Alm. Kopffüsser, Kephalopoden, Fr. Céphalopodes, İng. Cuttlefishes, Cephalopoda. Çok hücreli omurgasız hayvanların yumuşakçalar (Mollusea) şubesinin en gelişmiş sınıfı. Başları büyük olup gözleri ve sinir sistemleri iyi gelişmiştir. Başlarının ön kısmından çekmenli veya çengelli kollar uzanır. Bunlarla avlarını yakalar ve sürünebilirler.
Açık denizlerde sürüler hâlinde veya diplerde yaşayan deniz yumuşakçalarıdır. Mürekkepbalığı, ahtapot, nautilus (sedefli deniz helezonu) en çok bilinen kafadanbacaklılardır. Nautilusta, helezon şekilli kalkerli bir dış kabuk bulunur. Mürekkepbalıklarında derinin salgısı olan boynuzumsu ince ve küçük kabuk, gövdenin içine gömülmüştür. Ahtapotlarda ise hiç kabuk bulunmaz. Çok çeşitli renkte olanları olduğu gibi, renk değiştirebilme özelliğine sâhib olanları da vardır. Ahtapotlara bu özelliklerinden dolayı “deniz bukalemunları” denir. Manto boşluğuna alınan suyun huni şeklindeki sifondan dışarı atılmasıyla bir su akımı meydana gelir. Hayvan su akışının tersine olarak geri geri gider. Sifonu çevirerek öne veya arkaya doğru giderek avlarını rahatça takip eder ve düşmanlarından kaçabilirler. Kol ve dokunaçlarını kürek şeklinde kullanarak hızlarını arttırırlar. Yüzgeçlerinin yardımıyla yön değiştirir, öne ve arkaya doğru ağır ağır yüzebilirler.
Nautilus hâriç hepsinde mürekkep kesesi vardır. Deniz hayvanlarına yem olmamak için tehlike anında mürekkep salarak etrafı bulandırır ve oradan uzaklaşırlar. Mürekkep kesesi hareketi sağlayan sifona açılır. Avlarını kollarıyla yakalar, papağan gagası biçimindeki çeneleriyle ve törpülü dilleriyle parçalar. Ağızlarındaki bir çift zehirli tükürük bezleriyle felce uğratırlar.
Ahtapot ısırığı tehlikelidir. Yengeç, ıstakoz, balık, midye ve diğer yumuşakçalarla beslenirler. Ahtapot, Octopoda (sekiz kollular) grubunun tipik bir çeşididir. Mağara ve kayalar arasında gizlenerek avlanır. Bir çift solungacı, 2-3 cm’den 9 metreye kadar değişik boyda 50’den fazla türü vardır. (Bkz. Ahtapot)
Mürekkepbalığı (Sepia officinalis), Dekapoda (on kollular) grubunun tanınan en gelişmiş türüdür. Sekiz kolu ve iki adet dokunacı bulunur. Bir çift solungaca sâhiptir. Boyları 20 cm ile 18 metre arasında değişen türleri vardır. Mürekkepbalığı genellikle balıkçılar tarafından balık avlamak için yem olarak kullanılır.
Nautilus, Güney Pasifik’in derin sularında yaşar. Kabuklarına Malayi Adaları sâhillerinde bol rastlanır. Helezon şekilli kabukları odacıklıdır. Bölümler ince çeperlerle ayrılmıştır. Hayvan en büyük olan son bölümde yerleşir. Diğer odalar salgıladığı bir gaz ile doludur. Arka kısmından uzanan ince bir şerit bölmelerden geçerek en son odacığa kadar ulaşır. İki çift solungaçları vardır. Ağız etrafında doksan kadar kola sâhiptir. Odacıklardaki gaz su basıncını dengeleyerek hayvanın su içinde yüzmesini ve alçalıp yükselmesini ayarlar. Bütün kafadanbacaklılar ayrı eşeylidir. Döllenme, dişinin manto boşluğunda gerçekleşir. Dişi, döllenmiş kapsüllü yumurtalarını tek tek veya mukusla örtülü kümeler hâlinde sâbit cisimlere yapıştırır. Nadir hallerde serbest olarak suya bırakır. Metamorfoz (başkalaşım) yoktur. Yumurtalardan ergine benzer yavrular çıkar. Üreme dönemlerinde ahtapot veya mürekkepbalıklarında eşler birbirine sarılmış olarak saatlerce suda sürüklenirler. Hepsi solungaç solunumu yapan yırtıcı etçil hayvanlardır.
Sepia: Mürekkepbalığının bir çeşididir. Etine gömülü olan kalkerli kabuğu, kafes kuşlarına kireç kaynağı olarak verilir. Kafes kuşları bu kabuğu zevkle gagalarlar. Mürekkep kesesindeki zengin kahverenkli pigmentli mürekkebi, sanatkârlar tarafından tercihen kullanılır.
Ahtapot: (Octopus vulgaris) Kabuksuz bir kafadanbacaklıdır. Kayalar üstünde kollarıyla sürünerek ve suyu hunisinden püskürterek hareket eder. Dev ahtapot çeşitleri korkunç bir şöhrete sebeb olmuştur. Küçük türleri kayalık ve yarıklar arasında gizlenerek avlanır. İnsan ve büyük hayvanlardan saklanırlar. Çekmenli kollarıyla yengeçleri yakalar, kabuklarını boynuzsu bir çift çeneleriyle ve dişli dilleriyle parçalarlar.
Ahtapotun yumurtaları: Ahtapotun yumurtasının her biri bir kapsülle muhâfaza edilir. Yumurtalar salkım şeklinde bir küme meydana getirir. Her kapsülün bir ucu taşa veya başka bir zemine bağlanır. Dişi ahtapot yumurtaların üzerine kuluçkaya yatar. Açlıktan ölme pahasına yumurtalarını terk etmez. Yumurtadan doğrudan doğruya ergine benzer yavrular çıkar. Bu yavrular sinir sisteminin kontrolü altında kasılarak veya gevşeyerek seri bir şekilde renklerini değiştirerek bulundukları ortama adapte olurlar.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.