evliyânın büyüklerinden. Çeşitli ilimlerde âlim idi. Vâiz ismiyle de meşhurdur. Mîlâdî yedinci asırda Basra’da yaşadı. Doğum târihi ve âilesi hakkında bilgi yoktur. Menkıbeleri ve hikmetli sözleri meşhurdur. İlim ve mârifete kavuşması şöyle anlatılır: Bir gün yolda giderken üzerinde besmele yazılı bir kâğıt parçası görür. Yerden alıp, yüksek bir yere koymak ister. Fakat koyacak uygun bir yer bulamayınca, besmele yazılı o kâğıdı yutar. Gösterdiği bu hürmet ve hassâsiyetten dolayı bir rüyâ görür. Rüyâsında kendisine hikmet ve mârifet verildiği bildirilir. Bundan sonra bir müddet riyâzet (açlık ile terbiye, çile) çekti ve insanlara nasîhat etmeye başladı.
Zamânındaki gençlerden biri içki içer, etrâfındaki kimselerle sefâhat âlemleri yapardı. Yine böyle toplantı yaptığı bir gün kölesine dört dirhem miktarında para verip, meze alması için çarşıya göndermişti. Köle çarşıya giderken Mansûr bin Ammâr’ın meclisine uğrayıp, acabâ ne anlatıyor, diyerek dinlemeye başladı. Mansûr bin Ammâr bu köleye bakarak; “Yanımdaki şu fakire kim dört dirhem verirse ona dört duâ edeceğim.” dedi. Bu sözleri işiten köle bu dört dirhemi bundan daha iyi bir yere harcayamam diyerek hepsini verdi. Bunun üzerine Mansûr bin Ammâr köleye; “Ne istersin söyle. İsteklerine kavuşman için sana duâ edeyim.” dedi. Köle; “Önce âzâd olmak, serbest bırakılmak isterim. İkinci olarak içkici olan efendimin tövbe edip, harâm işlemekten vazgeçmesini, üçüncü olarak, dört dirhemin karşılığında dört yüz dirhem vermesini ve dördüncü olarak da bana, efendime, size ve bu mecliste bulunanlara Allahü teâlânın rahmet etmesi için duâ etmenizi isterim.” dedi. Mansûr hazretleri de böylece duâ etti. Köle ayrılıp sâhibinin evine varınca, efendisi içkici genç; “Neredesin'” diye sordu. O da; “Mansûr bin Ammâr’ın sohbetinde idim, meze al, diye verdiğin dört dirheme dört duâ satın aldım.” dedi. Genç şaşırıp; “Nasıl duâlarmış' Anlat bakalım.” deyince, köle de hâdiseyi olduğu gibi anlattı. Bunun üzerine o genç, köleyi âzâd etti ve; “Bir daha tövbe ediyorum içki içmeyeceğim. Sana da istediğin dört yüz dirhemi bağışlıyorum. Böylece istediğin dört duânın üçü yerine geldi. Dördüncü kısmına da hep berâber kavuşmayı umarım.” dedi. O gece rüyâsında bunun da kabul edildiğini ve affedildiğini gördü Mansûr bin Ammâr buyurdu ki: “Sıkıntıdan kurtulmak istersen dünyâya düşkün olma, özür dilemek istemiyorsan diline hâkim ol.”
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.