Abdullah ibni Sebe adında Yemenli bir kişi tarafından kurulan, Şia fırkasının yirmi kolundan biri. Râfızî veya Râfızîa, lügatta “terk eden, ayrılan, bırakan kimse” demektir. Râfızîler, târihte her zaman, hazret-i Ali ve hazret-i Abbas’ın torunlarının birinin etrâfında toplanıp çeşitli fırkalara ayrıldılar. İmâm-ı Zeynel Âbidîn vefât edince, çoğu bunun oğlu Zeyd’in etrâfında toplandılar. Emevî Devletinin Irak vâlisi olan Yûsuf-ı Sekafî ile harp etmeye giderken bir kısmı Zeyd’den ayrıldı. Bunlar Zeyd’e; “Ebû Bekr ve Ömer’e düşman ol!” dedi. O da; “Büyük dedem olan Resûlullah’ın sevdiği kimselere düşmanlık edemem.” dedi. Bunun üzerine Zeyd’in yanından ayrılmak için bahâne bulmuş oldular. Zeyd bunlara “Râfızî” dedi. Kendileriyse “İmâmiyye” adını aldılar. Resûlullah’tan sonra hilâfetin oniki imâmın hakkı olduğu düşüncesinden hareket eden Râfızîlik, zamanla siyâsî bir görüş hâline geldi.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.