Kgb - Bilgiler
12/10/2013 15:00
eski Sovyetler Birliği ve bugünkü Rusya Fedarasyonunun câsusluk teşkilâtı. İsmi Rusça “Devlet Güvenlik Komitesi” anlamına gelen “Komitet Gosudarstvennoi Bezopasnosti”nin baş harfleridir. Asıl görevi câsusluk ve bilgi toplamaktır. Hem yurt içinde hem de yurt dışında çalışır. 1984 yılında KGB- 700.000 kişilik bir insan gücüne sâhipti. Yurt içinde yalnız Sovyetler Birliğindeki yabancıları gözetlemekle kalmayıp, kendi vatandaşlarının da korkulu rüyâsını teşkil etti. Stalin zamânında en kuvvetli devrini yaşamıştır.

Komünist ihtilâlinden bu yana “Cheka” GPU, OGPU, NKVD, NKGB ve MGB gibi isimler almış olup, 1954’ten beri KGB olarak isimlendirilir. Stalin zamânında yapılan açık mahkemeler, işkencelerle alınan ifâdeler ve ikrârlar, keyfî tevkifler ve gece yarısı ev basmalar, KGB’nin Sovyet vatandaşı üzerindeki korkunç etkisini yıllarca sürdürmesini sağlamıştır. Vaktiyle kendisini yöneten Yuri Vladimirovich Andropov’un Sovyetler Birliğinin başına geçmesi, bu teşkilâtın gücünün ne denli fazla olduğunu göstermiştir.

Vaktiyle Sovyetler Birliğinin içerde bir polis devleti olmasını KGB sağlamıştır. KGB günümüzde, Rusya içinde ve Türkî cumhûriyetlerde ileri teknik ve usûller kullanarak câsusluk ve haber toplama işlerini yürütmektedir. Sovyetler Birliği döneminde KGB’ye tesir eden tek merci partinin merkez komitesiydi. Askerî teşkilât ile KGB arasında dâimâ kimin kime karşı sorumlu olduğu konusunda bir çekişme mevcuttu. Sovyetlerin son yıllarında yapılan propaganda çalışmalarıyla KGB sâdece vatandaşa emniyet veren bir kuruluş olarak tanıtılmak istenmiş, bunun için devlet eliyle romanlar yazdırılıp, TV yayınları ve dizileri hazırlanmıştır. Günümüzde KGB, üniversitelerin en zekî talebelerini seçerek, bunları ajan yapmakta ve ortalamanın üstünde bir ücret ödemektedir. Eskiden Sovyet vatandaşı günümüzde Rus vatandaşı KGB’nin varlığını bütün çalışma yerlerinde hisseder. Bu kuruluşun işçi olan görevlileri, çalışma yerlerinde Sovyet sisteminin tenkid edilmesi veya böyle bir eğilime girilmesini önlerler ve rapor ederlerdi. Ayrıca bu görevlerini tertiplenen sosyal toplantılarda da sürdürürler, küçük bir takım hâdiselerle şahısların meslekî ilerlemelerine tesirli olurlar, zamansız ve yabancı görünüşlü kimseleri ziyâretçi kabul edenler hakkında hemen araştırma yapılırdı.

KGB’nin diğer bir görevi de dindâr ve milliyetçi kimselere yaptığı baskıdır. Sovyetlerde pekçok millet bulunduğu için milliyetçilik arzu edilmeyen bir vasıftı. Bu tür kimseler KGB tarafından sudan sebeplerle tevkif edilir ve çalışma kamplarına gönderilirdi.

Sovyetlerin elçiliklerindeki diplomatik personelin yaklaşık üçte biri KGB için çalışırdı. Diplomatik câsusların dışında ayrıca yurt dışı Sovyet Hava Yollarında, turizm teşkilâtı ve basın mensupları arasında da KGB ajanları mevcuttur. KGB’nin batı ülkelerinin gizli teşkilâtlarına göre avantajı, bu ülkelerde basın ve şahıs hürriyetinin bulunmasıdır. KGB, geçmişte diğer doğu bloku ülkelerinin benzer teşkilâtlarıyla ortak da çalışmıştır. Bunlar içinde en yakın bağı Bulgaristan’ın ilgili teşkilâtı ile kurmuş, bâzı işlerini onlara gördürmüştür.

KGB’nin geçmişte önemle üzerinde durduğu konu, teknoloji câsusluğudur. Sovyetler ve komünist blokunun teknoloji bakımından batıdan geri olması, bunun en önemli sebebidir. İleri teknik cihazları direkt veya çeşitli firmalar kurarak bunlar yoluyla elde etmeye çalışmıştır. Meselâ; ileri bir Amerikan bilgisayarı, önce İsviçre’ye sonra Avusturya’ya daha sonra doğuAvrupa devletleri yoluyla Sovyetlere iletilebilmekteydi.

KGB, Rusya dışındaki ülkelerde de çeşitli vazîfeler görmüştür. Komünizm propagandası yapmak, komünist legal ve illegal teşkilâtlar kurmak, bunların üyelerini ve faaliyetlerini arttırmak ve önceden belirlenmiş hedefleri organize etmek; din, milliyet, ahlâk düşmanlığını yaygınlaştırmak ve bunları yıkmak, gördüğü vazîfelerin başlıcalarıdır. Dünyâda çeşitli sosyal hâdiselerin, karışıklıkların, rejim mücâdelelerinin ortaya çıkmasında KGB’nin müessir rolü olduğu bilinmektedir.

KGB’nin son zamanlarda görevlerinden biri de Baltık ülkeleri ve Âzerbaycan’da olduğu gibi kızıl ordu ve yandaşlarıyla birlikte bağımsızlık hareketlerini ve hükûmetlerini imhâdır. Bunun son örneği Haziran 1993’te Âzerbaycan’da Elçibey’e karşı yapılan darbedir.

Önceki
Önceki Konu:
Kapan

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu