Şerafettin Yücelden - Bilgiler
08/12/2009 20:19
HATIRA

Şerafettin Yücelden'in "Yücel Teşkilatı ve Birlik Gazetesi" Yazısı Üzerine

http://www.makturk.com 16.04.2006

Yücel Teşkilatı ve Birlik Gazetesi konusunda Makturk’ta şimdiye değin epey yazı yazıldı. Ben bu yazılardan, özellikle Yücel Teşkilatı üzerine epey bilgi sahibi oldum. Bu konunun uzmanları tabi ki bundan sonra da burada düşüncelerini yazacaklardır. Bundan sonra yazılacaklar da benim için bilgi kaynağı olacaktır.

Zaman zaman kendime şu soruyu soruyorum: ‘Acaba Yücelcilere kaşı işlenen cinayetler, verilen yüksek hapis ve sürgün cezaları nedeniyle, bir gün birileri çıkıp onlardan özür dileyecek mi? Yani Sırbistan veya Makedonya’dan birileri demek istiyorum. Belki de bu konuda artık hiç bir kişi veya merci kendini yetkili hissetmiyordur. Belki bu yolda daha çok çalışmak gerekiyor. Şu bir gerçek ki, artık onlar Türklerin ve aklıselim sahibi başka milletten insanların gönlünde yaşıyor. Nitekim artık gerek Türkiye’de, gerekse Makedonya’da Yücelcileri anma toplantıları yapılıyor. Bu toplantıların ilerde daha geniş boyutlara ulaşacağına inanıyorum. Ancak bir de itibarın iadesi konusu var. Tarihte bu şekilde cezalandırılıp, daha sonra haksız yere cezalandırıldığına inanılarak, itibarları iade edilen çok insan var.

Hüdai ÜLKER (Şerafettin YÜCEL'in yazısı üzerine)

Şehit olan Yücelcilere Allah’tan rahmet dileyerek, şimdi bu yazıyı bu saatte yazmamın asıl nedenine geliyorum.

Efendim, ‘Türk Kültürü’ dergisinin 1970 yılında çıkan bir sayısında ‘Üsküp’te Çıkan Birlik Gazetesi’ adlı bir yazı yayınlanmış. Yazıyı ‘Şerafettin Yücelden’ yazmış. Yazı bana çok ilginç geldi. Şimdiye değin duymadığım bazı bilgileri bu yazıdan öğrendim.

Şimdi ben bu yazıyı aşağıya aynen aktaracağım, ama belki iki veya üç bölümde aktaracağım. İzinden yeni geldim, dolayısıyla Berlin’deki işler de birikmiş, o nedenle bu yazıda yazabileceğim kadarını yazacağım, diğer kısmını da başka bir zamana diyelim.

Yazı aynen şöyle başlıyor:

25. yıldönümünde:

ÜSKÜP’TE ÇIKAN ‘BİRLİK’ GAZETESİ

Şerafettin Yücelden

‘Her kim ki kardeşinden ayrılır, korku

onu yürürken kovalar, dinlenirken onun

yanında durur, uykusunda bile onu

terketmez.’

Lamennais

Üsküp. Tarih: 23 Aralık 1944. Günlerden Cumartesi. Uzun zamandır Vardar Türklerinin bekledikleri gazete çıkmıştı. Atatürkçü ‘Yücel’(1) teşkilatının dünyaya getirdiği gazetenin adını da Yücel’ci arkadaş, şehit Nazmi Ömer(2) koymuştu: ‘Birlik’ . Bu o kadar uygun bir isimdi ki, orada bulunanlardan hiçbirimiz buna itiraz etmedik.

Çeyrek yüzyıl sonra Birlik gazetesinin ilk sayısına bakıyorum. Gazete 34,5cm X 24,5cm büyüklüğünde. Dört sayfa. Cılız bir şey. Burada övülecek ne var? Ancak bir varlığın değeri çevresindeki şartlar göz önünde bulundurulduğu zaman ortaya çıkar.

Eski Yugoslavya’da, daha ziyade o zamanki partilerin organı durumunda bulunan şu mevkuteler vardı: Sosyalist Fecri, Hak, Mücahit. Bunlar eski Türkçe’ydi. Uzun ömürlü olmadılar. Yugoslavya’daki Türkler uzun süre ortak bir sesten mahrum yaşadılar. İkinci Dünya Savaşı sonucu yeni Yugoslavya kurulurken, milliyetçi Yücel teşkilatı olarak, bir an önce böyle bir haksız durumun ortadan kalkmasına çalıştık. Yeni idareden ‘ne koparılırsa kardır’ parolasıyla, Üsküp Türk Konsolosuyla da danışarak, alelacele Birlik gazetesini çıkarmaya koyulduk. Gazeteyi neşrettiğimiz tarihte Yugoslavya el’an Srem’de, Karadağ’da, Hersek’te, Slovenya’da Almanlarla savaş halindeydi. Devletin maddi imkanları zayıftı. Federal Makedonya’nın günlük gazetesi olan ‘Nova Makedonya’ (Yeni Makedonya) dahi küçük boyda dört sayfa çıkıyordu.

Sonra biz gazetecilikte tecrübesizdik. Halbuki, gazete büyük bir teşkilat işidir. Çok bilgi, çok emek ister. Biz ise, yapılması gereken daha birçok işlerle de uğraşmaktaydık. Bu görevi gönüllü olarak, karşılıksız yapıyorduk. Bütün vaktimizi gazeteye veremiyorduk. Neyse ki teşkilat arkadaşımız şehit Ali Abdurrahman matbaacıydı, matbaa işlerinden anlıyordu. Büyük ölçüde onun çabasıyla Birlik’in ilk sayısı gün yüzü gördü. Birlik’in önsözünü de yanılmıyorsam o yazmıştı.

Dört bin adet basılan Birlik gazetesinin her sayfası üç sütun üzerine dizilmişti. Yazıların bir kısmı çeviriydi. O zamanki umumi anlayışa göre imza atmak kusur sayılırdı. Tercümeler, günlük siyasetle ilgili yazılardı. Gazetede ‘Cephelerde haftalık vaziyet’ ve ‘Son haberler’ de yer alıyordu. Bunun yanında, Türk konsolosunu ve Türk halkını aydınlatmak üzere, NOO (Halk Kurtuluş Meclisi) gibi kısaltmaları, federasyon gibi kavramları açıklamaya çalışıyorduk. Yazıların çoğu tarafımızdan yazılmıştı. İlk sayıda D.A. remziyle, Berlin ve Paris konservatuvarı mezunu, Yücel Teşkilatı’nın biricik kadın üyesi olan Didar Ali’nin (Vardar), ‘Ev ve salon kadını’ adlı bir yazısı vardı. Bu yazıda, Türk kadınının aile ve cemiyet içindeki görevi inceleniyordu. Sonraları komünistler, yazı aileyi müdafaa ettiği için, burjuva damgasıyla bu makaleye büyük saldırılarda bulundular. Yine bu sayıda arkadaşımız (Refik Özer)in ‘Bu şaka değildir ha!’ başlıklı ve beş mısralık bir manzum parçası vardı. Arkadaşımız Hüsamettin Vardar ise ‘Spor’ köşesinde Üsküp Türk futbol takımı ‘Şar’ ile ‘Makedonya’ futbol takımları arasında yapılan maçı anlatıyordu. Gazetenin sonunda, üç sütun üzerine atılan bir başlıkta, ‘Birlik dirliktir’ adlı bir hikayenin ilk kısmı veriliyordu. Fransız filozofu Lamennais’ten çevirmiş olduğum bu hikaye (Undion fait la force) o günkü şartlarda olduğu gibi bugün de orada yaşayan Türkleri düşündürmelidir.

Birlik gazetesi, basının kuvvetini iyi bilen komünist liderler tarafından büyük bir ilgiyle karşılandı. Komünist idareciler, kendi emellerine yararlı olur inancıyla, az çok kültürlü, kalburüstü bütün Müslümanları bir toplantıya çağırdılar. Böylece geniş bir kadro sağlayacaklarını umdular. Topluluğun başına da, sekreter sıfatıyla, beni getirdiler.

1945’te Yugoslavya idarecileri, Rusya paralelindeki dış siyasetlerinde, Rusya’nın Türkiye’den birtakım isteklerini desteklemek üzere Türkiye Cumhuriyeti’ne yaylım ateşi açmıştı. Komünist yöneticiler, bizim de bu propagandaya katılmamızı istiyorlardı. Hatta, Yugoslav Komünist Partisi Merkez Komitesi Üyesi Moşa Piyade’nin , Yugoslavya Komünist Partisi organı olan ‘Borba’ gazetesinde neşredilen ‘Piskaralo sa Bosfora’ (Bosfor düdükçüsü) adındaki hakaret dolu başmakaleyi Türkçeye çevirip bastırmamızı istediler. Bütün tazyiklere rağmen biz bu işe yanaşmadık ve yavaş yavaş Birlik’ten uzaklaştık

Birlik gazetesinin başına getirilen komünist partisi üyesinin ilk işi, gazetenin minarelerle süslü başlığını değiştirmek oldu. Yardakçının, bununla Türklerin maziyle bağlarını koparıp Slav emellerine daha kolay intibak etmelerini sağlamak istediği aşikardı.

Birlik gazetesi Yugoslavya Türkleri arasında, yeni Türk alfabesiyle neşredilen ilk Türk gazetesidir. Birlik gazetesi yeni kurulan Makedonya devletinin gazetecilik tarihinde günlük ‘Nova Makedonya’ gazetesinden sonra çıkan ikinci gazetedir. O güne kadar ‘Nova Makedonya’nın ancak 27 sayısı çıkmıştı. Dil bakımından Birlik gazetesi Türkiye Türkçesini amaç edinmişti. Birlik’in bu niteliği bugüne dek süregelmiştir. Sonraları çıkan Türkçe gazete ve dergiler(4) hep Birlik okulundan yetişmişler ve, giderek komünist devletin de büyük maddi yardımıyla, gelişmişlerdir(5). Siyasi maksatla yapılan bu yardım, bakalım ne zamana kadar Sürecek.

(1) Yücel teşkilatı Üsküp Türk Konsolosluğu ve Belgrat Türkiye Büyükelçiliğiyle irtibatı bulunan, Yugoslavya’daki Türkleri komünizme karşı korumayı amaç edinen, münevverler ve Türk milliyetçileri tarafından kurulmuş bir teşkilattı.

(2) Ocak 1948’de yapılan ‘Yücel’ mahkemesinde Ali Abdurrahman, Nazmi Ömer ve daha iki Türk milliyetçisi patara ile idama mahkum edilmişlerdir.

(3) Bu yazıyı sonradan Nurettin Daut (Çelebi) Türkçeye çevirdi. Rahmetli Ali Abdurrahman, ‘Yücel’i töhmet altından kurtarmak için, teamül hilafına mütercimin adını dizdirip son dakikada makalenin başında neşredilmesini temin etmiştir.

(4) Üsküp’te Pionir, sonra Sevinç adını alan aylık ve Tomurcuk dergileri, 1964’te yayın hayatına giren aylık toplum-sanat dergisi Sesler ile bu yıl Priştine’de 15 günde bir çıkmaya başlayan Tan gazetesi.

(5) Bugün, 850. sayıyı bulan haftalık Birlik gazetesi, onu aşkın ve iyi ödenen kabarık bir kadro yardımıyla çıkmaktadır.

Önceki
Önceki Konu:
Güner İsmail
Sonraki
Sonraki Konu:
Cavit Saracoğlu

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Popüler Sayfalar:
Son Ziyaretler: