Alm. Zentralbanken (f.pl), Fr. Banques (f.pl.) Centrales, İng. Central banks. Devlet adına para üreten para ve kambiyo politikalarını belirleyen ve yürüten bankalar. Bu bankalar, “emisyon bankası” veya “bankaların bankası” olarak da adlandırılır. Daha çok Merkez Bankası adıyla anılmalarının sebebi, para ve bankacılık işlerinde diğer bankaların merkezini teşkil etmelerinden, onları bir merkezden yönlendirmelerinden ileri gelir. Merkez bankalarının sahip olduğu bu yetkiler, devletin hükümranlık haklarındandır. Bu sebeple merkez bankalarının, mülkiyet yapısı ne olursa olsun, yetkileri hangi ölçülerde bulunursa bulunsun, görev konularında son irade, devleti yönetenlerdedir.
Merkez Bankaları ekonomik gelişmeye bağlı olarak ortaya çıkmışlardır. Bilinen anlamda merkez bankalarının doğuşu ve gelişmesi bankacılığın gelişmesinden sonradır ve aşağı yukarı 19. yüzyıla rastlamaktadır. Merkez bankalarının gelişimi metal para sisteminin önemini kaybetmesi ve bankaların likidite hâsıl etme fonksiyonunun ön plana çıkmasıyla paralel olmuştur. Bu tür bankaların ilk örnekleri banknot basan ve saklayan özel kuruluşlardı. Bunların modern merkez bankacılığı kimlik ve araçlarına sâhip olmaları, metal para sistemlerinin ve banknotların altına konvertibilitesi mecburiyetinin ortadan kalkmasıyla olmuştur.
Bugün Merkez Bankalarının belli başlı görev ve faaliyetleri şunlardır:
1. Devlet adına banknot çıkarmak (emisyon),
2. Devletin hazinedarlığını yapmak,
3. Banka sisteminin rezervlerini tutmak,
4. Reeskont ve avans işlemleri yapmak suretiyle kredi açmak,
5. Banka sisteminin rezervlerini, reeskont ve avans sûretiyle açtıkları kredileri artırıp azaltmak, hisse senedi ve tahvil alıp satmak, yâni açık piyasa işlemleri yapmak sûretiyle banka sistemini ve ekonominin likiditesini kontrol etmek ve ayarlamak,
6. Banka kredilerini nicelik ve nitelik yönünden kontrol etmek,
7. Kambiyo sınırlaması getirilmişse ülkenin döviz rezervlerini tutmak ve yabancı ülkelere döviz üzerinden işlemleri yürütmek, kontrol etmek.
8. Devletin ekonomik ve mâli konularda danışmanlığını yapmak,
9. Bankalar arasında takas ve mahsup işlemlerini takas odaları aracılığıyla yürütmek,
10. Banka sistemini denetlemek.
Bu görevler, ekonomik gelişmişliğe ve sosyal yapıya göre ülkeden ülkeye farklılıklar göstermekte, zengin ve serbest piyasa düzenine sahip ülkelerde azalarak büyük ölçüde piyasadaki para hacmini ve banka sistemini denetlemekle kalırken, az gelişmiş ülkelerde merkez bankaları çok daha geniş fonksiyonlar üstlenmekte ve bu fonksiyonlar kaynakların ülke kalkınmasının gereklerine göre yönlendirilmesi şeklinde genişlemektedir.
Başlangıçta devlet bankası şeklinde kurulan merkez bankalarının sayısı çok sınırlıydı. Genellikle bir ticâret bankasına banknot ihraç yetkisi verilmesi şeklindeki târihî gelişim, Merkez bankalarının çoğunun özel sermâyeli olmasının bir sebebiydi. Ancak Birinci ve İkinci Dünyâ Savaşları ve hükümetlerin bu bankalara duyduğu ihtiyaç, 1936’lardan îtibâren kimi merkez bankalarının devleteştirilmesine, kurulanların da devlet bankası olarak kurulmasına yol açmıştır. Nitekim bu târihten sonra Danimarka, Kanada, Yeni Zelanda, İngiltere, Fransa, Hollanda, Norveç merkez bankaları devletleştirilmiş, yeni kurulan İrlanda, Afganistan, Seylan, Irak, İsrail merkez bankaları da devlet bankası olarak kurulmuştur.
Merkez Bankaları, genellikle düşük sermâye ile çalışan kuruluşlardır. Bunlar idâre binâsı, şûbe binâları ve demirbaşlar gibi sınırlı varlıkları için sermâyeye gerek duyarlar. Merkez Bankası görevleri sermâyeyi gerektirmez. Esâsen bu bankaların kârları da ticârî bir faaliyet sonucu elde edilmeyen, ekonominin düzenlenmesiyle ilgili kararlardan doğan kârlardır. Bu sebeple devletler, Merkez Bankalarında ne kadar pay sâhibi olurlarsa olsunlar, kârın bir kısmını mutlaka alırlar. Nitekim Türkiye Cumhûriyet Merkez Bankasında, sermâyenin tamamı hazineye âit olmadığı halde ortaklara en fazla % 12 oranında kâr dağıtılmakta, kalanı hazineye verilmektedir.
Merkez Bankalarının bağımsız olması, öteden beri tartışma konusudur. Bir görüşe göre, merkez bankaları, mâlî ve siyasî otoritelerden apayrı bir hukukî bünye içerisinde düzenlenmeli ve özerk hareket edebilmelidir. Aksi halde hükümetler, merkez bankalarını piyasaya karşılıksız para çıkarmaya zorlayacaklar, enflasyona yol açacaklar, bunun sonucu olarak da halkın ve kurumların bu bankalara güveni sarsılacaktır. Merkez Bankası Almanya’da Deutsche Bundesbank, İngiltere’de Bank of England, ABD’de Federal Reserve adını taşımaktadır.
Türkiye Cumhûriyet Merkez Bankası: Ülkemizde ilk kâğıt para “kaimei mutebere” adıyla Sultan Abmdülmecîd Han zamânında 1843’te çıkarılmış ve ilk merkez bankası görevleri yabancı sermâyeli bir banka olan Osmanlı Bankası tarafından yürütülmüştür.
Cumhûriyetten sonra da imtiyaz mukâvelesi 1935’e kadar uzatılan Osmanlı Bankası, merkez bankacılığı görevini tam olarak yerine getirmeyince 11 Haziran 1930’da çıkarılan bir kânunla Türkiye Cumhûriyet Merkez Bankası kurulmuş ve 3 Ekim 1931’de fiilen faaliyete geçmiştir. 14 Ocak 1970 târih ve 1211 sayılı kânunla son şeklini alan Türkiye Cumhûriyet Merkez Bankası, sermâyesinin % 54’üne devletin sâhip olduğu özel hukuk tüzel kişisi bir kuruluştur.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.