Muhsin Osmanov - Bilgiler
08/12/2009 20:19
HAKKINDA YAZILANLAR

AYDINLIK BAĞIŞLAYAN İNSAN

Muhsin OSMANOV

Zera BEKİROVA

Gazeteci - Yazar

Qırım

Kırım Tatar Halkının milli hareketine temel taşı koyanların arasında rahmetli Muhsin Osmanov' u ilk sıralarda anmak gerekir. Yarım asırdan

beri Vatan Kırım için devam eden savaşın her merhalesinde onun ismi geçmektedir. Milli Hareket aktivistleri için o, yakın dost, akıllı hoca, meslektaş, teşkilatçı olup, onu sevip-sayıp kendi aralarında ona "canlı ansiklopedi" diyordular. Çünkü iki gözü kör olan bu adamın hafızası çok kuvvetli olduğundan o ya da bu umumi halk toplantılarına kimlerin

katıldığını adları ve soyadları ile hatırlayıp, kabul olunan kararları, günleri, rakamları noktası noktasına söyleyebiliyordu . Açık dünyayı görme imkânından mahrum olan Muhsin Ağa pek çok insanlara aydınlık bakışlar, doğru yol gösterirdi.

Muhsin Ağa 23 Şubat 1930' da Aluşta bölgesinin Demirci köyünde doğmuş. İlk mektebe burada başlamış. Fakat 1944 sürgünü sebebiyle,

okulunu sürgün oldukları Özbekistan'ın Beşarık adlı yerinde bitirmiştir.

16 yaşında babasından öksüz kalan Muhsin Ağa çalışmaya başlamış ve yaşamış oldukları bölgedeki pamuk fabrikasında sekiz yıl çalıştıktan sonra büyük bir kazaya uğrayıp, iki gözünü birden kaybederek birinci grup sakat olarak işten ayrılmıştır.

1953'te Kırım Tatar Halkının büyük yolbaşçılarından Bekir Osmanov' la

tanıştıktan sonra, o da milli davanın içerisine girmiş. Halkımızın yukarı devlet şurasına, parti organlarına yazılan mektuplarda, bu mektuplar için toplanan imzalarda, onların Moskova'ya gönderilmesinde hep önayak olmuştur. İki kez Anastas Mikoyan' in ve diğerlerinin

kabullerinde bulunup, halkın taleplerini bildirdi.

Moskova'da halkımızın meselelerinin kimlere anlatılacağını, kimin nereye gideceğini, kimlerle görüşüleceğini, vesikaların kimlere teslim edileceğini öğretir ve yapılan işler hakkında görevlendirdiği kişilerden

hesap sorar idi. Gözleri görmeyen ama milli ruhu yüksek olan bu yiğit insan herkesi hayretlendirir, çoğu insana ise ibret olurdu.

Milli hareketimizin dikenli, kanlı yollarında Muhsin Ağa Kırım Tatar Halkının yiğit evlatları Amet-han Sultan, Basir Gafarov, Cebbar Alimov'

la tanışıp büyük dostluklar kurmuştur.

Muhsin Ağanın yalnız olmadığını bilen KGB onu Moskova'dan Özbekistan'a geri gönderip hapishaneye koyuyorlardı. Onun arşivindeki

her türlü belgeye el koyup, milli hareketten kopması için çalışıyorlardı.

Yüzlerce milli dava aktivisti ile birlikte onun çalışmaları 5 Eylül 1967 tarihinde Kırım Tatar Halkının Siyasi aklanması kararı ile başarıya

ulaştı. Fakat Kırım Tatarlarına vatan yolu yine kapalıydı. 11 Nisan 1970 tarihinde Muhsin Ağa bir grup Kırım Tatar Milli Hareketçisiyle beraber KPSS Merkezi Komitesi ve SSSR Yukarı şurasının kabulünde bulundu. 1967 yılında çıkan kanunun uygulanmadığı yolunda şikayetlerde bulunuldu. Moskova'da ki yetkililerden adalet istendi. Fakat onlar bu kişileri yakalayıp, geri gönderdiler ve hapise attılar.

KGB' nin yapmış olduğu bu hareketler hiçbir zaman Muhsin Ağayı yıldırmıyor, o, daha yeni kuvvetle savaşa katılıyor. Milletinin acı

kaderi hakkında hep yazıyor, adalet talep ediyordu.

Onu halk hareketinden kopartıp mutlak hapsetmek isteyen güçler ona devamlı iftira atıyorlardı.

Bir keresinde Muhsin Ağa'nın kadın ve kızların bulunduğu yatakhaneye zorla girip orada bulunanlara saldırdı şeklinde iftirada bulunup onu mahkemeye çıkarttılar. Mahkeme reisi Muhsin Ağa' nın böyle bir-şey yapmayacağını çok iyi biliyordu.Fakat yukarılardan gelen emirle onu

utanarak hapise mahkum etti.

Milli davanın içerisinde yalnız Muhsin Ağa kendisi bulunmuyor, eşi Leyla apte de milli dava içerisinde bizzat hizmetlerde bulunuyordu.

1970 yılında ilk defa baba olan Muhsin Osmanov oğluna Kırım'a olan sınırsız sevgisini bildiren bir ad koymak istedi ve oğlunun ismini

Kırımdar koydu. 1970 yılının 18 Mayıs matem nümayişlerinden sonra Muhsin Ağa ve arkadaşlarının hapse attılar. Eşi Leyla apte iki aylık bebeği Kırımdar' ı kucağına alıp polis merkezine giderek kocasının ve arkadaşlarının serbest bırakmadıkça buradan çıkmayacağını söy-leyerek sonuna kadar direndi. Çare bulamayan polis merkezindeki yetkililer Muhsin Ağa ve arkadaşlarını serbest bıraktılar.

1976'da Muhsin Ağa ve ailesi Kırım'a dönerek Karasupazar şehrine yerleştiler. Ama yetkililer onları buranın nüfusuna kaydetmek

istemediler, kızını okula kaydetmediler, oğlunu balalar bahçesine, karısını ise işe almıyorlardı. Muhsin Ağa'yı ise "Sovyetler pasaport sistemini" bozduğu için mahkemeye verdiler ve iki yıl hapse mahkum ettiler.

Bu ağır günlerde Muhsin Ağa ve Leyla aptenin küçük dar evi Kırım Tatar Halkı Milli Hareketinin merkezi haline çevrildi. Herkes öz

problemlerini, dertlerini Muhsin Ağa'nın evine gelip anlatıyorlar, ondan yardım talep edip, akıl soruyorlardı. Muhsin Ağa kendisine gelen bu

insanların hiçbirini boş çevirmedi. Kendisinin daha çok yardıma ihtiyacı olmasına rağmen herkese yardım edip, gönlünü aldı.

Halkın meseleleri ile uğraşmaktan kendi sağlığına vakit ayırmayan Muhsin Ağa birden bire rahatsızlandı. Kalp krizi geçiren Muhsin Ağa

hastahane de yattığı süre içerisinde KGB elemanları onun evini altüst edip karıştırdılar ve ailesini rahatsız ettiler.

Muhsin Ağa milli davanın haricinde Milli tiyatronun yeniden kurulmasında, milli mekteplerinin, pedagojik okul yurdunun ve

enstitüsünün açılmasında büyük emekler sarf etmiştir.

Kırım Tatar Halkına haksızlık yapanlarla savaşmaktan usanmayan Muhsin Ağa, milli hareketimizdeki son yıllarda ki bozukluk, bölünmüşlük, bazı şahısların öz menfaatleri uğruna yapmış oldukları fena işler onu çok

üzdü. 5 Ocak 1997 tarihinde yakalanmış olduğu hastalıktan kurtulamayarak vefat etti.

Yazarın Adı: Zera BEKİROVA - KIRIM

KALGAY Dergisi, Ocak - Şubat - Mart 2000, Sayı: 15, Sahife12 - 13' ten alınmıştır.

Önceki
Önceki Konu:
Alper Aksoy
Sonraki
Sonraki Konu:
Zeki Saraçoğlu

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu