Alm. Judo (n), Fr. judo (m), İng. Judo. Öncelikle el, kol, bacak ustalıkları olmak üzere çeşitli vücut hareketleriyle, silahsız olarak, rakibini alt etme sporu. Bu sporda çeviklik büyük ölçüde bir etkendir. Fizikî olarak zayıf olan kişiler yeteri kadar judo biliyorsa kendisinden çok daha kuvvetli olan kişileri yenebilir. Judo, Japonların millî sporu olup, sporda müstakil bir branştır.
Jiu-jitsu adı verilen, silâhsız olarak çeşitli savunma yollarını öğreten, kavga sporundan faydalanılarak ortaya çıkarılan judo 1860 yılında doğan Jigora Kano tarafından bulunup geliştirildi.
Vücut yapısı zayıf olan Kano bu eksikliğini gidermenin yollarını aradı. Tokyo Üniversitesinde Jiu-jitsu derslerine katıldı. Bunların metodlarında bir eleme yaptı. Geri kalanları judo adını verdiği bir teknikle geliştirdi. Vücut kadar kafayı çalıştırmayı da gâye edinen bu spor, güçlü bir rakibin elinden kurtulup onu yere vurmayı amaç ediniyordu. Kano 1882 yılında Kadakon Okulunu kurdu. Judo 1882 yılından sonra dünyaya büyük bir hızla yayılmaya başladı. Yarışmalarda Buda felsefesinin ilkeleri uygulanırdı. Judoyu öğrenen sporcu başlangıçta her şeyden önce onun törelerine, geleneklerine uyarak yetiştirilirdi.
Judonun başlıca giyimi sağlam bezden bir ceket ve pantolondan ibâret olan kimonodur. Bu elbisenin beline judocunun ustalık derecesinin işâreti olarak renkli kuşaklar sarılır. Kuşaklar sırasıyla; beyaz, sarı, truncu, yeşil, mavi, kahverengi ve siyahtır. Judoda kuşanılan kuşakların en yükseği siyah kuşak olup, bu sporun ustalarına verilir.
Judo yapılan yere “dojo” adı verilir. Düşünceye dalma anlamına gelir. Kalın bir keçe veya hasır üstüne iyice gerilen branda bezi üzerinde yapılır. Müsâbakaların süresi 3 ilâ 20 dakika arasında değişir. Bir ipona (sayı) kazandıran hareketi yapan sporcu müsâbakayı kazanır. Gâlip gelmeyi sağlayan durumlar, rakibi sırt üstü yere vurmak, otuz saniye yerde tutmak, kol, bacak bükmek veya boynunu sıkıp müsâbakayı bırakmasını sağlamaktır.
En önemli oyunlar fırlama, hareketsiz bırakma, burgu, kle takma ve boğmadır.
Judo’da hareketlerin anlamı şunlardır:
1. Karşısındakini savurmak veya yere sermek (Nega-Waza).
2. Karşısındakini yerde hareketsiz duruma sokmak (Osae-Waza).
3. Bir organ çıkması meydana getirebilecek ve solunumu güçleştirecek hareketlerle ve karşısındakini dikey ve yatay durumda hareketsiz tutmak (Kwansetsu-Waza ve Shime-Waza).
4. Kol ve bacakla karşısındakinin belirli bâzı noktalarına vurmak (Ate-Waza).
Yarışmalarda Ate-Waza yasak edilmiştir. Tokyo’daki Kodokan Okulu dünyâda judonun merkezi olarak kabul edilir.
Judoda Japonlar, 1961 yılına kadar kendi memleketlerinde yapılan dünyâ şampiyonluklarını, rahatlıkla kazandılar. 1961 yılında dünyâ şampiyonluğunu bir Hollandalının kazanması, judonun bütün Avrupa’da yayılmasına sebeb oldu. Judo 1964 senesinde olimpiyat oyunlarına dâhil olunca beynelmilel ehemmiyeti bir kat daha arttı.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.