fiyatları kontrol etmek, ölçü âletlerini muâyene edip, düzgün tartı yapmıyanları ve satışta hile yapanları cezâlandırmakla vazifeli memur. Lügat mânâsı olarak, bir kişinin yaptığı kötü fiili beğenmemektir. Muhtesiplik, dînî bir hizmet olarak da kabul edildiği için, bu memuriyete o şehrin Müslümanlarının en güvenilir olanı tâyin edilirdi.
Muhtesiplik, İslâmiyette en eski memuriyetlerdendir. Peygamber efendimiz zamanında vardı. Hazret-i Ömer, Saîd bin Saîd’i Medîne’ye, İbnül-Âs’ı ise Mekke’ye muhtesib olarak tâyin etmişti.
Aslında kâdıların (hâkimlerin), kazaî vazifeleri cümlesinden bir vazife gören muhtesibler, dînî hükümlere muhalif hareket edenleri tahkik ederek menetmek vazifesini görürlerdi. Bu cümleden olarak, hamalların ve nakil vasıtalarının aşırı yüklenmelerini önlemek, yıkılma tehlikesi olan binâları yıktırarak insanlara bir zarar vermesini önlemek, mekteplerde talebeyi döven hocaları cezâlandırmak gibi vazifelerinin yanında, yiyeceğe, içeceğe hile karışmaması, noksan tartı âletlerinin kullanılmaması gibi bugün belediye zabıtasının yaptığı vazifeleri yerine getirirlerdi. Bu işler kâdıların vazife sahasında olmasına rağmen, makamlarını bu tarz hadiselerin peşinde dolaşmakla terketmeleri esas görevlerini aksatacağından, ayrıca bir memura ihtiyaç duyulmuştur.
Osmanlı Devletinde, muhtesib yerine “İhtisap Ağası” tabiri kullanılmıştır. Son derece titizlikle yerine getirilen bu vazife, modern belediye teşkilâtının kurulmasıyla şehiremanetine (belediyeye) devredilmiştir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.