sadrâzamın İstanbul dışında olduğu zaman, yerine bakan kimse, sadrâzam vekili. Eğer sadrâzamla birlikte pâdişâh da İstanbul dışında ise, bu zat, Âsitâne Kaymakamı veya İstanbul Kaymakamı adıyla anılırdı. Pâdişâh İstanbul’da kalırsa, buna Rikâb Kaymakamı adı verilirdi. Eğer pâdişâh, İstanbul dışında uzun zaman kalmaya karar verirse, sadrâzam da, orduyla birlikte seferde ise, pâdişâhın bulunduğu yerde bir Rikâb Kaymakamı, İstanbul’da da bir İstanbul Kaymakamı bulunurdu. Sadrâzamların geri dönmesiyle, kaymakamların işi sona erer, kendilerine çoğunlukla kubbe vezirliği verilirdi.
Kaymakamlar, sadrâzamların sefer münâsebetiyle bulundukları bölge hâriç, bütün selâhiyetlerini taşırlardı. Ancak; vezirlik, beylerbeyilik, sancakbeyliği ve askerî meselelerle yabancı tüccarlara âit işlere karışmazlardı. Sadrâzamın mührü kendilerinde bulunur, dîvânlarında verilen hükümler, rikâb defterlerine kaydedilirdi.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.