Çok kısa bir süre içinde (bir veya birkaç günde, hatta bir iki saatte) birdenbire kabararak coşkun şekilde akan, sonra kuruyacak duruma gelen, hatta kuruyan akarsular için "sel rejimli akarsular" denir. Bu kabarma ve coşma ya şiddetli sağanak yağmurları ardından olur, veya ani kar erimeleri ile belirir, yahut hem sağanak yağmurları, hem de kar erimelerinin aynı zamana rastlaması ile belirir. Bu arada yamaçlar çok dik ve çıplak ise, böyle yerlerdeki coşkun akışlar yıkıcı ve korkunç olur, yamaçların topraklarını süpürüp aşağılara indirirler. Dağlık yerlerimizden inen derelerin çoğu böyledir. Dağlık bölgelerimizden ansızın böyle seller belirebilir ve tehlikeli olurlar. Sözgelişi: 11 Eylül 1957 Çarşamba günü öğleden sonra başlayan ve hemen şiddetlenen sağanak yağmurları ve dolunun ardından, Elma dağından yamaçları sararak inen çamurlu sular, buralardaki dereleri hemen kabartmış, o kuru dereler bir anda korkunç birer sel olmuş, Ankara yakınında bir anda 2-3 m. derinliğinde bir ırmak halini almış, önüne gelen evleri ve köprüleri yıkmış, insan kabına yol açmıştır. Aradan sadece 1 gün geçtikten sonra sular çekilmiş, o ırmak görünüşünden bir şey kalmamıştır. Bu örnek, bir akarsuyun sel rejiminin pek kısa süreli olan ve kuru dereler boyunda görülen şeklidir. Türlü yerlerimizde oturanlarca böyle akarsulara "delidere", "deliçay" gibi adlar da verilmiştir. Irmaklara varıncaya kadar bunun türlü büyüklükteki akarsularımızda görülün kabarma ve çekilme dönemlerine ve şiddetine bağlı başka başka örnekleri vardır. İşte bunun için, Türkiye'de "derelerin ıslahı" problemi ve işleri, teknik çalışmalar arasında önemli yer tutmuştur ki, "erozyon kontrolü ve toprak korunmasın" da bundan söz edilir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.