mîlâttan önceki yüzyıllarda Yunanistan’da kurulan şehir devletlerinden biri. Isparta, Peloponnes’in güneyinde etrafı dağlarla çevrili Evrotas Vâdisinde bulunan tipik bir Dor şehridir. Dorların bu bölgede yerleşmesiyle üç sınıf halk ortaya çıkmıştır: Isparta topraklarını aralarında paylaşmak sûretiyle Isparta şehrinde yaşayan Dorlara, Ispartalılar adı verildi. Isparta’nın dağlık mevkilerinde ve köylerde yaşıyan hür fakat siyâsî ve askerî bakımdan tamâmen Ispartalılara bağlı köylüler ve işçilerden meydana gelen Periokler. Üçüncüsü ise Ispartalıların toprağa bağlamış oldukları Helotlar idi. Ispartalılar yerli halktan pek az oldukları için, toplu bir halde yaşıyorlardı. Helotların çalışması sâyesinde kendileri iş görmezlerdi.
Ispartalılar kuvvetli ve disiplinli orduları ile komşularının zararına olarak yeni topraklar elde ettiler. Batı taraflarındaki Meserya üzerine seferler düzenlediler. Ele geçirdikleri topraklar üzerinde yaşayan yerli halkı Helot (esir) yaptılar. Bu başarılardan sonra Isparta, Yunanistan’ın en kuvvetli devleti hâline geldi. Komşu şehir devletleriyle ittifak ederek Peloponnes birliğini kurmayı başardılar.
M.Ö. 430 yılında başlayan ve Helen Birliği devletleriyle, Attik Delos Deniz Birliği devletleri arasında geçen Peloponnes savaşlarından üstün olarak çıkan Isparta, Yunan şehir devletlerini tamâmiyle emri altına aldı. Atina’nın dahi iç işlerine karışmaya başladı. Kuvvetli donanmaları sâyesinde deniz hakimiyetine de sâhiptiler. Isparta’nın bu başarısında kurnaz bir komutan ve diplomat olan Lisandros’un payı büyüktü. Bu sırada Anadolu’da da Pers istilâsı baş göstermişti. İyon şehirleri Perslere karşı Isparta’dan yardım istediler. Kendilerini bütün Yunan dünyâsının hâmisi sayan Ispartalılar, Anadolu’ya büyük bir ordu gönderdiler. Ancak bu sırada bir kısım Yunan şehirlerinin ayaklanması üzerine ordu geri çağrıldı. Ispartalılar isyan eden şehir devletlerini yeniden itâat altına aldılarsa da, donanmaları Atina’ya yenildi. Denizdeki hâkimiyetlerini kaybettiler. Bu sırada Yunan şehir devletlerinden Tebai, son derece kuvvetli bir hâle gelmişti. Pelopidas adlı komutan, Boitya şehirlerini hâkimiyeti altına aldı. Aynı zamanda Ispartalılar da Boitya’ya girmişti. İki ordu arasında meydana gelen savaşta Ispartalılar bozguna uğradı (M.Ö. 370). Bu zaferden sonra Tebaililer, Orta Yunanistan şehirlerinin bir çoğunu ellerine geçirdiler. Pelaponnes üzerine seferler yaparak, Ispartalılar’a ağır darbeler indirdiler ve onların bir daha toparlanmasına imkân vermediler.
Ispartalıların başında kral bulunuyordu. Kral aynı zamanda ordularının da komutanıydı. Barış zamanında idarî, askerî ve adlî işlere bakardı.Kralların yanında altmış yaşını doldurmuş ihtiyarlardan meydana gelen ve Gerusia denilen bir danışma meclisi vardı. Otuz kadar üyesi bulunan bu meclis, kanun yapma yetkisine sahipti. Gerusia’nın yaptığı kanun tasarılarını krallar kabul veya reddederlerdi.
Isparta’da sosyal hayat çok değişikti. Devlet bütün halkın hareketlerini gözönünde bulundurmaktaydı. Yeni doğan çocuklar muâyene ettirilir, sağlam iseler annesine verilir, değilse ölüme terk edilirdi. Bütün işleri Helotlar gördüğü için, Ispartalı erkekler, askerlikten başka bir iş görmezlerdi ve yasaktı. Onlar için en büyük şeref savaş meydanında ölmekti. Isparta kadınları da, erkekleri gibi cesûr ve fedâkârdılar.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.