nüfûsunun tamâmı veya büyük çoğunluğu Müslüman olan ülkeler. Allahü teâlâ, hazret-i Muhammed’e 610 yılında Mekke’de ilâhî vahiyle İslam dinini göndermeye başladı. Sevgili Peygamberimiz Mekke halkını Allahü teâlânın birliğine ve kendisinin de onun elçisi olduğuna inanmaya çağırdı. Çeşitli sıkıntılar ve zulümler içerisinde bu çağrı 13 yıl devam etti. Mekkeli müşrikler yayılan İslâm dîninin kendileri için tehlikeli olduğunu sezerek, Müslümanlara karşı baskı, işkence ve katliama başladılar. Bu sebeple ilk Müslümanlardan bir bölümü Habeşistan (bugünkü Etiyopya)a göç ettiler. Bu arada Peygamber efendimiz 620’de hac için Mekke’ye gelen Medinelilerle görüştü. Onlara İslâm dînini anlattı. Bunun üzerine İslâm dînini kabul eden Medineliler, hazret-i Muhammed’i Medine’ye davet ettiler. Hazret-i Muhammed’in izniyle önce Mekkeli Müslümanlar, ardındanda Peygamber efendimizle birlikte hazret-i Ebû Bekir 622’de Medine’ye hicret ettiler.
Hazret-i Muhammed Medine’de ilk İslâm Devletinin temellerini attı. Yahûdî ve Medine’deki diğer kabilelerle anlaşmalar imzâladı. İslâm dîni Medine ve dışındaki kabileler arasında hızla yayılmaya başladı. Mekkeli müşrikler, İslâm dîninin bu şekilde hızlı yayılmasından çok korktular. Hazret-i Muhammedi ve Müslümanları ortadan kaldırarak, İslâm dîninin yayılmasını durdurmak istediler. Bunun için Bedir (624), Uhud (625), Hendek (627) savaşları oldu. Fakat müşrikler amaçlarına ulaşamadılar. Hepsinde de yenilerek geri çekilmek zorunda kaldılar. Bu arada müşrikler; hazret-i Muhammed’in Hac ibâdetine engel oldularsa da 10 yıl süreli Hudeybiye Antlaşmasını (628) imzâladılar ve Medine’deki İslâm Devletini resmen tanımış oldular. Bu anlaşmadan sonra İslâm dîninin yayılması daha çok hızlandı. Mekkeli müşriklerin anlaşmayı bozmaları üzerine 10.000 kişilik bir ordu ile Mekke üzerine yüründü. Kan dökülmeden Mekke şehri teslim alındı. 630 yılında Huneyn Savaşı yapıldı. Kazanılan bu savaştan sonra artık önünde bir engel kalmayan İslâm dîni bütün Arabistan’a yayıldı. Hazret-i Muhammed Vedâ haccından kısa bir süre sonra 632’de Medine’de vefat etti.
Hazret-i Muhammed’in vefatından sonra, hazret-i Ebû Bekir halife seçilmesiyle 632-661 yılları arasında Hulefâ-i Râşidîn (Dört Halife), 661-750 Emevîler, 750-1258 Abbâsîler, Müslümanları idâre ettiler. Abbâsîler döneminde bilhassa Merkeze uzak bölgelerde yeni yeni İslâm devletleri kuruldu. Gazneliler, Selçuklular, Delhi Sultanlığı, Timurlular, Altınordu ve Özbek hanlıkları ve Babürlüler doğuda, Endülüs Emevîleri, Murabıtlar, Eyyubîler, Memlûkîler ve Osmanlılar batıda kurdukları devletler ve yaptıkları fetihlerle İslâmiyetin yayılmasına hizmet ettiler. On sekizinci asrın sonlarına kadar doğuda Babürlüler, batıda Osmanlılar Müslümanların hâmiliğini yaptılar. Ancak İslâm düşmanı İngilizler, sinsi planlarıyla önce Babürlüleri ortadan kaldırarak doğuyu, daha sonra da Osmanlı Devletini yandaşlarının işbirliğiyle yıkarak batı Müslümanlarını hâmisiz bıraktılar. Osmanlı Devleti yıkılmadan önce sâdece 3 bağımsız İslâm ülkesi kalmıştı: Türkiye, İran ve Afganistan. Geri kalan Müslüman ülkeler sömürgeleştirilmişti.
Birinci Dünyâ Harbi ve sonrasında bağımsız İslâm ülkeleri 8’e yükselmişti: Arnavutluk (1914), Yemen (1918), Mısır (1922), Suudi Arabistan (1924), Irak (1927).
21. asrın ilk yarısı biterken Lübnan (1944), Suriye (1944), Ürdün (1946), Pakistan (1947), Endonezya (1949) gibi ülkelerin ilâvesiyle 13’ü; 50’li yıllarda, Libya (1951), Umman (1951), Sudan (1956), Fas (1956), Tunus (1956), Maldiv (1957), Malezya (1957), Gine (1958), Somali (1959) eklenerek 22’yi; 60’lı yıllarda 15 yeni devlet eklenerek sayı 37’yi buldu. Bunlar: 1960’ta Fransa’dan ayrılan Kamerun, Mali, Senegal, Nijer, Burkina Faso, Çad, Orta Afrika, Gabon, Moritanya; İngiltere’den ayrılan Nijerya ve sonra Sierra Leone (1961), Kuveyt (1961), Cezayir (1962), Uganda (1962), Gambiya (1965)dır.
70’li yıllarda 8 ülke daha doğarak sayı 45’e çıktı: Bahreyn (1971), Katar (1971), Bangladeş (1971), Emirlikler (1972), Gine-Bissau (1974), Kuzey Kıbrıs (1974), Komor (1976), Cibuti (1977).
Son dönemde bağımsız olanlar ise; Brunei (1983), Tacikistan (1991), Kırgızistan (1991), Türkmenistan (1991), Kazakistan (1991), Özbekistan (1991), Azerbaycan (1991), Bosna-Hersek (1992) ve Eritre (1993) dir. Henüz topraksız, fakat bağımsız devlet statüsündeki Filistin de sayılırsa 55 İslâm ülkesine yükselir.
Müslüman ülkelerdeki halkın büyük çoğunluğu sünnî îtikâdındadır.
Günümüzde İslâm dîni, bir milyara yaklaşan inanan kişileriyle, dünyânın en yaygın dinlerinden biri durumundadır. Yeryüzündeki devletlerden dörtte birinden fazlasında yaşayan halk Müslümandır. Bu devletlerden 23’ü Arap, 7’si Türk hüviyetindedir (1993).
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.