Abbâsî Devleti zamânında Irak’ta Bağdat’ın yetmiş mil uzağında ve Dicle kenârında kurulan târihî bir şehir. Bu şehri, Halîfe Mu’tasım’a ve ücretli Türk ordusuna yeni bir yerleşim merkezi sağlamak gâyesiyle meşhur Abbâsî kumandanı Türk asıllı Eşnas 836 (H.222) senesinde, kurdu. Samarrâ Kuruluşundan 892 (H.279) senesine kadar 57 sene müddetle, Abbâsî Devletine başşehir oldu. Halîfe Mu’tasım’dan halîfe Mu’tedid’e kadar sekiz Abbâsî halîfesi Samarrâ’yı payitaht olarak kullandı. 892 (H.279) senesinde Halîfe Mu’tedid Bağdat’ı tekrar başşehir yaptı.
Müslümanların kurduğu en büyük şehirlerden biri olan Samarrâ, başşehir olduğu müddet içinde bir kısmı bugün de ayakta olan muazzam eserlerle îmâr edildi. Samarrâ’ya ilk yerleşen halîfe Mu’tasım, burada Cevzak kasrını yaptırdı. Daha sonra halîfe Vâsık, kendi adıyla Hârun Kasrını yaptırdı. Halife Mütevekkil ise, Samarrâ’da yirmi dört ayrı kasır yaptırmış veya daha önceden inşâ edilmiş olanları genişletmiştir. Bu kasırların en meşhurları Balkuvara, Arûs, Muhtar ve Vâhîd kasırlarıdır. Samarrâ’da en son oturan Halîfe Mu’temid, 869 (H.255) senesinde doğu sâhilinde el-Ma’şûk Kasrını yaptırdı. Bu şehirde evler, umûmiyetle aynı plân üzerine yapılmıştır. Tek katlı olan evlerin ortasında havuzu ile bir avlusu bulunurdu. Avluların etrâfında eyvânlar ve odalar vardı. Sarayların ve evlerin iç kısımları kabartma süslemeler ve levhalarla tezyin edilmişti.
Muhteşem Samarrâ şehri, bugün Dicle Nehrinin sol sâhilinde büyük bir harâbe hâlindedir. Bugün harâbelerin yakınında yeniden kurulmuş aynı adı taşıyan küçük bir şehir vardır. Harâbeler arasında sağlam kalan binâlar, halîfe Mütevekkil’in yaptırdığı Büyük Câmi; Balkuvara sarayı; Vâsık Kasrı ve Kubbetü’s-Sulaybiya’dır. Harâbe hâline gelen bu şehirde yapılan kazılarda, Abbâsîler zamânında dünyâya ışık saçan sanat ve kültürün zengin nümûneleri elde edilmiştir. Bugün harâbe ve küçük bir belde hâlini alan Samarrâ şehri vaktiyle yüz binlerce nüfûsa sâhipti.
Samarrâ’da bu gün sâdece kuşatma duvarları ile minâresi ayakta kalan Büyük Câmi (Câmi-ül-Kebir), Halîfe Mütevekkil tarafından 848 (H.234) ile 852 (H.238) seneleri arasında yaptırılmıştır. Dünyânın en geniş câmisi olup, 240 metre boyunda, 156 metre enindedir. Câmi, müştemilâtıyla birlikte otuz sekiz bin metre karelik bir sâha kaplamaktadır. Kuşatma duvarları, ortalama on beş metre yükseklikte, iki buçuk metre kalınlıkta olup, pişmiş tuğladan yapılmıştır ve aralıklı takviye kuleleri vardır. İç bölmeleri ve mermer sütunlar üzerine oturan tavanlar tamâmen yok olmuştur. Bozulmadan kalan, melviye denilen minâresi câminin kuzey tarafında ve 27 metre dışındadır. Koni şeklinde olan minâre, kare bir taban üzerinde helezonî olarak yükselir ve tepesine dışarıdan dolanan bir merdivenle çıkılır.
Samarrâ’nın el Asker mahallesinde ikâmet ettiği için el-Askerî lakabını alan 11. İmâm Ebû Muhammed Hasan el-Askerî’nin ve onun babası 10. İmâm AliNakî hazretlerinin medfun olduğu türbe de Samarrâ Büyük Câmii yanındadır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.