KKTC'nin yeni Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'la KKTC'nin önde gelen tarihçi ve gazeteci-yazarlarından Doktor Nazım Beratlı aynı yıl doğmuşlar, 1952'de.
Talat, Ortadoğu Teknik Üniversitesi'ni bitirmiş, Beratlı ise İstanbul Tıp Fakültesi'ni. Talat'ın resmi biyografisinde CTP'nin gençlik kollarında çalışırken, siyasal düzeyde yükseldiği belirtiliyor, başka bilgi verilmiyor. Nazım Beratlı ise KKTC'nin yeni Cumhurbaşkanı'yla aynı yıllarda CTP'ye girerek siyasete atılmış. Kıbrıs ve Gençlik, Kıbrıs Postası, Yeni Düzen, Yeni Gün gibi gazetelerde köşe yazıları yazmış. Talat'ın düşünsel-siyasi planda makale ya da kitabına rastlanmıyor.
1991 yılında Talat'ın da içinde bulunduğu CTP'deki Rumcu ekiple çatışmış Dr. Beratlı. Parti yönetiminde kapalı kapılar ardında yaşanan çatışmada Türk milliyetçisi, Pan Türkist v.b. olmakla suçlanmış ve Türkçü ve Kıbrıslı çatışmasını kamuoyuna taşıyarak görüşlerini "Kıbrıs'ta Ulusal Sorun" adlı kitabında anlatınca, kıyametler kopmuş. Kıbrıslı Türkler'in özgür, özgün, eşit ve egemen bir halk oldukları tezini, Marxist milliyetler teorisinin ışığında analiz ederek savunan Beratlı, böylece Kıbrıslı solcular ve CTP içinde aforoz edilmiş. Beratlı'nın ayrıca 800 sayfalık, "Kıbrıslı Türkler'in Tarihi" adlı kitabı, bence Kıbrıs Türkü'nün tarihi konusunda en aydınlatıcı ve belki de çapı ve bilimsel değeri konusunda bu alanda tek olan eser.
Dr. Beratlı, KKTC'de bugün Cumhurbaşkanlığı'nı da ele geçiren ve ilk konuşmasında Kıbrıs Rumları'na çağrıda bulunarak, "Sana uzattığım barış eli sen onu sıkıncaya kadar (havada) bekleyecek" diyen Cumhurbaşkanı Talat ve CTP'sinin eleştirisini yazılarında yapmayı sürdürüyor. Nazım Beratlı, tarihinin son bölümünde Kıbrıs sorunu konusunda şu yargıya ulaşıyor:
"Kıbrıs sorunu ada solunun iddia ettiği gibi, dış dinamiklerin kışkırtmasıyla ortaya çıkmış bir sorun olmayıp, iki adalı halkın tarihsel süreç sonucunda iki ayrı kimlik, iki ayrı ulusal yapı, iki ayrı yaşam biçimi, iki ayrı ulusal ülkü yaratmış olmasından dolayı dünyayı meşgul etmektedir."
Nazım Beratlı uzun yıllar görev yaptığı partisi CTP ve genel olarak KKTC'nin Rumcu solunu da şöyle değerlendiriyor:
"Bizim, solculuğu soyunu inkâr etmek sanan Elenofİl dostlarımız da oturup bu sorunu bütün veçheleriyle analiz ederek gerçek bir çözüm modeli üretmek yerine, bir zamanlar proletarya ve dünya devriminin öncüsü SSCB'ye ihale edip kendilerini üzerinde düşünmekten kurtardıkları çözümü, bugün AB'ye terketmeyi barışçılık sanmakla aynı hatayı yapıyorlar."
Dr. Beratlı'nın "Kıbrıslı Türkler'in Tarihi"nde ilginç tesbitler de var. CTP'nin Rum kesimindeki ikizi AKEL partisinin 30 yıldır utangaç bir sağcı politika uyguladığını ve Kıbrıs sağının ardına takılarak çözüm politikaları konusunda onlarla aynı uzlaşmazlığı sürdürdüğünü yazıyor.
Ayrıca kitapta bugün CTP ve Talat ekibi tarafından savunulan Kıbrıslılık, Rumlar'dan ve Türkler'den ayrı, "Tarihi Kıbrıs halkı" uydurmacasının da tarihsel belgelerin ışığında çürütülmesi yer alıyor.
Dr. Beratlı'nın yazdıklarından anlıyoruz ki belki de AKEL ile Rum-Türk ortaklığı CTP arasındaki tek fark, AKEL'in Rum kesiminde Helen-Rum milliyetçiliği yaparak Türkler'i basit azınlık olarak gören EOKA-Makarios-Grivas çizgisinin solcu bir versiyonu olması, CTP'ninse AKEL'den ve Rumlar'dan bu konuda "Helenofil" olmasıdır.
KKTC, işte bugün böyle bir saplantı ve sendrom içindeki bir siyasi ekibin eline geçmiş durumda.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.