Sağlığımızın korunması ve öğrenmenin gerçekleşmesi için belirli bir düzeyde strese ihtiyaç vardır. Ancak bu gerekli olan stres miktarının kişiden kişiye ciddi farklılıklar gösterdiği unutulmamalıdır.
Genel olarak kaygı, kişiye rahatsızlık veren olayın kendisinden değil; olayın kişi için taşıdığı anlamdan kaynaklanmaktadır. Birçok öğrenci sınavla birlikte kendi kişiliğinin değerlendirildiğini düşünür. Böyle bir düşünce, öğrencide kaygı meydana getirir. Ortaya çıkan kaygı neticesinde beden kimyasında bazı değişiklikler olur. Bu durumda, öğrenme için beyinde gerekli olan protein zincirinin oluşumu engellenir. Diğer bir ifadeyle kaygı, akıl yürütme ve soyut düşünme için gerekli olan zihinsel faaliyetleri bozar. Bu sebeple yüksek sınav kaygısı, öğrenci başarısızlığına sebep olan en önemli etkenlerden biridir.
Yapılan araştırmalar çok başarılı ya da az başarılı olanların, kaygıdan çok fazla etkilenmediğini ortaya koymaktadır. Asıl kaygıdan etkilenen grup orta seviyeli öğrencilerdir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.