Sovyet devlet adamı ve Sovyetler Birliği Komünist Partisi birinci sekreteri. 17 Nisan 1894’te Ukrayna’nın Kalinovka şehrinde doğdu. Babası mâden işçisiydi.
Doğduğu köyde öğrenim gördükten sonra, âilesiyle birlikte Donets Kömür Havzasındaki mâdencilik ve sanâyi merkezi Yuzovka’ya geçti. Burada 15 yaşında boru tesisatçısı olarak çalışmaya başladı. 1917 Devriminden önce işçi teşkilâtlarında vazife aldı. 1918’de Rusya Komünist (Bolşevik) Partisine üye oldu. Ocak 1919 da Kızıl Orduya girdi. 1922’de Yuzovka’da yeni açılan bir işçi okuluna girerek ortaöğrenimle birlikte parti eğitimi gördü. Okuldaki parti komitesinin sekreterliğine getirildi. 1925’te Yuzovka’daki Petrovski-Mariinsk ilçesinin parti sekreteri oldu. Aktif çalışmaları sebebiyle parti ileri gelenlerinin dikkatini çekti. Moskova’da toplanan 14. Parti Kongresine katıldı. 1929’da Moskova’daki Stalin Sanâyi Akademisine kabul edilerek metalürji öğrenimi gördü. Parti içindeki çalışmalarına da devam eden Kruşçev 1933’te Moskova Bölge Komitesi İkinci Sekreterliğine yükseldi. 1935’te Moskova parti teşkilâtının birinci sekreteri oldu. Komünist Partinin 17. Parti Kongresinde, Merkez Komitesinin tam üyeliğine seçildi. Aynı yıl Yüksek Sovyet Prezidyumu yedek üyeliğine getirildi. 1938’de politbüro aday üyesi oldu. Ertesi yıl politbüronun tam üyesi oldu. 1944’te Ukrayna Meclisinin başkanlığına getirildi. 1946’da meydana gelen büyük kıtlık sırasında, gıdâ maddelerinin dağıtımında Stalin’in isteği doğrultusunda hareket etmediği için bir müddet gözden düştü. 1949’da Moskova bölgesi parti başkanlığına yeniden getirildi. Aynı zamanda Komünist Parti Merkez Komitesi sekreteri oldu. 1949-53 döneminde diğer parti idârecileri gibi sık sık Stalin’in siyâsî oyunlarıyla karşılaştı. 1953’te Stalin’in ölümünden sonra Komünist Partinin birinci sekreterliğine getirildi. Devleti idâre eden Başbakan Melenkov ile bir müddet rekâbet etti. 1955’te Melenkov’u başbakanlıktan uzaklaştırarak yerine kendi adayı Nikolay A. Bulganin’i getirdi.
Mayıs 1955’te ilk dış gezisini Bulganin’le birlikte Yugoslavya’ya yaptı. Daha sonra, Cenevre, Afganistan ve Hindistan’a yaptığı gezilerde dışa dönük ve esnek bir politika izlediğini gösterdi. Şubat 1956’da Moskova’da toplanan 20. Parti Kongresinde; iktidârın tek kişide toplanmasını tenkid ederek, Stalin’i acımasızlık, hoşgörüsüzlük ve iktidârı kötüye kullanmakla suçladı. Stalin’in yanılmaz lider imajını yıkmaya ve Leninist modele dönmeye yönelik köklü bir Stalincilikten uzaklaşma kampanyası başlattı. Binlerce siyâsî tutukluyu serbest bıraktı. Stalincilikten arınma hareketi Doğu Avrupa’daki sosyalist ülkelerde de önemli gelişmelere yol açtı. Polonya ve Macaristan’da ayaklanmalar meydana geldi. Doğu Avrupa’daki bu gerginlikler Kruşçev’e karşı muhalefetin güçlenmesine sebep oldu. 1957’de Kruşçev’in vazifeden uzaklaştırılması gündeme geldi. Prezidyumda yapılan bir oylama aleyhine neticelendiyse de vazifede kalmayı başardı. 1958’de başbakanlığı da üstlendi. 1959’da 21. Parti Kongresinde kapitalist ülkelerle barışçı bir yarış içinde olmayı teklif etti. ABD’ye yaptığı ziyâret sonrasında Mayıs 1960’ta iki ülke liderinin Paris’te yaptığı zirveye katıldı.
1961’de ABD Başkanı John F. Kennedy’le Viyana’da yapılan zirve toplantısına katıldı. Bu görüşmeden kısa süre sonra Berlin Duvarı inşâ edildi. 1962’de Küba’ya orta menzilli füzeler yerleştirmeye girişti. ABD ile uzlaşılması neticesinde füzeleri kaldırmayı kabul etti. Bu uzlaşma sebebiyle Komünist Çin ile SSCB’nin arası açıldı. Çin lideri Mao Zedong (Tse Tung) tarafından sert bir şekilde tenkid edilen Kruşçev ihtiyaç maddelerinin karşılanması yönünde halktan gelen baskıları ve aydınların düşünce hürriyetinin genişletilmesi yönündeki isteklerini dikkate aldı. Ancak idâredeki hâkimiyetinin azalacağı endişesiyle rahatsız oldu. Bu sebeple ilim ve fikir adamlarına karşı sert tedbirlere yöneldi. 1958’de Boris Pasternak’ın Nobel Ödülünü almasına izin vermedi.
Dış politikada, hem sosyalist hem kapitalist ülkelerle ilişkilerin genişlemesi için çaba gösteren Kruşçev, Sovyet yurttaşlarının turist olarak ülke dışına çıkmasına ilk defa imkan sağladı. Konvansiyonel silahları azaltarak, nükleer füzeleri geliştirme çabaları sebebiyle Sovyet askerî yetkililerinin sert muhâlefetine hedef oldu. Uyguladığı tarım politikasında başarısız oldu. 14 ekim 1964’te yapılan Merkez Komitesi toplantısında, ileri yaşı ve bozulan sağlığı sebebiyle istifâ eden Kruşçev parti birinci sekreterliği ve başbakanlık vazifelerinden ayrıldı. Hayâtının son yıllarını Moskova’daki evinde sessiz olarak geçirdi.
Geniş kitlelere zulmeden, dünyâyı kana boyayan, insanların vicdanlarına kilit vurmaya çalışan, öldükten sonra da lânetle anılan diğer diktatörler gibi o da 11 Eylül 1971’de Moskova’da öldü. Ölümü halka 48 saat geçtikten sonra haber verildi. Devlet töreni yapılmadan Moskova’da Novodeviçi Manastırı Mezarlığına gömüldü.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.