9 Eylül Üniversitesi Sinema Televizyon mezunu. 1984’te İstanbul’a geldi. Çünkü sinemanın altyapısı buradaydı. Bitirme tezi olan siyah beyaz bir filmle geldi İstanbul’a. O filmi çeşitli yönetmenlere ve prodüktörlere gösterdim ama biraz farklı bir yapıda olduğu için ilgi görmedi. Zamanla anladım ki, Türk sinemasının altyapısı ve birikimleri benim heyecanımı karşılayacak bir yapıda değil. Ama burada kalmak istiyordum, o yüzden sinema dışı alanlarda çalışmaya başladım.
Daha çok, reklam ajanslarından. Birtakım reklam ajanslarında üç dört sene çalıştım. Bir yandan da Argos ve Gösteri’ye plastik sanatlar ve resimle ilgili yazılar yazıyordum. Reklam ajansları ve dergilerdeki yazılar zamanında çok parçalı bir hayatım vardı, sürekli iş değiştiriyordum. Kötü evlerde kalıyordum, az para kazanıyordum ama sürekli öğrenmek, kendime bir şeyler katmak adına önemli bir süreçti. O dönemde Mimar Sinan ve Eski Evler Eski Ustalar belgesellerinde, kamera asistanlığı yaptım. 1991’de Sinevizyon programını yaptım. Takma adla senaryolar yazdım, bazıları çok popüler oldu. Senaryo pratiğimi buralarda geliştirdim. Sonunda anladım ki artık mutlaka hayatta yapmak istediğim şey olan yönetmenliğe başlamalıydım. Şehnaz Tango’yu geliştirdim ve onu yapımcılara götürdüm. Bizimkiler ve Perihan Abla’yı da yapan ekipten bir yapımcı çok ilgilendi. Hikayeyi geliştirdik, kastını popüler isimlerden oluşturduk ve ‘94 krizine rağmen projeyi gerçekleştirdik. Ben de yazarlığımı yönetmenliğe dönüştürmüş oldum. 52 bölüm sürdü macera.
Sonra kendimi tamamen sinemaya verdim.
Herkes Kendi Evinde’nin senaryosu “Vatansız” adlı öyküsüne dayanıyor. O öyküyle Montpellier’de de ödül aldınız. Filmin senaryosunu nasıl oluşturdunuz? Senaryo sadece Vatansız’a dayanmıyor. Radikal’de yayınlanan 13, 14 yazının birbiriyle ilişkisiyle oluştu, yavaş yavaş. Mekan duygusu benim için çok önemli. Kır ve şehir, kırdaki bir ev, evin içindeki ışık, şehirde bir ev, evdeki ışık... O karşıtlık, zamanla genç bir kahramanla ihtiyar bir kahramanın karşıtlığına dönüşmeye başladı. Sonra karakterleri yazmaya başladım. Ben karakterleri öyküden önce yaratırım, Şehnaz’da da öyle yapmıştım. Sonra o karakterler öyküyü oluşturmaya başladı. Radikal’deki yazılar da o karakterler arasındaki tuğlalardı. Montpellier’ye giden de senaryonun ilk halidir. Sonra üzerinde çok çalıştık, Özden Cankaya ve Serpil Kırel de katıldı bana. Filmde siz de farkındasınızdır, çok olay yok. Aksine, atmosferin ve karakterlerin sürüklediği bir gidişat var. Bu yüzden senaryonun dramatik yapısı çok sağlam olmalıydı. Senaryo İki buçuk, hatta üç yılda tamamlandı.
FİLMLERİ
Herkes Kendi Evinde - 2001
ÖDÜLLERİ
Herkes Kendi Evinde - 2001 yılı 12. ''Arıburnu Ödülleri'' En İyi 2. Film
Herkes Kendi Evinde - 2001 yılı 12. ''Arıburnu Ödülleri'' Bilge Olgaç Jüri Özel Ödülü
- - - - - - - -
Farklı bir kaynaktan derlenen biyografisi:
Yönetmen - Yapımcı - Yazar Semih Kaplanoğlu, 1963 yılında İzmir'de doğdu. 1984 yılında, Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema Televizyon Bölümü'nden mezun oldu. Kariyerine Güzel Sanatlar Saatchi& Saatchi ve Young&Rubicam reklam şirketlerinde reklam yazarı olarak başladı. Süha Arın'ın yönettiği ödüllü "Eski Evler- Eski Ustalar" ve "Mimar Sinan" belgesellerinde Kamera Asistanı olarak çalıştı.
Show TV ve Inter Star televizyon kanalları için prestijli bir çalışma olan "Şehnaz Tango" dizisinin 52 bölümünü yazıp yönetti.
Semih Kaplanoğlu'nun ilk filmi "Herkes Kendi Evinde", aldığı birçok ödülün yanısıra yurtiçi ve yurtdışında birçok uluslararası festivale de katıldı.
İkinci uzun metrajlı filmi "Meleğin Düşüşü" uluslararası eleştirmenler ve izleyiciler tarafından daha geniş bir ilgiyle karşılandı. Dünya Prömiyeri 55. Berlinale'de yapıldıktan sonra film, halen dünya çapında uluslararası festivallerde yolculuğuna devam ediyor.
Semih Kaplanoğlu, yönetmen olmanın yanısıra, plastik sanatlar ve sinema
üzerine yabancı dillere de çevrilmiş makaleler yazdı. Bu makaleler,Gergedan,
Gösteri, Cumhuriyet ve Sanat Dünyamız gibi dergilerde 1987 - 2003 yılları
arasında yayınlandı. Aynı zamanda 1990 yılında Erol Akyavaş'ın St.
Petersburg Hermitage Müzesi'nde yapılan "Iconoclasts" adlı sergisinin katalog
yazılarını yazdı. 1996- 2000 yılları arasında Radikal Gazetesi'nde
Oyuncular: Tülin Özen, Budak Akalın, Musa Karagöz, Engin Doğan
35mm/ Renkli / 98'
Yapımcı: Semih Kaplanoğlu
Yapım Şirketi: Kaplan Film Yapım
Ortak Yapımcı: Lilette Botassi / Inkas Film (Greece)
- - - - - - - -
En iyi film 'Yumurta'
Antalya Film Fesitvali'nde ödülleri üç film paylaştı. En iyi film seçilen 'Yumurta' 6, 'Mutluluk' ve 'Yaşamın Kıyısı'nda ise 5'er dalda ödül aldı...
Bu yıl 44'ncü düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde `En iyi film' ödülünü Semih Kaplanoğlu'nun yönetmenliğini üstlendiği `Yumurta' adlı film kazandı. Yumurta, 300 bin YTL'nin yanısıra, `En iyi senaryo' ödülü ile birlikte 320 bin YTL'nin de sahibi oldu.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.