. Bu konuda mucizevi etkileri olduğu söylenen bazı bitkilerdeyse, bu tür etkinin varlığı kanıtlanmış değil. Normal bellek işlevleri, zihnin 'diriliğine' , bu da zihinsel ve bedensel etkinliklerin yeterliliği ve düzenine bağlı. Uzmanlar, belleği güçlendirmenin en önemli koşullarından birinin yeterli uyku, bir diğerinin de stresin denetlenmesi olduğunu söylüyorlar. Sebze, meyve ve lifli gıdaların da yüksek bellek kapasitesiyle ilişkili olduğu bulunmuş. Bellekle ilgili bazı yetersizliklerinse B1, B12 vitaminleri ve folik asit eksikliğiyle ilişkili olabileceği söyleniyor. Bilgiyi depolama ve istediğimizde 'geri çağırabilme' kapasitesi, araştırmacılara göre, bir zamanlar düşünüldüğü gibi yaşla eriyip giden bir özellik olmak zorunda değil. Yeni araştırmalara göre kişi hangi yaşta olursa olsun, doğru uyarılar beynin ilgili bağlantı ve yollarını harekete geçirebilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.