Ömer Faruk Osmanoğlu - Bilgiler
08/12/2009 20:19
HAKKINDA YAZILANLAR

Sürgündeki şehzade vatan ve Fenerbahçe hasretiyle can verdi

Murat Bardakçı

Hürriyet 16 Ocak 2006

Sürgün, padişah torunları için ıstırap, sefalet ve sıkıntı ile beraber

hayal ve bekleyiş demekti. Türkiye'ye girişleri yasak olan Son Osmanlılar,

yıllar boyunca memleketten gelecek olan "Artık dönebilirsiniz" haberini

hayal etmişlerdi.

Bu izni bekleyenler arasında Son Halife Abdülmecid Efendi'nin oğlu olan ve

1919 ile 1924 yılları arasında Fenerbahçe Kulübü'nün başkanlığını yapan

Şehzade Ömer Faruk Efendi de vardı.

İşte, sürgündeki şehzadenin 1966'da yazdığı bir mektubunun bazı bölümleri:

Ömer Faruk Efendi, sürgünde bil bağlı olduğu kulübünden "Cánım Fenerbahçe"

diye bahsediyor ve satırlarında kahreden bir vatan hasretini naklediyor.

Kader, Fenerbahçe Kulübü'nün sabık başkanına memleketini bir daha görmeyi

nasib etmeyecek, Ömer Faruk Efendi sürgünde can verecek ve Türkiye'ye ancak

cenazesi gelebilecekti.

BAŞLARKEN

Kanal D'de, önümüzdeki 18 Ocak Çarşamba gününden itibaren benim hazırladığım

dört bölümlük bir belgesel yayınlanacak: "Son Osmanlılar"... Konusunda bir

"ilk" olan bu belgeselde, 1924 Martı'nda Türkiye'den sınırdışı edilen

Osmanlı Hanedanı'nın bazı mensuplarının sürgünde yaşadıkları ve filmlere

bile taş çıkartacak derecede hüzünle yüklü gurbet hayatlarından kesitler yer

alıyor. Üç gün devam edecek olan bu yazı dizisinde, belgeselin tanıtımının

yanı sıra hanedanın kadın mensupları için 28, erkekleri için de tam

50 yıl devam eden bu sürgünün hüzünlü ve şaşırtıcı bazı anlarını

okuyacaksınız.

Sürgün, birçok Son Osmanlı için ıstırap, sefalet ve sıkıntı ama daha da

önemlisi, hayal ve bekleyiş demekti.

Türkiye'ye girişleri yasak olan Son Osmanlılar, yıllar boyunca memleketten

gelecek olan "Artık dönebilirsiniz" haberini hayal etmişlerdi. Bu hayal,

hanedanın kadınları için 28, erkekleri için de tam 50 sene boyunca devam

edecek ve geçen her gün sürgündeki Osmanlılar'a acı, sıkıntı ve hüzün

getirecekti.

Gurbetin getirdiği bütün bu acıları çekerken memlekete dönebilme hasretiyle

yanan Son Osmanlılar'ın arasında Şehzade Ömer Faruk Efendi de vardı.

Ömer Faruk Efendi, Son Halife Abdülmecid Efendi'nin oğluydu.

İstanbul'da, 1898'de doğdu. Almanya'da Potsdam Askeri Akademisi'ni bitirdi,

ilk dünya savaşında Verdun cephesinde savaştı, sonra Türkiye'ye döndü ve bir

kuzeniyle, zamanın hükümdarı Sultan Vahideddin'in kızı Sabiha Sultan ile

evlendi ve üç çocukları oldu: Neslişah, Hanzade ve Neclá sultanlar...

Şehzade, 1919'da Fenerbahçe Kulübü'nün başkanlığına seçildiğinde henüz 21

yaşındaydı. Başkanlığı 1924 Martı'na, hanedanın bütün mensuplarıyla beraber

Türkiye'den sürgüne gönderilmesine kadar, beş sene devam etti.

Faruk Efendi, memleketini bir daha göremedi. Sürgünü tam 45 sene boyunca

yaşadı ve hayata ailenin erkeklerine memlekete dönebilme izninin

verilmesinden beş yıl önce, 1969'da Kahire'de, memleket ve İstanbul hasreti

içerisinde veda etti. Mezarı yıllar sonra, Ankara'nın "sessizce

nakledilmesi şartıyla" verdiği özel bir izinle Türkiye'ye getirildi ve

gurbette can veren şehzadenin naaşı, Cağaloğlu'ndaki Sultan Mahmud

Türbesi'ne defnedildi.

Aşağıda, Şehzade Ömer Faruk Efendi'nin Kahire'den 1966'nın 20 Temmuz günü

İstanbul'da yaşayan dostu meşhur tarihçi İsmail Hami Danişmend'e

gönderdiği mektubun Fenerbahçe ile ilgili kısımları yer alıyor. Şehzade,

mektubunda seneler önce başkanlığını yaptığı Fenerbahçe Kulübü'nün o zamanki

başkanı Faruk Ilgaz'dan bir mektup aldığını söylüyor, kulübün kendisini

hatırlamasından duyduğu memnuniyeti anlatıyor ve gözyaşlarını tutamadığını

yazıyor.

Sürgündeki şehzadenin mektubunun sonlarındageçen "Beyefendi" bahsini biraz

açayım: Ömer Faruk Efendi şehzadelere "Efendi hazretleri" diye hitap

edilmesi gerektiği halde kulüpten gelen mektupta kendisine "Muhterem

Beyefendi" dendiğini yazıyor ama Fenerbahçe aşkından dolayı bu protokol

hatasına önem vermediğini anlatıyor...

CANIM FENERBAHÇE

İşte, Şehzade Ömer Faruk Efendi'nin Fenerbahçe'den bahsettiği mektubunun

bazı bölümleri: "Pek muhterem beyefendi,

...İçimden, bu sene bir kavuşma senesi olacak diye geldi! Sonra, o kavuşma

kim ile? Sevgili vatanım ve 15 senedir görmediğim çocuklar ile mi, yoksa

toprak ile mi diye düşündüm!

...'Maneviyatınızı bozmayın, ye'se kapılmayın' buyuruyorsunuz ama buna imkán

kaldı mı? İnsan taştan çelikten olsa yine dayanmaz! Kaçıncı senedir bu

tahammülümüz! Artık tahammül edebilme imkanları da kalmadığı gibi işkencenin

de bir derecesi var. Öyle bir hále geldim ki ne isteyeceğimi bilemez oldum.

...Geçen gün ... postacı geldi ve büyükçe bir zarf uzattı. Üstünde cánım

Fenerbahçe Spor Kulübü'nü görünce şaşırdım. Mektubu okuyunca büsbütün

hayretlere düştüm. Kulübün yeni müdürü, sabık reislerinin resmini istiyor!

Salonlarını tezyin (süslemek) için! Kırk küsur senedir böyle bir aláka

görmediğimden şaşırdım ve mütehassis oldum, teessür duydum ve gözlerimden

yaşlar boşandı. Yeni ve eski birer fotoğrafımı, kulüp ázálarıyla çıkmış olan

bir eski resmimi ve göstermiş oldukları aláka dolayısıyla teşekkürlerimi

yazdım ve gönderdim. Yeni reisin ismi de Faruk olduğundan, adaşlık hasebiyle

bir sempati doğmuş olacak! Bana gönderdikleri kulübün ismi, işareti ve

arkasına yazdıkları beni çok mütehassis etti: 'Kulüp erkánı, eski reislerine

saygılarını sunarlar.' Şimdi resim çerçeveye geçmiş halde yanımda duruyor.

'Muhterem Beyefendi' diye yazmalarına dikkat bile etmedim. Çünki,

bilmediklerinden! Bundan birkaç sene evvel de biri bana kezá 'Beyefendi'

diye hitap edince 'Affedersiniz ama ben efendi değilim. Öyle olmuş olsa idim

memleketten çıkarılmazdım. Bana çok pahalıya malolan unvanımdan vazgeçmeyin,

rica ederim' demiştim. Bunu size gülün diye yazıyorum. Gülmeyi bile unutmak

üzereyim ve unutmamaya uğraşıyorum. ...Ömer Faruk"

Osmanlı tahtının várisini haçların arasına defnettik

İSTANBUL'da 1909'da doğan Mehmed Orhan Osmanoğlu, Osmanlı hükümdarı İkinci

Abdülhamid'in torunuydu. 15 yaşındayken ailesiyle beraber sürgüne

gönderildi ve gurbette hayatını kazanmak için otomobil tamirciliğinden

kamyon şoförlüğüne kadar her işte çalıştı.

Orhan Efendi, kendisiyle tanıştığım 1970'lerin sonunda Paris'teki Amerikan

Askeri Mezarlığı'nın bekçiliğini yapıyordu!

Sonra mezar bekçiliğinden 160 dolar aylıkla emekli oldu ve Güney Fransa'nın

Nice şehrine yerleşti. Aramızdaki dostluk seneler geçtikçe arttı ve o

yıllarda Osmanlı Hanedanı'nın "reisi" yani en yaşlı şehzadesi olan Orhan

Efendi'yi 1992 Ağustosu'nda Hürriyet'in davetlisi olarak on günlüğüne

İstanbul'a getirdim. Sekiz dili rahatça konuşabilen ama gözleri artık çok az

gören Orhan Efendi vatanına 68 yıl aradan sonra ilk defa geliyordu ve

gelişi gazetelerin manşetlerinde yer almıştı.

Mehmed Orhan Osmanoğlu, tam 70 senelik sürgününü, Nice'deki tek odalı

evinde 1994'ün 12 Mart akşamı noktaladı. Vefat haberini alır almaz Nice'e

gittim ve çileli şehzadeyi şehrin "Doğu Yakası Mezarlığı"nda toprağa

verdik.

Cemaat, sadece altı kişiydi: *Sultan Abdülmecid'*in soyundan gelen ve

Nice'de yaşayan Melike ve Emire hanımsultanlar, hanımsultanların Katolik

olan Fransız eşleri, Gazi Osman Paşa ile Sultan Abdülhamid'in

torunu Bülent

Osman ve ben... Osmanlı tahtının várisinin cenaze namazını, Melike

*Hanımsultan'ın

şehrin Arap mahallelerinde bulduğu ve Bülent Osman'ın bahşiş vererek

mezarlığa gelmeye binbir güçlükle ikna edebildiği dört Tunuslu kıldı.

Sultan Abdülhamid'*in torunu, Osmanlı Hanedanı'nın sabık reisi ve saltanat

yıllarındaki resmi unvanı "Şehzáde-i civan-baht devletlu necabetlu Mehmed

Orhan Efendi Hazretleri" olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Mehmed Orhan

Osmanoğlu, son uykusunu şimdi Nice'in "Doğu Yakası Mezarlığı"nda,

haçların arasında uyuyor. Haçların mevcudiyetinin sebebi mezarın bulunduğu

yerin Müslümanlar ve Hıristiyanlar tarafından ortaklaşa kullanılan ama

"fakirlere mahsus" bölüm olması ve şehzadenin mali imkánsızlıklar yüzünden ancak

buraya defnedilebilmesi...

Önceki
Önceki Konu:
Turhan Kirankaya
Sonraki
Sonraki Konu:
Ahmet Buran

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu