Kültür genel olarak, bir milletin sahip olduğu dil, din, ahlak ve sanat gibi manevi değerlerin bütünü şeklinde tanımlanmaktadır. Kültür, toplum halinde yaşamanın bir ürünü olarak ortaya çıkar. Kültür, bir taraftan toplumsal hayatı düzenlerken, diğer taraftan da yönlendirmektedir.

Toplumun geleneksel değerlerini devam ettirebilmesi, diğer bir ifadeyle toplumsal düzenin sağlanabilmesi için, kültürel değerlerin sürekli olarak yeni nesillere kazandırılması gerekmektedir. Fakat, toplumun mevcut statükoyu korumaya olduğu kadar, değişmeye de ihtiyacı vardır. Bu durum, bugün bütün açıklığı ile gözler önündedir. Günümüzde, gelişmiş ülkelerin dışında kalan ülkeler gelişebilmek için, gelişmiş ülkelerin bilimsel ve teknolojik sistemlerini almaktadır. Fakat bu durum, manevi değerlerin transferini de beraberinde getirmektedir. Çünkü, maddi değerler hiçbir zaman manevi değerlerden tamamen soyutlanamaz.

Gene geniş kültür kapsamı içinde, örgün eğitimde okutulan tüm derslerin kültür aktarımında katkı ve payı olduğu bir gerçekse de, asıl ağırlığın fen ve doğa bilimleri derslerinin dışında olan ve yenilerde kültür dersleri olarak adlandırılmaya başlayan derslerde olduğu bellidir.

Ulusal kültürün örgün eğitim kurumu içinde öğretilmesi, en başta Türkçe ve Tarih olmak üzere sosyal bilgiler dersleriyle sağlanmaktadır. Temel ve orta öğretimde bu dersler, başlıca temel bilgi kazandırma işlevini, hem de oldukça yüklü biçimde yerine getirebilmektedir. Milli eğitimimizin "Türk çocuklarına, temel beceri, davranış ve alışkanlıkları kazandırmak, her Türk çocuğunu ilgi, istidat ve yetenekleri yönünde yetiştirerek, yaşama ve üst öğrenime hazırlamak" ilke ve amaçlarının ne ölçüde gerçekleşebildiği ise tartışmalıdır.

Çünkü, sosyal bilgiler derslerinin içerikleri on yıllarla birlikte gelişip yoğunlaşmakta, "müfredat" programları ağırlaşmaktadır. Eğitimcilere düşen, bu içerikleri sürekli olarak gözden geçirip yukarıdaki amaçlara uygun seçme ve ayıklamayı yapmak; yetişen kuşakların, ezberci, kendine anlatılanları olduğu gibi yineleyen robotlar değil, değişik ilişkileri kurabilecek, yeni düşünceler üretebilecek, araştırmalara yatkın ve yaratıcı kuşaklar olarak yetişmelerini sağlamak olmalıdır.

Eğitim, milli kültürün genç kuşaklara aktarılmasını sağlamalı ve günümüzün şartları içinde bir toplumun varlığını sürdürebilmesi için zorunlu olan sosyal değişmeleri gerçekleştirebilecek bireyleri yetiştirmelidir.