İstanbul’da, Nûruosmaniye Câmii ile Kapalıçarşı yakınındaki 15. yüzyılda yapılan önemli bir târihî eser. Fâtih Sultan Mehmed Hanın vezirlerinden Mahmûd Paşa tarafından yaptırılan câminin etrafında bir medrese, bir sıbyân mektebi, bir aşhâne-imâret, bir kervansaray han ile bir de hamam bulunuyordu. Bunlardan günümüzde hamamın bir kısmı, medresenin bir dersânesi ve bir de han (Kürkçüler Hanı) durmaktadır.
Câminin esas cümle kapısı üstündeki, çok güzel bir hatla yazılmış İnşâ kitâbesinden, 1463 senesinde bitirildiği öğrenilmektedir. Bunun yanındaki manzum kitâbeler ise Üçüncü Osman Han (1754-1757) zamanında büyük bir tâmirin yapıldığını bildirmektedir. Bundan sonra ise, Sultan İkinci Mahmûd zamanında (1808-1839), câminin içine hünkâr mahfili yapılmış, 1936’da yeniden tâmir edilmiştir.
İstanbul’daki en eski Osmanlı eserlerinden olan câmi Türk mîmârîsinin ilk devir nümûnelerindendir. Dînî bir yapı çeşidi olan “Tabhâneli Câmiler” grubuna girer. Taştan yapılan bu ibâdethânenin son tâmirlerinde bâzı değişiklikler yapılmış, bâzı pencere ve kemerleri bozulmuş, son cemaat yeri sütunları taş kılıflar içine alınmıştır.
Osmanlı devri İstanbul’unun en eski ve önemli bir mîmârî eseri olan câminin son cemaat yerinden câmi kısmına, süslemeli üç kubbeli bir ara bölümü ile girilir. Esas namaz bölümünü ise eşit iki kubbe örtmektedir. Bunların iki yanında dehlizlerle ayrılan ve dışa açılan kapıları bulunan misâfirhâneler vardır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.