Alm. Wolf (m), Fr. Loup (m), İng. Wolf. Familyası: Köpekgiller (Canidae). Yaşadığı yerler: Kuzey Amerika, Avrupa ve Asya’nın orman, ova ve bataklık alanlarında. Özellikleri: Köpekten daha iri ve yabanîdir. Gündüz ininde barınır, gece avlanır. Kışın sürüler meydana getirerek avlanırlar. Derisi boz, sarı ve siyahımsı kıllarla kaplıdır. Ömrü: 15-20 yıl. Çeşitleri: Kır kurdu, kızıl kurt, boz kurt vs.
Etçiller (Carnivora) takımının, köpekgiller familyasından, köpeğe benzeyen yırtıcı bir hayvan. Genellikle ıssız bölgelerde yaşar. Ağırlığı 35-50 kg’dır. Bazı Kanada kurtlarının ağırlığı 85-90 kiloya ulaşır. İri bir kurt, 120 cm uzunluğunda, omuz hizasında boyu 90 cm’dir. Ayrıca 50 cm uzunluğuna varan kuyruğu vardır. Bu geniş ve tüylü kuyruk ile soğuk havalarda uykuya yattığı zaman çıplak burnunun ve ayaklarının etrâfını sararak donmaktan korunur. Kuyruğu sarkık, kulakları diktir.
Görme, işitme duyuları keskindir. Gece avlanmaya çıkar. Aç kaldığında insana da saldırır. Köpekten farklı olarak kuyruğu daha uzun, kulakları daha büyük ve dik, postu daha tüylü, boyu daha uzun, dişleri ve çenesi daha iri ve kuvvetlidir. Koyunlara düşmanlığı ile şöhret bulduğundan, insanlar tarafından avlanarak nesli hayli azalmıştır.
Köpekgiller ailesinin en büyük, vahşî üyesidir. Boz kurt (Canis lupus), Amerika’da Arktik Adalarından Meksika’ya kadar, Avrupa veAsya’da özellikle Hindistan ve Çin’in bazı kısımlarında çok bulunur. Postu boz sarı ve siyahımtrak kıllarla kaplıdır. Kızıl kurt (Canis niger), Amerika’da Teksas-Florida arasındaki bölgeye has bir türdür. Boz kurttan daha ufaktır, az çok kır kurduna benzer. Kır kurdu (Canis latrans) ise Kuzey Amerika’da yaşar. Her gece kendine has sesiyle ulur. Postu kürkçülükte değerlidir. Tavşan ve küçük kemirgenleri bol bol avlar. Bu sebepten faydalı sayılabilir. Kurtlar çok değişik şartlarda, karda, buzda, tundralarda, orman ve bozkırlarda yaşayabilirler. Yerin altında 9 metre uzunluğa varan tünellerde yaşadıkları gibi kayalık mağaralarda da barınabilirler. Kurtlarda örnek bir aile yaşayışı vardır. Erkek herhangi bir sebeple eşinden ayrılmadığı müddetçe ömrünün sonuna kadar eşiyle yaşar. Eşlerden biri yaralandığında diğeri ona besin taşıyarak bakar. Dişi ölürse, erkek yavruları besleyerek büyütür. Çiftleşmesi köpekte olduğu gibidir. Çiftleşme esnasında kaçamadıklarından emniyetli yerleri seçerler. Eşleşmeden iki ay (64 gün) kadar sonra gözleri kapalı 4-6 yavru doğar. Genellikle mayıs ayında yavrularlar. Yavrularını mağaralarda, dik yamaçlarda ve dağ eteklerindeki tabiî oyuklarda beslerler. Doğumdan 14 gün sonra yavruların gözleri açılır. Bir iki hafta anne sütü ile beslenen yavrular sütten hemen kesilir. Bu zamanda anne, mîdesindeki yarı sindirilmiş etleri kusmak sûretiyle yavrularını besler. Erkek kurdun avlanıp, mîdesinde yavrularına et getirmesi yavrular büyüyünceye kadar devam eder. Yavrular üç haftadan sonra anne ve babaları ile dışarı çıkıp günlük hayata alışırlar. Dişiler erkeklerden önce gelişir. Dişiler 2, erkekler 3 yaşında erginleşirler. Kurtlar 12 yaşında ihtiyarlamaya başlar, iki sene sonra dişleri iyice kesmez olur. Ömrü en fazla 20 yıldır.
Kışın sürü hâlinde ava çıkan kurtlar öyle pek fazla kalabalık değildir. Bu, normal olarak hepsi aynı ailenin fertlerini içine alan 10-12’yi geçmeyen bir topluluktur. Belli avlanma sahalarında dolaşan kurtlar, geyik, dağ koyunu gibi hayvanları avlarlar. Açlığa çok dayanıklı olup, aç kalınca karpuz, böğürtlen gibi nebâtî besinler de yerler. Kurt yiyecek bulduğu zaman ağırlığının beşte biri kadar yiyebilir. Kalanını tekrar yemek için toprağa gömer.
Kurdun uluması çok meşhurdur. Duyulduğu zaman hayvanları bile ürperten, her birinin ayrı mânâsı olan 6 değişik uluması vardır.
Kış aylarında ava çıkacakları zaman sürüden biri uzun uzun ulur. Bunu tâkiben hepsi birden ulumaya başlar. Bu birlikteki uluma kurt sürüsünde birliği, beraberliği ve bir heyecanı hasıl eder. Ava çıkan sürünün önünde en güçlü ve en iri olan reis bulunur. Karda sürüye yol açar ve bir avla karşılaştıklarında ava önce kendisi saldırarak, diğerlerini cesaretlendirir. Zayıf ve cılızlar sürünün son saflarında yer alır. Kışın insana saldırmaktan bile çekinmezler. İnsan soğukkanlılıkla kurtlara karşı koyarak birini yaralarsa hepsi üzerine saldırarak yaralı kurdu parçalayarak yerler. Hatta saldırıya uğrayan kişi ağaca çıkarak, parmağını kesip kanını ağaç dibindeki kurtlardan birinin üzerine damlatabilirse sürü o kurda saldırır. Böylece insana saldırmaktan vazgeçerler. İlkbahar ve yaz aylarında sürü dağılır. Yalnız veya 2-3 bireylik grup hâlinde avlanmaya başlarlar.
Kurdun koyuna saldırışı ekseri sabah vaktinde olur. Köpeğin yorulup uyumasını bekler. Avlanma sahalarını kaya, oyuk ve çalılıklara bıraktıkları idrarları ile, sınırlarlar. Yabancı bir kurt koku vasıtası ile yabancı bir sahaya girdiğini anlar. Bölge kurtları uluyarak yabancıyı ikaz ederler.
Kurt postundan kürk, eldiven ve davul zarı yapılır. Dişi kurtların insan yavrularını da besledikleri hikâye edilmektedir. Roma şehrinin kurucusu Romüs ve Romülüs’ün dişi bir kurt tarafından beslendiği rivayet edilmektedir. Boz kurt, kahramanlık ve cesaret sembolü olarak Ergenekon, Oğuz ve diğer Türk destanlarına geçmiştir. Hunların, Uygurların bayraklarında boz kurt (bozkurt) resmi vardı. Eski Türk bayraklarının sopalarının ucunda, kılıç kabzalarında tunçtan, bakırdan veya altından kurt başları bulunurdu.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.