Alm. Komet (m), Fr. Comète (f), İng. Comet. Bir çekirdek, onu çevreleyen saç kısmı ve bir kuyruktan meydana gelen ve takip ettikleri parabolik veya dış merkezliği çok büyük elips olan yörüngelerde belirli zamanlarda güneş civarında geçen ve bu arada dünyâdan da görülen küçük gök cisimleri.
Parlak bir başı ve gökyüzünün yarısını kaplayan uzun kuyruğuyla büyük bir kuyruklu yıldız, gerçekten görülecek bir şeydir. Aslında kuyruklu yıldızlar göründükleri kadar önemli gök cisimleri değildirler. Küçük parçacıklar genellikle buzlu ve hafif bir gazdan meydana gelirler. Birkaç defa dünyânın bir kuyruklu yıldızın kuyruğunun içinden geçtiği görülmüş ve dünyada en küçük bir hasar tespit edilmemiştir. Çünkü gezegenimizin atmosferi kuyruktaki zararlı zerreciklerden bizi korumuştur. Çok küçük bir kuyruklu yıldızın dünyanın çekim kuvvetine kapılıp düşmesi mümkündür. Ancak bu düşüş, dünyâyı değil, gezegenimiz üzerindeki bir veya birkaç şehri haritadan silebilecektir.
Eski çağlarda, kuyruklu yıldızlar felaket habercisi olarak kabul edilirdi. Dünyaya en yakın mesafeye geldiği zaman çıplak gözle fark edilebilen kuyruklu yıldız, ilk görüldüğü zaman, insanlar korku ve endişeye kapılırlardı. Bir felaketin vukubulacağına, sözgelişi savaşların çıkacağına, veba salgınının yayılacağına ve zelzele olacağına inanırlardı. Asrımızın başında, yâni 1910’da Halley Kuyruklu Yıldızı dünyâya yaklaştığı zaman insanlar aynı endişelere kapılmış ve hattâ 1914 yılında patlayan Birinci Dünyâ Savaşını Halley’in uğursuzluğuna bağlayanlar bile çıkmıştır. Fakat İkinci Dünyâ Savaşı öncesinde Halley ortalarda gözükmemiştir. İkinci ziyâretini görebilmek için 1986 yılını beklemek gerekmiştir. Günümüzde artık hiç kimse kuyruklu yıldızın uğursuzluğuna inanmamaktadır. Eski Çinlilerden günümüze kadar ilk zamanlar yazı ve çizgilerle, son çağda fotoğraflarla kuyruklu yıldızların hareketi dikkatle kaydedilmiştir.
Kuyruklu yıldızlar üç bölümden meydana gelir: Çekirdek, saç ve kuyruk. Çekirdeğin büyüklüğü çok değişiktir. Çapı 1-10 km ile 50.000-160.000 km arasında değişir. Buna karşılık kütlesi son derece azdır. Genellikle 109-1012 ton arasındadır. Çekirdeğin yapısında daha çok su buzu ve kaya gibi katı maddelerle hidrojen, karbon, azot ve oksijen gibi hafif maddeler bulunur. Kuyruklu yıldız, güneşe yaklaşırken sıcaklık tesiriyle çekirdekteki bu maddelerin bir kısmı katı durumundan gaz durumuna geçer ve çekirdek etrafında kuyruklu yıldızın saçı adı verilen, çok az yoğunlukta bir çeşit atmosfer meydana gelir. Güneş ışığının ve güneş rüzgârının tesiriyle bu atmosferden ayrılan gaz ve toz partikülleri, güneşin aksi istikametinde çekirdekten uzaklaşırlar. İşte kuyruklu yıldızın kuyruğu dediğimiz şey, çekirdekten kopan bu parçacıklardır. Kuyruklu yıldız güneşe yaklaştıkça büyüyen ve uzaklaştıkça küçülen bu kuyruk bâzan 30-40 milyon, bâzan da birkaç yüz milyon km uzunlukta olabilir. (Dünyâ ile güneş arası yaklaşık 150 milyon km’dir.) Küçük kuyruklu yıldızlar ise umumiyetle kuyruksuz olup, gökyüzünde soluk ışıklı ham pamuk parçaları gibi gözükürler.
Kısa periyodlu bir kuyruklu yıldız, güneş etrafındaki yörüngesindeki her bir dönüşünde kütlesinin yüzde birini kaybederek kuyruğuna gönderir ve yaklaşık on bin yıl içinde kütlesi bu şekilde eriyerek dağılır gider. Kuyruklu yıldızlar, güneşten uzak olduklarında bulanık kenar çizgileri olan ve görülebilir bir kuyruğu bulunmayan parlak diskler şeklindedirler. Böyle zamanlarda yalnızca kuyruklu yıldızı meydana getiren maddelerin hepsini içinde taşıyan baş kısmı yani çekirdek ve gaz atmosferi görülebilir. Güneşten uzaklaşmakta olan yıldızın kuyruğu önden gider. Bu hadisenin sebebi kesin olarak bilinmemekle beraber, kuyruktaki küçük parçacıkların güneş rüzgârı tarafından itildiği tahmin edilmektedir. Güneş rüzgârı, elektrik yüklü, düşük enerjili, her yönde güneşten uzaklaşan parçacık akımıdır.
Kuyruklu yıldızlar güneş sistemine dahil olmakla beraber, yörüngeleri çoğunlukla gezegenlerinkinden farklı olup, çok daha fazla eksantriktir (daha yayvan elips). Kısa periyodlu yörüngeleri olan birçok kuyruklu yıldız bilinmektedir. Encke Kuyruklu Yıldızının periyodu 3,3 yıl olup, on sekizinci yüzyıldan beri 50 defadan fazla gözlenmiştir. Kuyruklu yıldızların saçtığı ışık, kendilerinden değil güneşten kaynaklanmaktadır. Bunlar güneş ışığını yansıtarak parlarlar. Bundan dolayı kuyruklu yıldızların çoğu sadece güneşe yakın oldukları zaman incelenebilmektedir.
Bir kuyruklu yıldız, dünyânın çok yakınından geçse bile (bu yakınlık en az birkaç milyon km olacaktır.) gezegenimize hiçbir zarar veremez. Çünkü bu gök cisimleri çok büyük olmalarına rağmen kütleleri çok azdır.
Bilinen kuyruklu yıldızların en meşhuru Halley Kuyruklu Yıldızıdır. İngiliz astronomu Edmund Halley tarafından keşfedilen bu yıldız, binlerce yıldır düzenli aralıklarla dünyamızın çok yakınından geçmektedir. 1759 ve 1835 yıllarında yakınımızdan geçen Halley, en son 1910’da yani 76 yıllık bir aradan sonra gezegenimize yaklaşmıştır. O yıl dünyâda büyük heyecan uyandıran ve bir kıyamet habercisi olarak görülen Halley, o günün Türkiye’sinde de dikkatleri gökyüzüne çekmiş, hatta R.Nuri Güntekin’in Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç’ında olduğu gibi romanlara bile konu olmuştur. Beklendiği gibi 1986 yılında tekrar dünyamıza yaklaşan Halley Kuyruklu Yıldızının kuyruğuna takılan otomatik bir sonda aracı vasıtasıyla bu gök cismi hakkında yeni ve orijinal bilgiler elde edilmiştir. Halley’in sistemimizi, müteakip ziyareti ancak 2062 yılında vukubulacaktır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.