son devir Osmanlı sadrâzamı ve Hareket Ordusu kumandanı. 1856 yılında Bağdat’ta doğdu. Babası Basra mutasarrıfı Kethüdâzâde Süleymân Beydir. Mahmûd Şevket, ilk öğrenimini Bağdat’ta yaptı. Sonra İstanbul’a gelerek askerî okulda tahsilini tamamlayıp, 1882’de kurmay yüzbaşı olarak orduya katıldı. Almanya’da dokuz yıl, Fransa’da bir müddet kalarak, batı kültürünü öğrendi. Bu sırada zırhlı kuleler ve ateşli silâhlar hakkında incelemelerde bulundu.
1901’de paşa olduktan sonra Mekke-i mükerreme ile Medîne-i münevvere arasında telgraf hattı döşetme vazifesiyle Hicaz’a gönderildi. Orada fazla kalmayıp, tekrar İstanbul’a döndü. 1905’te Kosova Vâliliğine getirildi. 1908’de İkinci Meşrûtiyetin îlânından sonra Üçüncü Ordu komutanlığına kısa bir müddet sonra da Rumeli Vilâyeti Müfettiş-i Umûmiliğine getirildi. 31 Mart Vak’ası üzerine toplanan ve Hareket Ordusu adı verilen birliklerin başına geçerek, İstanbul’a geldi. SultanAbdülhamîd Hanın tahttan indirilmesinde önemli rol oynadı. İstanbul’a hâkim olduğu bu sırada örfî idâre îlân ederek, suçlu-suçsuz demeden İttihatçılara ve kendisine muhâlif pekçok kimseyi îdâm ettirdi. Etrafında topladığı pekçok Balkan çetecisiyle saraya girerek, kıymetli eşyâları yağmaladı. Hazineyi, asırlardan beri toplanmış olan kıymetli yâdigârları ve dünyânın en zengin kütüphânelerinden olan saray kitaplığını yağma ettirdi. Abdülhamîd Hana düşmanlığıyla tanınan Tevfik Fikret bile bu yağmaya dayanamayıp “Hân-ı Yağma” adlı şiirini yazdı. Netîcede Mahmûd Şevket Paşa, 1909’da kurulan Hakkı Paşa kabînesinde harbiye nâzırı oldu. Fakat hizmet ettiği İttihat ve Terakkî Partisinin baskısı ile çok geçmeden, istifâ etti. Balkan Harbi sırasında Alasonya ordu komutanlığına getirildiyse de, bu vazifeyi kabul etmedi. Bu durum, o zamanki aydınlar arasında îtibârını gölgeledi. Balkan Harbinin en şiddetli zamanında siyâsî menfaat düşüncesi ile yapılan Bâbıâlî Baskınından sonra, Enver Beyin telkini ile 23 Ocak 1912’de sadrâzam oldu. Ancak Mahmûd Şevket Paşanın bu büyük nüfuzu ve kendi başına hareketleri parti içinde kendisine karşı muhâlif bir grubun doğmasına yol açtı. Nitekim Paşa, 11 Haziran 1913’te arabasının içinde tabanca ile vurularak öldürüldü. Suikastın esâsı aydınlanmamış, fakat bundan istifâde eden İttihatçılar, muhâliflerini asma fırsatını bulmuşlardır.
Mahmûd Şevket Paşa, Arapça, Almanca ve Fransızca bilirdi. Askerî konular ile cebir, geometri üzerine yazdığı kitapları vardır. Devlet-i Osmâniyye’nin Bidâyet-i Te’sisinden Şimdiye Kadar Osmanlı Teşkilâtı ve Kıyâfet-i Askeriyye adlı eseri üç cilt olup, yayınlanmıştır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.