Alm. Kessel (m), Fr. Chaudron (m), Chaudière (f), İng. Cauldron, boiler. Yemek pişirmeye veya su kaynatmaya yarayan büyük ve derin kap. Buhar makinalarında, kalorifer tesisâtında suyun kaynatıldığı çok büyük kaplara da kazan denilmektedir.
Mâdenlerin âlet yapımında kullanılmasından sonra, çeşitli tip ve büyüklükte kazanlar yapılarak insanlar bunlardan istifade etmişlerdir. Bilhassa Osmanlılar zamanında saraylarda, konaklarda, imârethânelerde, hastânelerde, yemekler kazanlarla kaynardı. Ayrıca Anadolu’daki düğünlerde ocaklar çatılır, üzerindeki büyük kazanlarda etli nohut, herise, zerde kaynatılırdı. Dâvetli, dâvetsiz herkes buralara gider düğün yemeklerinden karınlarını doyururdu. O zamandan kalma büyük kazanlar hâlâ eski Anadolu evlerinde ve bâzı köylerde bulunmaktadır. Bu kazanlar kalın bakırdan iki kulplu olarak yapılırdı.
Yeniçeri ocağı mensuplarınca, Hacı Bektaş Veli’nin çorba içtiği rivâyet edilen kazan çok kıymetli tutulurdu. Bunun yerinden oynatılması hoş görülmezdi.
Yeniçeriler, isyan ettikleri zaman yemek pişirdikleri kazanlarını da “At Meydanı”na getirirlerdi. Onların bu hareketine “kazan kaldırma”, yâni isyan denirdi. Sonraları devlete karşı koymaya kalkanlar hakkında bu tâbir kullanılmaya başlanıldı.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.