TİSK: Toplumsal işbirliği olmadan krizden çıkamayız
Hürriyet 7 Mayıs 2001
Krizden çıkış süresinin ‘‘siyasi istikrara, toplum kesimlerinin işbirliğine ve reel sektörün rekabet gücünün artırılmasına bağlı olduğu’’ bildirildi. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) 8 Mayıs'ta yapılacak Danışma Konseyi toplantısına sunulmak üzere hazırlanan ‘‘Ekonomik Program ve Çalışma Hayatımız Tespit ve Önerilerimiz’’ başlıklı raporda, ülke ekonomisinin içinde bulunduğu son derece kritik ve zor şartlarda piyasalarda belirsizliğin egemen olduğu, reel sektörün üretim ve yatırım faaliyetlerinin durma noktasına geldiği, işsizliğin hızlı bir artış içine girdiği kaydedildi.
TİSK raporunda daha önce uygulanan istikrar programlarının başarısız kalmasına ve ülkenin bugünkü noktaya gelmesine neden olan faktörlerin net bir biçimde tespit edilmesi istenerek, çözüm süreçlerinde bir daha bu faktörlere yer verilmemesi gerektiği bildirildi.
Ülkenin ve toplum hayatının tüm alanlarını etkileyen çok ağır bir kriz yaşandığına dikkat çekilen raporda, krizden çıkış süresinin siyasi istikrara, toplum kesimlerinin işbirliğine ve reel sektörün rekabet gücünün artırılmasına bağlı olduğu ifade edildi.
Raporda, hükümetin piyasalara işlerlik kazandırmaya ve ekonomik istikrara yönelik çabalarının desteklendiği, ancak ekonomik programın önemli eksikliklerinin bulunduğu vurgulanan TİSK raporunda şu görüşlere yer verildi:
‘‘Finansman programı biran önce tamamlanmalı, para döviz kuru ve maliye politikaları açıklığa kavuşturulmalı, sosyal diyalog yoluyla gelirler politikası oluşturulmalıdır. Ulusal istihdam stratejisi hazırlanıp, yürürlüğe konulmalı, programa reel sektörde işsizlik artışını asgariye indirmeye yönelik sosyal destekler ilave edilmelidir. Programın maliyeti ve sorumluluğu, sosyal taraflarca paylaşılmalı, hükümet işçi ve işveren kesimleri arasında istikrar ve büyüme yönünde toplumsal anlaşma akdedilmelidir.’’
İŞ GÜVENCESİ
TİSK raporunda, çalışma hayatının üretim ve yatırımı kolaylaştıranbir alan olması gerektiği vurgulanarak, çalışma mevzuatında ‘‘esneklik reformu’’ yapılması istendi. İşletmelerin işçi çalıştırmaya ilişkin mali yükümlülüklerinin azaltılması ve istihdam yaratan işyerlerinin teşvik görmesi talep edilen raporda, iş güvencesinin ancak kıdem ve ihbar tazminatlarının azaltıldığı ve esneklik tedbirleri getirildiği takdirde hayata geçirilmesi gerektiği savunuldu. Raporda, AB ulusal programı içinde yer alan iş güvencesi, hak grevi, ücret garanti fonu gibi taahhütlerin gözden geçirilmesi istenerek, SSK primlerinin aşırı oranlarda artırılmasına da son verilmesi gerektiği bildirildi.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.