Isaac, "kör iyimserlik" ya da Polyannacılıktan yana dertliydi. Yaşamın hep parlak olan tarafına aşın bir iyimserlikle odaklanırdı, bütün iyi olaylarda bile. Can acıtıcı olayları hasıraltı etmesine rağmen, olumsuz durumlar apaçık bir şekilde ortaya çıktığında yine de afallardı. Sık sık savunmasız kalır ve pembe gözlüklerinin arkasında hazırlıksız yakalanırdı.
Pek çok Amerikalı, Norman Vincent Peale'ı ve onun yazısı olan "Olumlu Düşünmenin Gücü"nü bilir. Temel olarak, kulağa mükemmel bir tavsiye gibi gelmekte ve gerçekten, Amerika Psikoloji Derneği Başkanı ve mükemmel bir araştırmacı psikolog olan Dr. Martin Seligman, duygusal anlamda iyi olmanın temel taşının "iyimserlik" olduğunu göstermektedir.
¢ Gerçekten kötü veya şanssız bir olayla karşılaştıklarında, gerçek iyimserler her şeyin ne kadar harika olduğundan ya da her şeyin daha da kötü olacağından bahsetmezler.
Trajedinin yüzüne gülseler ve her şeyin harika olacağını düşünerek şarkı söylemeye devam etseler de, bazen her şey daha büyük sorunlarla bitebilir.
¢ Görmezden gelinen, üstü örtülen veya inkar edilen küçük problemler, yayılarak ve büyüyerek daha vahim hale gelir.
Yanlış iyimserlik ile rasyonel iyimserlik arasındaki fark iki değişik durumda görülür: (1) "Endişelenecek hiçbir şey yok, herşey harika olacak." Bu yanlış iyimserliktir. İkinci durum rasyonel iyimserliği yansıtmaktadır: (2) "Elimizde gerçek bir sorun var, herşey iyi görünmüyor. Fakat adım adım ilerleyebilirsek belki bir şeyler yapabiliriz."
Şunu anlamak da önemli;
¢ Bazı durumlarda değişiklik elde edilemez ve bu
bir kabullenmedir, iyimserlik değildir.
Bu düşünce bizi depresyondan ve sonsuz kederden korur.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.