Alm. Knochen (m), Fr. Os (m), İng. Bone. İnsanların ve omurgalı hayvanların çatısını (iskeleti) meydana getiren sert ve katı doku. Kemik dokusu; inorganik tuzlarla sertleşmiş “osein” denen bir ara madde ile bunun içinde biçimlerine uygun boşluklara yerleşmiş “canlı kemik hücrelerin”den ibârettir. Kemik hücreleri sitoplazmik uzantılarla birbirine bağlı zarsız, yıldızsı hücrelerdir. Kemik dokuda, ana madde içinde uzanan kanallara “havers kanalları” denir.
Bu kanallar sisteminin içinden kan damarları ve sinirler geçer. Kemikler çeşitli biçimde sıralanıp dizilerek, vücudun yumuşak kısımlarını tutan bir destek olurlar. Bâzıları birleşerek nâzik organların koruyucusu olur, bâzıları da hareketli organlar için kaldıraç işini görür.
Erişkin bir insanın vücûdunda irili ufaklı 213 adet kemik vardır.
Kemikler üç kısma ayrılır: 1) Uzun (kol ve bacak kemiklerinin çoğu); 2) Yassı (kafatası ve leğen kemikleri, göğüs ve kürek kemiği); 3) Kısa (omurlar, el ve ayak kemikleri).
Uzun kemiklerin uçlarına “epifiz”, orta kısmına “metafiz” denir. Metafiz, epifiz ile “diyafiz” (uçtan uzak) kısmını birleştirir. Uzun kemik uçlarında kaygan yapılı eklem kıkırdağı bulunur. Hareket esnâsında kemiklerin uç uca değerek aşınmasını engeller. Kemiklerin üstünü “periost” denilen ince bir zar örter. Kemiğin içinde “kemik iliği” denilen yumuşak bir kısım vardır, kemiği besleyen kan damarları, sinirler buradan geçer. Kan damarları çok ince kılcallarla havers kanallarına uzantılar gönderir. Kemik iliğinin ayrıca kan hücrelerinin yapımında da önemli rolü vardır.
Kemik dokusu iki çeşittir: Tıkız doku, kemiğin ana dokusu. En dışta bulunur. Süngersi doku ise daha çok kemik uçlarında yer alır. Yassı kemikler üç tabakadır. Her iki yüzey tabakaları tıkız dokudandır. Kısa kemikler büyüklüklerine göre süngersi ve tıkız dokulardan meydana gelir. Kemiğin ana maddesi “ossein”dir. Proteinli, esnek bir madde olan osseinin üzerine, enzimler etkisiyle kanla gelen kalker tuzları(fosfatlar) çökelir. Fosfor, kükürt ve amino asitler de osseinin bileşimine girer.
Kemiğin meydana gelmesi iki şekilde olabilir: Zar yoluyla kemikleşme (telsel dokuda) ve kıkırdak yoluyla kemikleşme (kıkırdaklarda). Kemik dokusu cansız değildir (Bkz. Doku). Yoğun bir metabolizma (yapım-yıkım) alanıdır. Kemik yapıcı ve kemik tüketici tesirler arasında bir denge vardır.
Kemikler de, vücûdun bütün diğer dokuları gibi, gelişme çağında büyür. Uzun kemikler uçlarındaki bölümlerinden büyürler, kısa ve yassı kemiklerin bu bölümleri yanlarındadır. Kemiklerin büyümesinde tiroit, hipofiz gibi iç salgı bezlerinin salgıladıkları hormonların büyük payı vardır.
Kemik hastalıkları travmadan (yaralanma) ve başka sebeplerden meydana gelir. Travmadan olan hastalıklar, sivri veya kesici âletlerin yaptığı yaralar ve çoğunlukla kırıklardır. Travmalarla meydana gelmeyen hastalıklar ya iltihâbî olur veya bir beslenme bozukluğundan ileri gelir. İltihâbî olan kemik hastalıkları mikroplara bağlıdır. Bunlar arasında kemik iliği iltihapları, apseler, nekrozlar (doku harâbiyeti ve ölümü), tüberküloz, frengi, kemik zarı iltihabı ve başkaları sayılabilir. Beslenme bozukluğu hastalıklarının başlıcaları: Raşitizm, kemik yumuşaması ve kemik atrofisidir. Kemiklerde doğuştan şekil bozuklukları görülebilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.