Leyla Gencer - Bilgiler
08/12/2009 20:18
Dünyanın önde gelen sopranolarından Leyla Gencer, 1928 yılnda İstanbul'da doğdu. İstanbul Belediye Konservatuarı'nda başladığı şan eğitimine İtalyan soprano Giannina Arangi-Lombardi ve Apollo Granforte ile devam etti. 1950 yılında Ankara Devlet Operası sahnesinde Mascagni'nin Cavalleria Rusticana eserinde Santuzza rolünü yorumlayana dek Ankara Devlet Opera ve Balesi Korosu'nda görev aldı. Birkaç yıl içerisinde tanınan bir opera sanatçısı olan Gencer, bir çok önemli devlet etkinliğine soprano olarak davet edildi.

Leyla Gencer'in İtalyan sahnelerine adım atması Napoli San Carlo Tiyatrosu'nda yine Santuzza rolü ile oldu. Bir yıl sonra Madame Butterfly ve Yevgeni Onegin operalarını seslendirmek için tekrar Napoli'ye döndü. 26 Ocak 1957'de La Scala Tiyatrosu'nda ilk kez sahneye çıkarak Poulenc'in Les Dialogues des Carmelites operasının dünya prömiyerinde Lidoine rolünü yorumladı.

Şubat 1957'de, Milano Duomo Katedrali'nde düzenlenen Toscanini'yi anma törenlerinde, şef Victor De Sebata yönetimindeki La Scala Tiyatrosu koro ve orkestrası eşliğinde, Verdi'nin Requiem'inin final bölümünü yorumlayan Gencer, yine 1957 Temmuz'unda, La Scala Tiyatrosu'nun Köln turnesinde La Forza Del Destino operasında başrolü seslendirdi.

Ünlü soprano 1957 ile 1980 seneleri arasında La Scala Tiyatrosu'nda, Verdi'nin Don Carlos, La Forza Del Destino, Aida, Macbeth, Simon Boccanegra, I Vespri Siciliani; Bellini'nin Norma; Donizetti'nin Poliuto ve Lucrezia Borgia; Mozart'ın Idomeneo; Monteverdi'nin L'Incoronazione di Poppea; Gluck'un Alceste; Tchaikovsky'nin Maça Kızı; Britten'in Albert Herring ve Pizzetti'nin L'Assassinio nella Cattedrale eserinin 1958 yılı dünya prömiyeri de dahil olmak üzere bir çok başrol yorumladı.

Kısa sürede ulusararası bir kariyere kavuşan Gencer; Gui, Serafin, Gavazzeni ve Muti gibi büyük İtalyan şeflerle çalıştı. Donizetti'nin unutulmuş operalarını başarılı bir şekilde yorumlayarak "Donizetti Rönesansı"nın gelişmesine büyük katkıda bulundu.

Leyla Gencer'in geniş repertuarı, Monteverdi, Gluck ve Mozart'ın eserlerinden neo-klasik döneme; Cherubini, Spontini, Mayr ve romantik dönemden Puccini, Prokofiev, Britten, Poulenc, Menotti ve Rocca gibi sanatçıların eserlerine; lirik sopranodan dramatik koloratüre uzanan bir yelpazede 72 rolü kapsar.

Paris'te La Scala sanatçılarından Nikita Magaloff ile beraber yorumladığı Chopin'in lirik besteleri, La Scala sahnesindeki Liszt-Bartok yorumu ve 1982'deki Venedik karnavalında La Fenice Tiyatrosu'nda seslendirdiği ve Türkleri konu alan operalardan alınan bölümlerden oluşan konser programı, sanatçının araştırmacı ve titiz tavrını yansıtır.

1985 yılında Venedik La Fenice Tiyatrosu'nda Francesco Gnecco'nun La Prova di un'Opera Seria isimli eseriyle opera sahnelerine veda eden Leyla Gencer, 1992 yılına dek konser ve resitallerine devam etti.

1982'den itibaren, seminer ve yorum kurslarıyla kendini genç opera sanatçılarına adayan sanatçı, 1983-88 yılları arasında As.Li.Co. di Milano'nun didaktik-sanatsal yönetmenliğini üstlendi, 1997-98 yılları arasında ise şef Riccardo Muti tarafından La Scala korosunun genç sanatçılar okulunda yöneticiliğe atandı.

En önemli opera sahnelerinde bir çok başrol yorumlayan Leyla Gencer, "20. yüzyılın son divası" olarak kabul ediliyor. Opera dünyasında bulunduğu yeri, yalnızca repertuarının çeşitliliğiyle değil, canlandırdığı karakterlere kattığı dramatik nüanslarla da sağlamlaştıran Gencer, araştırmacı kişiliği ve iyi bir eğitimci olmanın verdiği sorumlulukla romantik dönemin unutulmuş bir çok eserini tekrar günışığına çıkartmıştır.

Leyla Gencer, 10 Mayıs 2008 tarihinde, İtalya'nın Milano şehrindeki evinde öldü.

Hakkında Yazılanlar

1.Tutkunun Romanı Leyla Gencer

Zeynep Oral

Doğan Kitapçılık

Tutkunun Romanı Leyla Gencer, içinin ateşiyle yeryüzünü tutuşturmaya hazır; acıyı ve sevinci, korkuyu ve öfkeyi, dostlukları ve ihaneti, aşkı ve nefreti, kendi özel bahçesinde yeşerten; güçlüklere, engellere, baskılara meydan okuyarak savaşmaktan yılmayan; yeryüzü uçurumlarını sınayan Leyla Gencer'in "La Diva Turca"nın romanıdır. Onu, hep uçurumların kıyısına götüren tutkusu ve sesi... Onu, hep uçuruma, boşluğa, hiçliğe, yokluğa düşmekten kurtaran tutkusu ve sesi... Tutkusu, var olma nedeni şarkı söylemek... İnançla, inatla, hırsla, aşkla tutkusunun ardından koşuyor... İnançla, inatla, hırsla, aşkla, ülkeden ülkeye, sahneden sahneye, dipsiz kuyuların en dibiyle, gökyüzündeki bulutların en yükseği arasında gidip gelirken cenneti ve cehennemi yaşıyor... Zeynep Oral'ın ustalıklı anlatımı, sıcak biçimiyle soluk soluğa okunan Tutkunun Romanı Leyla Gencer'i, Doğan Kitapçılık yeniden yayımlarken okurlara yeni belgeler sunuyor. Bugün birçoğu aramızdan ayrılmış ünlü yazarların, 1950'li yıllarda Leyla Gencer'e ilişkin yazılarından bir seçki, kitabın sonuna eklenen "Ülkem beni hatırladı" bölümünde yer alıyor. Bu yazılar yalnız Türkiye'nin onuru Leyla Gencer üzerine düşünceleri açıklamakla kalmıyor, ülkemizdeki ve sanat dünyamızdaki "Bizans Oyunları"na da ışık tutuyor.

- - - - - - - -

Farklı bir kaynaktan derlenen biyografisi:

Dünyanın önde gelen sopranolarından Leyla Gencer 10 Ekim 1928'de İstanbul'da doğdu. İstanbul Belediye Konservatuarı'nda başladığı şan eğitimine İtalyan soprano Giannina Arangi-Lombardi ve Apollo Granforte ile devam etti.

1950 yılında Ankara Devlet Operası sahnesinde Mascagni'nin Cavalleria Rusticana eserinde Santuzza rolünü yorumlayana dek Ankara Devlet Opera ve Balesi Korosu'nda görev aldı. Birkaç yıl içerisinde tanınan bir opera sanatçısı olan Gencer, bir çok önemli devlet etkinliğine soprano olarak davet edildi.

Leyla Gencer'in İtalyan sahnelerine adım atması Napoli San Carlo Tiyatrosu'nda yine Santuzza rolü ile oldu.

Bir yıl sonra Madame Butterfly ve Yevgeni Onegin operalarını seslendirmek için tekrar Napoli'ye döndü. 26 Ocak 1957'de La Scala Tiyatrosu'nda ilk kez sahneye çıkarak Poulenc'in Les Dialogues des Carmelites operasının dünya prömiyerinde Lidoine rolünü yorumladı.

Şubat 1957'de, Milano Duomo Katedrali'nde düzenlenen Toscanini'yi anma törenlerinde, şef Victor De Sebata yönetimindeki La Scala Tiyatrosu koro ve orkestrası eşliğinde, Verdi'nin Requiem'inin final bölümünü yorumlayan Gencer, yine 1957 Temmuz'unda, La Scala Tiyatrosu'nun Köln turnesinde La Forza Del Destino operasında başrolü seslendirdi.

Ünlü soprano 1957 ile 1980 seneleri arasında La Scala Tiyatrosu'nda, Verdi'nin Don Carlos, La Forza Del Destino, Aida, Macbeth, Simon Boccanegra, I Vespri Siciliani; Bellini'nin Norma; Donizetti'nin Poliuto ve Lucrezia Borgia; Mozart'ın Idomeneo; Monteverdi'nin L'Incoronazione di Poppea; Gluck'un Alceste; Tchaikovsky'nin Maça Kızı; Britten'in Albert Herring ve Pizzetti'nin L'Assassinio nella Cattedrale eserinin 1958 yılı dünya prömiyeri de dahil olmak üzere bir çok başrol yorumladı.

Kısa sürede ulusararası bir kariyere kavuşan Gencer; Gui, Serafin, Gavazzeni ve Muti gibi büyük İtalyan şeflerle çalıştı. Donizetti'nin unutulmuş operalarını başarılı bir şekilde yorumlayarak "Donizetti Rönesansı"nın gelişmesine büyük katkıda bulundu.

Leyla Gencer'in geniş repertuarı, Monteverdi, Gluck ve Mozart'ın eserlerinden neo-klasik döneme; Cherubini, Spontini, Mayr ve romantik dönemden Puccini, Prokofiev, Britten, Poulenc, Menotti ve Rocca gibi sanatçıların eserlerine; lirik sopranodan dramatik koloratüre uzanan bir yelpazede 72 rolü kapsar.

Paris'te La Scala sanatçılarından Nikita Magaloff ile beraber yorumladığı Chopin'in lirik besteleri, La Scala sahnesindeki Liszt-Bartok yorumu ve 1982'deki Venedik karnavalında La Fenice Tiyatrosu'nda seslendirdiği ve Türkleri konu alan operalardan alınan bölümlerden oluşan konser programı, sanatçının araştırmacı ve titiz tavrını yansıtır.

1985 yılında Venedik La Fenice Tiyatrosu'nda Francesco Gnecco'nun La Prova di un'Opera Seria isimli eseriyle opera sahnelerine veda eden Leyla Gencer, 1992 yılına dek konser ve resitallerine devam etti.

1982'den itibaren, seminer ve yorum kurslarıyla kendini genç opera sanatçılarına adayan sanatçı, 1983-88 yılları arasında As.Li.Co. di Milano'nun didaktik-sanatsal yönetmenliğini üstlendi, 1997-98 yılları arasında ise şef Riccardo Muti tarafından La Scala korosunun genç sanatçılar okulunda yöneticiliğe atandı. Halen La Scala Tiyatrosu'nda opera sanatçıları için kurulan akademinin sanat yönetmenliğini yapan Gencer, opera yorumu üzerine dersler vermeye devam ediyor.

En önemli opera sahnelerinde bir çok başrol yorumlayan Leyla Gencer, "20. yüzyılın son divası" olarak kabul ediliyor. Opera dünyasında bulunduğu yeri, yalnızca repertuarının çeşitliliğiyle değil, canlandırdığı karakterlere kattığı dramatik nüanslarla da sağlamlaştıran Gencer, araştırmacı kişiliği ve iyi bir eğitimci olmanın verdiği sorumlulukla romantik dönemin unutulmuş bir çok eserini tekrar günışığına çıkartmıştır.

- - - - - - - -

Leyla Gencer adına 2004 yılında Darphane tarafından basılan para



20. yüzyılın en büyük divalarından Leyla Gencer, 10 Mayıs 2008 Cumartesi günü Milano'daki evinde solunum ve kalp yetmezliğinden vefat etti.

Leyla Gencer'in cenazesi 12 Mayıs Pazartesi günü Milano'da La Scala Operası'nın Santa Babila Kilisesi'nde düzenleyeceği bir törenden sonra vasiyeti doğrultusunda yakıldı.

Leyla Gencer'in külleri İstanbul Boğazı'ndaÜnlü opera sanatçısı Leyla Gencer'in külleri, İstanbul Boğazı'nda Süreyya teknesinden denize savruldu. Gencer'in küllerini yakın dostu Melahat Behlil ile hayatını kaleme alan gazeteci Zeynep Oral denize döktü. Leyla Gencer, öldükten sonra yakılıp külleri denize dökülen ilk Türk vatandaşı oldu.

İtalya'da hayata gözlerini yumduktan sonra vasiyeti üzerine bedeni yakılan opera sanatçısı Leyla Gencer'in külleri 15 Mayıs 208 günü akşam Atatürk Kültür Merkezi (AKM)'ne getirildi. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay da AKM'ye gelerek açılan taziye defterini imzaladı.

Bakan Günay, deftere şunları yazdı. "Sevgili Leyla Gencer ebedi istirahatinde, ki o Türkiye toprakları, İstanbul Boğazı olacak, sonsuz huzur diliyorum."

Gencer'in külleri 16 Mayıs günü Kuruçeşme sahilinde buluşan dostları tarafından Süreyya isimli tekneyle Dolmabahçe açıklarına getirildi. Gencer'in külleri, vasiyeti gereği Dolmabahçe açıklarından İstanbul Boğazı'na döküldü. Bu sırada Dolmabahçe önünde İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestra ve Korosu, Mozart ve Ahmed Adnan Saygun'a ait besteleri çaldı. 10 Mayıs'ta Milano'daki evinde ölen Leyla Gencer için 12 Mayıs Pazartesi günü Milano'da İslam cemaati temsilcisi ve bir imamın öncülüğünde dua edilmiş, ardından San Basila Kilisesi'nde cenaze töreni düzenlenmişti.

İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın yeni yapılmakta olan merkezinde sanatçının vasiyeti üzerine bir 'Leyla Gencer Müzesi' oluşturulacak.

GENCER ÇOK ÖNEMLİ BİR KAYIP

Leyla Gencer'in ölümü sanat dünyasını üzüntüye boğdu. Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürü Rengim Gökmen,Gencer'in vefatından duyduğu derin üzüntüyü dile getirdi. Gencer ile çok özel bir ilişkisinin bulunduğunu ve sanatçıya derin saygısının olduğunu ifade eden Gökmen, 'Türk operası, dünya sanatı çok büyük bir kimliği yitirdi. Çünkü 20. yüzyılın yetiştirdiği en önemli opera sanatçılarından biriydi, Türk operası adına da çok önemli bir kayıp olduğunu düşünüyorum' dedi.

Leyla Gencer'in ilerleyen yaşı nedeniyle son yıllarda sahneye çıkamadığını anımsatan Gökmen, 'Son yıllarında sahneye çıkamasa da Türk opera sanatçılarına önder olmuş, onları eğitmiştir. Çok övgüye değer çalışmaları olmuştur. Bunları son derece şükranla karşılıyoruz' sözleriyle Gencer'in Türk opera sanatındaki önemli yerini vurguladı.

Türk sanatçıların Gencer'i asla unutmayacağını ifade eden Gökmen, 'Türk opera sanatçıları çok kederliyiz. Bütün dünyadaki opera sanatçılarının bu kederi paylaştığını düşünüyorum. Tüm opera ve sanat dünyasının başı sağ olsun' diye konuştu.

'MUHTEŞEM BİR HASSASİYETLE DONATIRDI'Piyanist ve besteci Fazıl Say da Leyla Gencer dinlemenin kendisi için 'zenginleşmek' anlamına geldiğini ifade ederek, 'Müzisyenler, en çok büyük şancılardan bir şeyler öğrenir. Şarkılama sanatını içselleştirmek, bir piyanist için mühim bir aşamadır ve bu konuda 20. yüzyılın en büyük sopranolarından biri olan Gencer bana hayatım boyunca yol gösterici bir kutup yıldızı olmuştur' dedi.

Leyla Gencer'in inanılmaz detayları gerçekleştirebilen bir sesi olduğunu belirten Say, sanatçının ölümünden duyduğu üzüntüyü şöyle aktardı: 'O, en zor tizlikteki sesleri muhteşem bir hassasiyet ile donatır, müziğe çevirir, renkten renge sokardı. Çok detay severdi, her nota müzik olmalıydı. Her ses, o sırada gerçekleştirdiği roldeki kahramanın duygularını en doğal ve çarpıcı haliyle yansıtmalıydı. Bütün bunları Gencer'in kayıtlarında çok iyi hissederiz de zaten. Çok fazla plak kaydı yapmamıştı ama günümüzde eski, radyo ve korsan kayıtlarla birlikte 30'a yakın opera yorumu canlı performansıyla bulunmaktadır. Donizetti ve Verdi operalarında Leyla Gencer yorumları bütün dünyaca kabul edilmiş bir örnek teşkil etmişti. Yıllarca adı en büyük divalarla ve Maria Callas ile anılmıştı. Onu her zaman örnek almalıyız. Bir Türk sanatçısı olarak dünyanın ilk parlayan yıldızıdır. Bu zorlu yolda en çok onun emeği vardır.'

BAKAN GÜNAY: TÜRKİYE'NİN GURURUYDU

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, solunum ve kalp yetmezliğinden bugün hayatını kaybeden Türk operasının büyük ismi Leyla Gencer'in uluslararası alanda da Türkiye'nin gururu olmuş ve adını opera tarihine başarıyla yazdırmış bir sanatçı olduğunu belirtti.

Kültür ve Turizm Bakanı Günay, opera sanatçısı Leyla Gencer'in vefatı nedeniyle bir başsağlığı mesajı yayınladı. Gencer'in vefatından büyük üzüntü duyduğunu ifade eden Günay mesajında şunları kaydetti:

'Bir dünya sanatçısı olan Leyla Gencer, uluslar arası alanda da ülkemizin gururu olmuş ve adını opera tarihine başarıyla yazdırmıştır. Operamızın divası Gencer'e Allah'tan rahmet, opera camiasına ve Türk milletine başsağlığı diliyorum."

Önceki
Önceki Konu:
Kleopatra
Sonraki
Sonraki Konu:
Mahir Çayan

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu