Uyanık ya da uykuda olduğumuz her an, dış dünyadan duygularımız aracılığıyla milyonlarca veri alıyoruz. Ama bilincimiz aynı anda ancak beş ile dokuz arasındaki veriye odaklanabilir. Siz, yedi rakamlı bir telefon numarasını belleğinize kaydetmeye çalışırken ikinci bir telefon numarasını da aynı anda aklınızda tutamazsınız. Şu anda bulunduğunuz mekana ait tüm veriler bilinçaltınızda kayda geçiyor. Sadece veriler mi? Mekanla ilgili düşünce ve duygularınız, orada otururken kafanızdan geçen başka şeylerle ilgili düşünce ve duygularınız, anılarınız, umutlarınız, beklentileriniz ve korkularınız, kendinizle yaptığınız iç konuşmalarınız, üzerinizdeki elbisenin, ayakkabının rengi, rahatlığı vb. her şey ama her şey bilinçaltında kayda geçiyor. Ama size gözünüzü kapattırıp odanın duvarlarının rengini sorsam belki ona bile yanıt veremezsiniz. Özellikle ilk kez bulunduğunuz bir mekansa. Oysa derin hipnoz esnasında odayla ilgili her türlü soruya rahatlıkla yanıt verebilirsiniz. Hipnozla iki telefon numarasını da tekrarlayabilirsiniz. Bilinçaltı devasa bir üç boyutlu sinema arşivi gibi her şeyi depoluyor. Bizim her şeyi hatırlamamamız ise bir lütuf. Her şeyi hatırlamak zorunda olsaydık onca gereksiz veri bombardımanı altında çıldırırdık herhalde. Ömür boyu depoladığımız her şeyi aynı anda hatırladığımızı bir düşünsenize. Delirmek, çok şeyi aynı anda hatırlamak ve bu verilerle baş edememek olmalı. Aynı anda bizden bir şeyler talep eden eşimizin, annemizin, babamızın, patronumuzun, çalışanlarımızın, arkadaşlarımızın çocuklarımızın ve kendimizin isteklerini karşılamak durumunda kalsaydık... delirmez miydik? Akü hastanelerinde niye daha çok kadının olmadığına şaşıyorum. Onlar son, beş bin yıldır bu tür taleplerle yaşamlarını sürdürüyorlar da. Aynı anda süper anne, süper eş, süper kadın ve süper çalışan olma durumu. Neyse bu kitap kadın haklarıyla ilgili değildi galiba. Aynı anda birkaç şeyle ilgilenmek durumunda kaldığımızda bile aklımız karışıyor. Hiçbirine doğru dürüst odaklanamıyoruz, günlük yaşamımızda her an seçici algılama yapıyoruz. Çevrenizde ilgilendiğimiz, ilgimizi çeken şeylere odaklanıyor, diğer eyleri görmüyoruz, duymuyoruz, hissetmiyoruz. Eğer hamileysek birdenbire çevremizde ne kadar çok hamile kadın olduğunu park ediyoruz. Kırmızı araba almışsak yollarda ne kadar da çok kırmızı araba olduğu dikkatimizi çekiyor. Hamile olmayan kadınlar ya da kırmızı olmayan arabalar dikkatimizi çekmiyor. Onları bir anlamda algılamamızdan siliyoruz. İnsanları ilgilendiren konular, olaylar, kişiler farklı farklıdır. Ama algıladığımız şeyleri düzenleme ve anlam kazandırma yollarımızla ilgili belirli temel yollar vardır. Bilgisayarla iletişimde bulunabilmek için, yazılımı anlamak zorundayız. Karşımızdaki kişiyle sağlıklı iletişim kurmak için de onun zihninin yazılımını anlamamız gerekiyor. Kişi hangi verileri zihninden siliyor, hangi verilere odaklanıyor? Her bireyin kendi haritasına özgü odaklanma metotlarına metaprogramlar diyoruz. Metaprograma, iletişim kapılarını açan anahtarlar da diyebiliriz. Kişinin yarım bardak suyu yan dolu ya da yan boş olarak tanımlaması iyimserlik ya da karamsarlık göstergesinden çok metaprogram tarzıdır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.