Yörük Ali Efe ile ilgili bir anımı da sırası gelmişken yazınıza katkı yapmak isterim. Yörük Ali Efe'nin oğullarından Mehmet Ali Yörük ile 1970'li yıllarında aynı gazetede çalıştmışım. O zamanki sağ tandaslı bu gazetenin ismi Bizim Anadolu idi. M.Ali Yörük'ün engin bir tarih kültürü vardı. Yörük Ali Efe'nin oğlu olmakla övünmezdi. Biz Efe'inin oğlu olduğunu diğer arkadaşlardan ,gazete sahibi M.Emin Alpkan, Necdet Sevinç ve Yaşar Okuyan'dan öğrenmiştik. Yörük yoksul bir gazeteci idi. Gazetede yatar sabah erkenden masasının başına geçer yazısını yazar, bizlerle sohbet ederdi. Rahmetli'den gazetecilik ile ilgili çok şeyler öğrendiğimi bir kez daha yinelemek isterim. Sözcüğün tam anlamıyla bir Türk milliyetçisi idi. Atatürk'e candan bağlıydı. Bir gün gazeteye gelen Alpaslan Türkeş'i karşılamamış, masasından kalkmadan hesap sormuş, daha önce verdiğin sözler ne oldu demişti? Milliyetçilikten tavaz mi veriyorsun diye adeta Başbakanyardımcısından hesap sormuştu. Odada bulunanlar sanki buz kesmişti... Türkeş ,birden M.Ali Ağabey'in yanına giderek ona sarılmış, hiç taviz verirmiyim demişti. O anda M.Ali ağabeyin çatık kaşları düzelmiş ve birbinlerine sarılmışlardı. İki eski dost...
Sonradan Mehmet ağabey ile bağımız koptu ben başka bir gazeteye geçtim. M.Ali Yörük'ün sefalet içerisinde, onurundan hiç bir taviz vermeden öldüğünü duydum. Mehmet Ali Ağabey seni bir kez daha rahmetle anıyorum. Nur içerisinde yat... Bu olayı neden Yılmaz Ergüvenc'in yazısına ekliyorum. Biliyormusunuz? Milli Mücadelenin kahramanlarından Yörük Ali Efe'nin çocuklarına sahip çıkamadık. Tıpkı diğer kahramanlar gibi... Rahmetli büyükannemin bir sözü vardı ve hiç aklımdan çıkmaz.Yıl uğursuzun derdi!..
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.