Öfkeyi kontrol etmemin çok basit yöntemleri vardır. Aslında bunlar herkesin düşünebileceği şeylerdir. Öfke anında uygulayabileceğimiz çok basit bir teknik derin derin nefes almaktır. Bu bize hemen duygularımızla harekete geçmeyip durumu mantık süzgecinden geçirme fırsatı verir. Diyaframdan, karnımızın oynayabileceği şekilde derin derin beş on defa nefes alırsak, öfkemiz zaten kendiliğinden yatışmaya başlayacaktır.
Mesela öfkelenen bir çift düşünelim; öfke anında birbirinden mola talep edebilirler. Birbirlerini suçlayan sözler sarf etmek yerine tartışmaya ara verip her ikisi de sakin sakin düşünmeye çalışabilir. Öfkelerini beş dakika erteleyebilen, "Bunun için biraz sonra öfkeleneceğim" diyebilen insanlar hakikaten öfkelerini kontrol altında tutabilirler.
Çoğu evlilikte şöyle cümleleri çok sık duyarsınız: "Sen zaten hep böylesin. Sen on sene önce de böyleydin. Senin annen de böyle, senin baban da böyle." Oysa ilişkilerde asıl olan, "ben" diye başlayan, "ben diliyle ifade edilmiş cümleler kurmaktır. "Sen beni hiç anlamıyorsun zaten" yerine, "Ben yeterince anlaşılmadığımı hissettim. Derdimi sana yeterince anlatamadığımı hissettim" gibi cümleler seçmeliyiz.
"Sen"le başlayan cümleler karşı tarafı suçlar, oysa "ben"le başlayan bir cümle kurduğumuz zaman duygularımızı anlatmış oluruz. Karşımızdaki insan da bizi anlama şansına sahip olur. Zaten çoğu zaman öfke, buna benzer iletişim hatalarından kaynaklanır.
Öfkenin çok temel unsurlarından birisi, karşımızdaki kişiyi yanılmaz, muazzam bir insan olarak görüp onun hata yapmasına tahammül edemememizdir. Oysa böyle bir istek haklı olmadığı gibi gerçekçi de değildir. Hepimiz hata yaparak, düşüp yeniden kalkarak yol alabiliriz. Önemli olan hatalarımızdan öğrenip aynı hatayı yinelememektir.
İkili ilişkiler söz konusu olduğunda öfke çoğu zaman anlaşılamamaktan kaynaklanır. Birimizin ihtiyacını öbürümüz anlamıyorsa yavaş yavaş öfke birikmeye başlar. Burada bazı gerçekçi düşünceler bizi öfkeden korur.
- "Karşımdaki insanın bazı ihtiyaçları olabilir."
- "Her insan için kendi ihtiyacı en önce gelir."
- "İnsanların ihtiyaçları bazen birbiriyle çelişebilir, çatışabilir."
Olayların hep bizim yöntemlerimizle çözülmesini istemek, öfkenin çok önemli sebeplerinden bir tanesidir. İnsanların olaylara bakışında farklılıklar olabilir, herkesin ihtiyaçları birbirinden başka olabilir. Karşımızdaki insanın ihtiyaçlarının da, tıpkı bizim gibi, kendisi için birinci planda geldiği fikriyle barışırsak orta yolu bulan ve uzlaşıya açık öneriler getirebiliriz.
Öfkeyle baş etmek için geliştirebileceğimiz stratejilerden biri de mizahtır. Kendimizle ve olaylarla dalga geçmeyi öğrenebilirsek, yaşadığımız hayatın aslında o kadar da keyifsiz olmadığını fark ederiz. Mesela yolda bizi geçmeye çalışan, ısrarla arabasının direksiyonunu üzerimize kıran bir adam düşünelim. Ona biraz mizah duygusuyla bakıp hareketlerine gülüp geçebiliyorsak öfkelenmeyiz. Etrafımızdaki insanların yapıp ettiklerini kendimize yönelik bir tehdit olarak değil de, o insanların kendi kusurlarından, eksikliklerinden kaynaklanan davranışlar olarak algılarsak hayatın biraz daha hafifleyeceğini görürüz.
Son olarak çocuklarımızla ilişkilerimizde öfke konusuna değinelim. Çocuklarımız da zaman zaman öfkelenir. Özellikle anlaşılmadıklarını, önemsenmediklerini düşündüklerinde öfke duyarlar. Bazen çocukların öfkesini kontrol etmek çok zor olabilir. Çocuklar öfkelendiklerinde aynı büyük insanlar gibi tuhaf davranışlar gösterebilir, şiddete yönelebilirler. Çocuk öfkelendiğinde, anne babanın aynı şekilde mukabele etmemeye gayret göstermesi gerekir. "Sen benimle böyle konuşamazsın" şeklinde bir tavır benimsemek sorunu çözümsüzleşti-rir. Bunun yerine ona anlaşıldığını, duygularının işitildiğini ve hissedildiğini göstermek daha doğru olur. Unutmayın ki, ancak sakin kalarak çocuğunuzun öfkesini yatıştırabilirsiniz.
Öfkenin çok temel unsurlarından birisi, karşımızdaki kişiyi yanılmaz, muazzam bir insan olarak görüp onun hata yapmasına tahammül edemememizdir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.