Yayla, diz üzerinde çalınan, kemana benzer, üç telli bir çalgı. Kökeni Orta Asya'dır. Türkiye'de farklı türlerde kemençeler vardır. Klâsik kemençe, büyük bir virtüöz olan Tamburi Cemil Beyin elinde ince saza girmiş ve günümüzdeki klâsik Türk müziği topluluklarının vaz geçilmez üç çalgısından (ney ve tamburla birlikte) biri olmuştur.
Klâsik kemençenin gövdesi yarım armuda benzediği için bu çalgıya "armudi kemençe" de denir. Üç tellidir. Çoğunda eskiden olduğu gibi bağırsaktan yapılma teller kullanılır. Teknesinin altındaki kuyruk takozu sol dize, 12-15 cm uzunluktadır. Burguları göğüse dayanarak, telleri parmak uçlarıyla basmak yerine tırnaklarla yandan hafifçe itilerek çalınır. Akordu yegahrastneva (la-re-la) biçiminde düzenlenir. Ses alanı çalanın ustalığına bağlı olarak iki buçuk oktavı geçebilir. Beşli aralıklarla akort edilir. Önce bir dörtlü olmaması teknik olanakları azaltır. Bu yüzden deneme amacıyla dört telli kemençeler de yapılmıştır.
Kemençenin yayı abanoz ya da gül ağacındandır. Yay 60 cm'dir. Kılların uzunluğu 46 cm'dir. Son zamanlarda yaptırılan beş büyük kemençeyle çok sesli Türk müziği çalınmaktadır. Türkiye'deki ünlü klâsik kemençe sanatçıları arasında Tamburi Cemil Bey, Sotiri, Aleko Bocanos, Paraşko Leondaridis, Ruşen Kam, Fahire Fersan, Halük Recai, Cüneyt Orhon, Ekrem Erdoğdu sayılabilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.