Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) mübârek hanımlarından. İsmi, daha önce Berre idi. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem “Meymûne” olarak değiştirdi. Mekke’de Benî Hilâl kabîlesindendi. 671 (H. 53) senesinde vefât etti.
Hazret-i Meymûne radıyallahü anhâ, câhiliyyet devrinde Mes’ûd bin Amr bin Umeyr-es-Sekâtî ile evlenmişti. Ondan ayrılınca Ebû Rühm bin Abdiluzza ile nikâhlandı. Bu da vefât edince dul kaldı. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem 629 (H. 7) senesinde, Hayber’in fethinden sonra Zilkâde ayında umre niyetiyle yola çıktı. Cuhfe’de bulunduğu sırada hazret-i Abbâs’la buluşunca, hazret-i Abbâs; “Yâ Resûlallah! Meymûne binti Hâris dul kaldı. Onu kendine hanımlığa alsan olmaz mı'” diye teklifte bulundu. Bunun üzerine Peygamber efendimiz Ebû Rafi ile Ensar’dan bir zâtı Mekke’ye dünürlüğe gönderdi.
Hazret-i Meymûne, Resûlullah’ın (sallallahü aleyhi ve sellem) kendisine dünür olduğu haberini deve üzerindeyken alınca; “Deve de, üzerindeki de Resûlullah’ındır (sallallahü aleyhi ve sellem).” dedi. Kendisini Peygamber efendimize bağışladı. Bu işin gereğinin yapılmasını da ablası Ümmü’l Fadl’a, o da kocası hazret-i Abbâs’a bıraktı. Böylece hazret-i Abbâs, Meymûne’nin nikahlanmasında vekil oldu. Resûlullah sallallahü aleyhi ve sellem Mekke’de umreyi tamamladıktan sonra Medîne’ye dönerlerken Şerîf mevkiine gelince hazret-i Abbâs, Peygamberimizden (sallallahü aleyhi ve sellem) dört yüz dirhem mehr alarak hazret-i Meymûne’yi Resûlullah’a nikâhladı. Burada düğün merâsimi de yapıldı. Hazret-i Meymûne, Resûlullah’ın nikâhıyla şereflenerek son hanımı oldu. Peygamberimiz bundan sonra bir daha evlenmedi.
Kendisinden 46 hadîs-i şerîf veya başka bir rivâyete göre 76 hadîs-i şerîf rivâyet edilmiştir. Bunlardan yedisi, Buhârî ve Müslim’de, diğerleri de çeşitli hadis ve fıkıh kitaplarında bulunmaktadır. Hazret-i Meymûne’den hadîs-i şerîf rivâyet eden zâtlardan bâzıları şunlardır: Hazret-i Abdullah bin Abbâs, Abdullah bin Şeddâd, Abdurrahmân bin Sâib, Ubeydullah el-Hulânî.
Hazret-i Âişe onun hakkında; “Meymûne bizim hepimizden fazla Allahü teâlâdan korkan ve sıla-i rahmi (yakın akrâbaları) gözeten bir hâtundu.” buyuruyor. Bâzan borç alır ve hayır işlerine harcardı. Bir ara çok borçlanmıştı. Bunu nasıl ödeyeceğini sordukları zaman, Resûlullah’tan (sallallahü aleyhi ve sellem); “Herkes iyi niyetle borçlanırsa, Allahü teâlâ onun borcunu öder.” hadîs-i şerîfini rivâyet etti. Dînî emir ve yasaklara da son derece dikkat ederdi.
Hazret-i Meymûne 53 (M. 672) senesinde Mekke’de hastalandı; “Beni Mekke’den çıkarınız! Çünkü Resûlullah benim Mekke’nin dışında vefât edeceğimi haber verdi.” dedi. Kendisini çıkardıkları zaman, Resûlullah’a nikâhı yapılmış olduğu yerde vefât etti. Cenâze namazını yeğeni hazret-i Abdullah bin Abbâs kıldırdı.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.