"Şuna bak! Beni sollamaya çalışıyor. Şimdi gösteririm ben ona" "Neden korna çalıyorsun be adam!" "Bıktım senin dırdırından!" "Ters ters ne bakıyorsun beyefendi?" İşte öfke... Hayatın bir parçası ve insanoğlunun özünde bulunan bir duygusal fırtına... Öfke de diğer duygularımız gibi (sevinç, üzüntü, mutluluk...) bizi etkiler. Ancak öfke diğerlerinden farklıdır. Kontrol edilmediğinde patlayan bir yanardağ gibi olur ve lavları etrafı sarar. Öfke, kavga ve kargaşa ortamı oluşturur. Toplum olarak ne yazık ki öfkeyle baş ettiğimiz, öfkemizi kontrol altına aldığımız ve öfkemizi yönettiğimiz söylenemez. "Öfke, kısa bir deliliktir." demiş Horatius. Öfke, olumsuz duygulardan biridir. Çok hafif bir tepkiden hiddete kadar varabilir. Öfke durumunda, duygusal fırtınaların yanında fizyolojik ve biyolojik değişmeler de olur. Öfkeli bir durumda kişilerde stres ve gerginlik, kan basıncının ve enerjiyi artıran adrenalin salgısının artması, sık nefes alıp, verme, kan şekerinin ve tansiyonun yükselmesi, baş ağrısı gibi belirtiler ortaya çıkar. Bilim adamları öfkenin kaygı ve depresyona kadar gidebileceğini ifade etmektedirler. Bunun sonucunda, sinir sistemi rahatsızlıkları, baş ağrıları, mide rahatsızlıkları, cilt, dolaşım ve böbrek sorunları gibi sağlığımızı olumsuz yönde etkileyen durumlar ortaya çıkabilir. Olay bununla da kalmaz ve uykusuzluk, dikkatsizlik, yoğunlaşma bozukluğu gibi sonuçlara da sebep olabilir. Öfke, sonradan öğrenilen bir duygu değildir. İnsanoğlunun çeşitli engelleme ve tehditlere karşı göstermiş olduğu ani tepkilerdir. Aslında öfke, yaratıcımızın bizlere verdiği, ani durumlarda, tehlike anında, kendimizi savunmamız gerektiğinde lazım olan sağlıklı bir tepki mekanizmasıdır. Ancak kontrol edilmek ve yönetilmek şartıyla... Hemen hemen her ülkede öfkeyle ilgili birçok atasözü ve vecizeler vardır: "Öfke gelir, gider, kelle gider, gelmez." "Keskin sirke küpüne zarar verir." "Öfkeyle kalkan zararla oturur." gibi sözler, bizim kültür ve deneyimlerimizden mesajlar verir. Bir Arap atasözü "Öfke, başlangıçta delilik, sonra pişmanlıktır." der. Bir Çin atasözü ise "Çok keyifli anınızda kimseye bir şey vaat etmeyin, çok öfkeli anınızda kimseye yanıt vermeyin." diye mesaj verir bize. Bir başkası, "Yiğit savaşta, dost dertte, olgun adam öfkede belli olur.".der. Batı kültüründe Kant, "Başkalarının yaptığı hatalar yüzünden kızarsak, onların hataları yüzünden kendimizi cezalandırmış oluruz." diye söyler. Aristo ise "Herhangi bir kimse öfkelenebilir; bu kolaydır. Ne var ki doğru insana, doğru derecede, doğru maksatla ve doğru bir biçimde öfkelenmek... İşte bu zordur." diye ifade etmektedir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.