Alm. Bleivergiftung, Fr. Saturnisme (m), İng. Lead-poisoning. Kurşunun; hazım, solunum veya deri yoluyla vücuda girmesi sonucu ortaya çıkan bir zehirlenme çeşidi. Önceleri kullanılan yağlı boyalar, kurşun ihtivâ ettiğinden zehirlenmeler ortaya çıkabiliyordu. Bunun yanında kurşun veya bileşiğini kullanan endüstrilerdeki işçilerde kurşun zehirlenmesi görülebilir. Ayrıca, patlamalı motorlarda vurmayı önlemek için benzine tetra etil kurşun ilâve edilir. Ancak ekzoz gazı ile havaya geçen kurşun, günümüzde düşük seviyede olup, zehirlenmeye sebeb olmayacağı tahmin edilmektedir.
Vücuda günde yaklaşık 0,3 miligram kurşun girer. Bunun % 10 kadarı barsakta emilir. Bir küçük bölümü kana girerse de idrar ve ter ile birlikte dışarıya atılır. Eğer alınan kurşun, günde 0,6 miligramı geçerse, vücud bunun hepsini dışarı atamaz ve birikme başlar. Genellikle çocuklarda bu durum yazın görülür. Bu mevsimde güneş ışığının bol oluşu sebebiyle vücutta D3 vitamini çoğalır. Bu vitaminin barsaklarda kurşunun emilmesini arttırıcı yönde tesir ettiği zannedilmektedir.
Vücuttaki faydası bilinmeyen kurşunun, zararı büyüktür. Kandaki hemoglobin üretimine zarar verdiği gibi, böbrek ve kalbe de etki edebilir. En önemli tahribat, beyin ve omurilik sinir sisteminde ortaya çıkar. Şişmeler hasıl olur. Zehirlenmenin belirtileri, kansızlık ve sinirlilik olarak görülür. Kurşun seviyesi yüksek kimselerde bu hastalık ölüme sebep olabileceği gibi, tedavi sonucu kurtulsa bile, kalıcı beyin tahribatları meydana gelir.
Tedâvi, kurşunun zehir olamayan bir şekle getirilmesi ve idrarla atılmasının sağlanmasıyla yapılır. Bu tür tedâvi zor olup, birkaç ay sürebilir. Önemli olan vücutta kurşun seviyesini arttıracak ortamın önlenmesidir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.