ÖĞRENCİYİ ÇALIŞMAYA TEŞVİK ETMEK İÇİN:Şimdi buraya kadar anlatılanların dışında bir konuya, öğrencilerim sınav kaygısına kısaca değinmek istiyorum.
Öğrenmek için belirli bir düzeyde kaygı gerektiğini herkes bili-' yor. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu öğrencilerin motivasyonunu, yükseltmek için kaygı artırıcı yaklaşımlar içine girmektedirler "Bu kafayla gidersen sınavı zor kazanırsın..." "Bu çalışmayla sınavı nasıl kazanacaksın..." gibi yaklaşımların öğretmenler açısından amacı, öğrencinin motivasyonunu yükseltmek, onları çalışmaya teşvik etmektir.
Öğrenme beyinde hücreler arasında protein zincirlerinin kurulmasıyla gerçekleşir. Yüksek kaygı sırasında beyinde salgılanan maddeler, - başta norepinefrin - öğrenme için gerekli olan protein zincirinin kurulmasını engeller. Bu sebeple öğrencinin motivasyonunu artırmak için söylenen sözler büyük çoğunlukla öğrencinin kaygısının artmasına ve öğrenmenin azalmasına, dolayısıyla başarısının düşmesine yol açar.
Sevgili öğretmenler, sınavlara - özellikle giriş sınavlarına - hazırlanan öğrencilerin %99'u öğrenme için gerekli kaygıya sahiptir. Eğer çabalan yeterli değilse bunun sebepleri başkadır. Bu yüzden öğrencilerinizi motive ederken kaygı artırıcı yaklaşımlardan uzak durun. Emin olabilirsiniz ki, birçok araştırmayla ortaya koyulduğu üzere, yükselen kaygı dikkati toplamayı, öğrenmeyi ve dolayısıyla başarıyı olumsuz yönde etkiler.
Öğretmenin nasıl bir otorite uygulayacağına karar vermesi gerekir. Eğer öğrencisini korkutuyor, tehdit ediyor, cezalandırıyorsa güce dayanan bir otorite uygulamaya karar vermiş demektir. Böyle bir
yaklaşım sonucu öğrenciler kendisinden uzaklaşır, dersleriyle veya kendileriyle ilgili bir problemleri olduğu zaman bunu öğretmenlerine danışmayı ve ondan yardım almayı düşünmezler.
Öğretmenin güce dayanan otoritesini artırdığı ölçüde de öğrenciler giderek öğretmeni ve dersi sevmemeye başlarlar. Birlikte ders yapmak bir sıkıntı ve eziyet haline dönüşür.
Eğer öğretmen öğrencisini yargılamadan, suçlamadan dinliyor, onu anlamaya çalışıyor, öğrenci ancak kendisine danıştığında ona akıl verip yol gösteriyorsa, bilgiye dayanan bir otorite uygulamaya karar vermiş demektir. Bu tür bir yaklaşımla karşı karşıya olan öğrenciler böyle bir öğretmene yakınlaşmak isterler, öğretmenlerinin varlığına ve bilgisine ihtiyaç duyar, onunla birlikte olmaktan mutluluk duyarlar.
Öğretmen bilgiye dayanan otoritesini geliştirdiği ölçüde öğrenciler öğretmenlerini ve dersi sevmeye başlarlar. Birlikte ders yapmak bir zevk haline dönüşür.
Bir önemli nokta da, bir öğrencinin derse olan ilgisini ve başarısını onun öğretmene verdiği değerin bir ölçüsü olarak görmektir. Her insanın ilgi ve becerileri farklıdır. Öğrencinin başarısızlığını size verdiği önemde bir eksiklik olarak yorumlamayın. Birçok öğretmen bu tür bir yanılgı içindedir. Lütfen siz olmayın.
Anne ve babalar için söylediğimiz, öğretmenler için de geçerlidir: "Kendi varlıklarından memnun olan insanlar, iyi sonuçlar yaratırlar."
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.