atom bombasının babası sayılan meşhur Amerikan fizikçisi. Teorik fiziğe önemli katkılarıyla tanınır. 1904-1967 yılları arasında yaşadı. İlmî çalışmalara, 1925’te Harvard Üniversitesinden mezun olduktan sonra İngiltere’ye giderek Cambridge Üniversitesinde başladı. Lord Rutherford’un yönetiminde atomun yapısıyla ilgili öncü araştırmaların yapıldığı Caverdis Laboratuvarında çalıştı.
1927’de Almanya’daki Göttingen Üniversitesinde meşhur Max Born’dan doktora yaptı. Born ve Oppenheimer’in moleküllerin kuvantum teorisi üzerine yazdıkları makâle çok meşhur oldu. Bu sırada Oppenheimer, kuvantum ve relativite teorisiyle uğraşan bilim adamlarının hemen hemen tamâmını tanıdı. 1928 ve 1929’da Zürich’de kuvantum teorisinin kurucularından Wolfgang Pauli ile çalıştı. Böylece maddenin yapısıyla daha yakından ilgilenmeye başladı. Oppenheimer, daha önce P. A.M. Dirac tarafından ortaya atılan “antipartikül” kavramını, 1930’da açıklığa kavuşturdu. Partikül ve antipartiküllerin aynı kütleye sâhip olması gerektiğini ispâtladı. Daha sonra elektron ile aynı kütleye sâhip antielektron (pozitron) keşfedildi. Bundan sonra ABD’ye dönen Oppenheimer California Üniversitesinde ve California Teknoloji Enstitüsünde profesör oldu.
Ülkesinin bütün fizikçi kuşağının yetişmesinde önemli rol oynadı.
Oppenheimer, 1939’da Nazilerin Polonya’yı istilâsı üzerine ABD hükûmeti tarafından Uranyum-235’in tabiî uranyumdan ayrılması ve bir nükleer bomba yapımına imkân verecek kritik uranyum kütlesinin hesaplanması konularında çalışmakla görevlendirildi. 1942’de ABD’li ve İngiliz bilim adamlarının nükleer enerjiden askerî amaçlarla faydalanılmasına yönelik çalışmaların yöneticiliğine getirildi. Fakat bir süre sonra bâzı arkadaş ve tanıdıklarının Sovyet ajanı olduğu yolunda iddialar ortaya atıldı. Bir arkadaşının California Üniversitesindeki öğretim üyeliği görevine son verildi.
Oppenheimer yönetiminde Los Alamos’da yapılan çalışmalar bir süre sonunda meyvesini verdi ve ilk atom bombası 16 Temmuz 1945’te New Mexico eyâletindeki Alamogordo’da patlatıldı.
1947’de Princeton’daki Yüksek Araştırma Enstitüsünün yöneticisi olan Oppenheimer, yeni kurulan Atom Enerjisi Komisyonuna bağlı Genel Danışma Komitesinin başkanlığına getirildi. Oppenheimer’in başında bulunduğu bu komite 1949’da hidrojen bombasının geliştirilmesine karşı çıktı.
1953’te Oppenheimer’a aleyhinde düzenlenmiş bir askerî güvenlik raporu tebliğ edildi. 1954’te güvenlik soruşturması sonucunda vatana ihânet suçlamasından temize çıktıysa da askerî sırlara kolayca erişebilir durumda olması mahzurlu görüldü ve Atom Enerjisi Komisyonundaki görevine son verildi. 1963’te Atom Enerjisi Komisyonunun en büyük ödülü olan Enrico Fermi Ödülü, bizzat başkan Lyndon B. Johnson tarafından Oppenheimer’a verilerek saygınlığı iâde edildi.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.