Daha çok Akdeniz çevresi memleketlerinde yetişen, kupulası dikenli veya çengelli dikenli, küre şeklinde ve nişastaca zengin meyveleri olan ağaçlar.
Kestâne ağacının yaprakları biraz sert, kenarları testere dişli ve dişlerin ucu dikenlidir. Erkek çiçekler dik uzun durumlar hâlinde, dişi çiçekler ise üçlü gruplar şeklindedir. Yeşil ve dikenli olan meyvenin dış kabuğunun içinde kahverengi kabuklu, yenebilen ve aslında birer tohum olan birkaç tane meyve bulunur. Bu meyvelere kestâne denir.
Kestâne ağacı daha çok kayalık yamaçları ve kumlu toprakları sever. Kireçli topraklarda yetişmez. Memleketimizde özel olarak yetiştirilmektedir. Bilhassa Bursa bölgesinde yetiştirilen kestâneler meşhurdur. Yabânî olarak yetişen kestâne ağaçları 20-30 m yükselebilmekte ve yer yer ormanlar meydana getirmektedir. Azamî olarak 700 sene yaşarlar. Yemiş veren kestâneler ise daha alçak boylu olup 5-6 m yüksekliktedir. Kestâne ağaçları ancak 10-12 yaşlarında meyve vermeye başlar. Kestâne, tâzeyken buruk ve acımsı tattadır. Dış kabukları sararıp çatladıktan sonra toplanır. Dikenli olarak dış kabuğu (kupulası) sopalarla dökülerek temizlenir. Kestâne bir süre toprakta veya toprağa gömülü bırakılırsa daha tatlılaşır.
Kullanıldığı yerler: Kestâne; nişasta, sakkaroz, protein ve tanen ihtivâ eder. Daha çok, pişirilerek (haşlanmak veya kebabı yapılmak sûretiyle) yenir. Şekerciler kestânenin şekerlemesini yaparak “kestâne şekeri” adı altında piyasaya sürerler. Bursa’nın kestâne şekeri en meşhur olanıdır.
Kestâne ağacının kerestesi iyi cilâ kabul ettiğinden mobilyacılıkta; odunu sert ve dayanıklı olması sebebiyle de inşâatlarda kullanılır. Memleketimizde yılda 10-12 bin ton civârında kestâne üretilebilmektedir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.