90’lı yıllara adını yazdıran birkaç başarılı alternatif-rock gruplarından biri olan Radiohead, Oxford Üniversitesi’ndeki öğrencilik yıllarından arkadaş olan gitarcı/solist Thom Yorke, gitarcı/solist Ed O’Brien, gitarcı Johnny Greenwood, basçı Colin Greenwood ve davulcu Phil Selway tarafından 1988 yılında kuruldu.
Parçalarındaki içe dönük, kaygı dolu, hüzünlü tavrı ve uçuk hikayeli lirikleriyle epik kapsamı son derece geniş boyutta olan grup, solist Tom Yorke’un hüzün dolu lirikleri ve kullanılan üç gitarın yarattığı atmosfer açısından My Bloody Valentine ve Pink Floyd, virtüözite açısından R.E.M. ve Pixies’e benzerlik taşıyor.
Önceleri “On A Friday” diye adlandırılan grup, müzik kariyerlerindeki ilk ciddi çalışmalarına 1992 yılında piyasaya sürdükleri “Drill” kısa-çalarıyla başladı. Grup, bu kısa-çalardan sonra EMI/Capital plak şirketiyle anlaştı ve R.E.M ve Nirvana esintili, gürültülü akortlu hit parçası ‘Creep’in single’ını piyasaya sürdü. ‘Creep’ son derece ılımlı ve başarılı bir çalışma olmuştu. Bunu takip eden iki single çalışması, ‘Anyone Can Play Guitar’ ve ‘Pop is Dead’, bu başarıyı korumasına rağmen, grup, İngiltere müzik piyasası tarafından pek fazla benimsenmedi.
1993 yılında piyasaya sürdüğü ilk albümü “Pablo Honey”, grup için sadece potansiyeli sorgulama niteliği taşıyordu. Bu sorgulama sürecine göre bu ilk çalışma son derece başarılıydı; Radiohead’in bu ilk albümünden çıkan ‘Creep’ parçası uluslararası bir başarı kazandı. İçe dönük, hüzünlü ifadeler içeren lirikler ve yarattığı melankolik atmosfer, bu parçayı alternatif-rock piyasasının değişilmez efsane parçaları arasına soktu.
Daha sonra “Pablo Honey” albümünün Avrupa turnesine çıkan Radiohead’in ‘Creep’ şarkısı Amerika müzik piyasasının hit parçası oldu; modern-rock radyolarda ve MTV’de uzun süre çalındı. Bu parçasının üstün başarısından sonra Amerika turnesine çıkan grup, Belly ve Tears for Fears gibi grupların konserlerine ön grup olarak çıktı. ‘Creep’, Radiohead için iyi bir tanıtım ve başarı oldu. Creep 1993 sonunda İngiltere’de yeniden piyasaya sürüldü. Bu sefer, single bir Top Ten hiti oldu ve grup 1994 yazını dünyada konserler vererek geçirdi. Grubun bu başarısına rağmen pek çok müzik gözlemcisi, Radiohead’in tek parçalık bir grup olduğunu ve geleceğinin parlak olmadığını savundular.
Prodüktör John Leckie ile stüdyoya giren grup, 1995 yılının baharında piyasaya sürdüğü ikinci albümü “The Bends”de gösterdiği performansla bütün bu acımasız eleştirileri sildi attı. Müzik otoriteleri ve dinleyen kesim tarafından oldukça olumlu eleştiriler alan grup, büyük bir hayran kitlesi topladı. Eleştirilerden sınıfı geçen grup, tek parçalık grup imajını sildi. Her ne kadar iyi eleştiriler alsa da, bu eleştiriler grubun albüm satışlarında pek etkili olmadı. Grup bu albümle derin, melankolik ve olgun karakterinin temellerini iyice oturttu.
Bir önceki albüme kıyasla son derece başarılı olan albüm, İngiltere brit-pop ve Amerika müzik piyasasında yine pek kabul görmedi. Daha sonra bu albümün turnesine çıkan grup, hiç aralıksız konserlerine devam etti ve yüksek beğeni kazandı. Bu turneden sonra albümün başarılı parçaları ‘Street Spirit’ ve ‘Just’a çekilen klipler Radiohead için çok iyi bir reklam oldu. Bu reklamlar sayesinde “Bends” albümü, İngiltere müzik piyasası tarafından yılın en iyi albümü seçildi. Değeri ancak fark edilen grup, 1996 yılında listelere aynı albümle girdi ve İngiltere, Amerika müzik listelerinde uzun süre üst sıralarda yerini aldı.
1996 yılının ortalarında yeni stüdyo çalışmaları yapan grup, 1997 yılının yazında, en iddialı ve başarılı albümlerinden biri olan “OK Computer”ı piyasaya sürdü. Melankolik, ruh-altı karakterini bu albümle pekiştiren Radiohead, ‘Paranoid Android’, ‘Karma Police’, ‘No Surprises’, “Let Down” gibi hit parçalarıyla başarısını devam ettirdi. Albümün ve grubun en başarılı parçalarından ‘Paranoid Android’e çekilen son derece başarılı ve özgün video-klip, gruba birçok ödül kazandırdı.
Grubun dördüncü albümü “Kid A”, 2000 yılının Ekim ayında piyasaya sürüldü ve çoğu eleştirmeni şaşırtarak Amerika albüm listelerine 1. sıradan giriş yaptı. Single çıkartmayan ve klasik turne aşamalarına dahil edilmeyen albüm, "uzak ve radyo-karşıtı bir albüm gibi" çok farklı ve karışık yorumlarla karşılaştı.
Haziran 2001'de Radiohead, Kid A hazırlanırken yapılanan ve aynı müzikal materyale sahip olan “Amnesiac”ı piyasaya sürdü. Çok satış yapacak bir albüm olmamasının pek bir götürüsünün olmayacağı konusunda açıklama yapan grup, ayrıca Amnesiac'ın çok ayrı ve açık bir konsepti olduğunun söylediler inatla. Albüm yine şaşırtarak listelere İngiltere’de 1. ve Amerika'da ise 2. sıradan giriş yaptı.
Bu arada 3. single için düşünülen I Might Be Wrong, düşüncenin geliştirilmiş hali olarak bir live "mini-albüm" şeklinde Kasım 2001'de piyasaya sürüldü. 13 ayda 3. piyasaya sürüşünü yapan grup, son mini-albüm için şarkıları Avrupa'da dört farklı mekanda yapılan şovlardan topladı ve bonus olarak "True Love Waits" adında piyasaya sürülmemiş bir şarkı daha içerdi.
Yaptıkları müzikle daha bugünden efsane olan grubun altıncı albümü olan “Hail To The Thief”, 2003 yılında piyasa sürüldü. Albüm piyasaya sürülür sürülmez ABD ve Avrupa listelerine tıpkı önceki birçok albümü gibi bir numaradan girdi. Alışıla geldiği gibi bu albümde de müzikal denemelerinin yanı sıra fikirlerini dile getirdikleri sözlere yer veren grup albümünün adını Bush'un Florida'daki şüpheli seçim zaferi ile ilgili bir kitabın adından esinlenerek koymuş.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.