Alm. Verkehr (m), Fr. Trafic (m); Circulation (f), İng. Traffic. Bir gemi veya uçak, bir yerden başka bir yere giderken pozisyon (dünyâ üzerindeki bir referans noktasına göre bulunulan yer) ve yön tâyini. Seyir olarak da bilinir. Yön ve yer bulma ihtiyacı duyulduğundan beri, çok değişik âletler ve usûller kullanılarak pekçok sistem geliştirildi.
Yön tâyininde ilk olarak bugün bile kullanılan kutup yıldızı’ndan faydalanıldı. Bazı gemiciler, kuş taşırlardı. Belli bir süre seyahatten sonra serbest bırakılan bir kuş, ilk hareket edilen yere doğru uçarken gemi de rotasını ayarlardı. Kuşun belli bir süre havada dolaştıktan sonra, gemiye geri dönmesi civarda kara parçasının olmadığına delâlet ederdi. İleri tarafa uçan kuş ise en yakın kara parçasının o yönde olduğuna işâret ederdi.
Müslümanlar tarafından Avrupa’ya tanıtılan pusulanın geliştirilmesiyle denizcilikte yön bulmak kolaylaştı. Dünyânın manyetik tesiriyle pusula ibresi dâima kuzeyi göstermekteydi. Fakat pusulada tespit edilen bu manyetik kuzey, dünyânın coğrafik kuzeyiyle aynı değildi ve değişik yerlerde farklı manyetik kuzeyler elde edilmekteydi. Ayrıca manyetik kuzey zamanla yerini değiştirmekteydi. Pusulanın gemilerdeki metallerden etkilenmesi ayrı bir problemdi. Daha sonra manyetik hiçbir madde kullanmadan yapılan ve jiroskopik özelliğe dayanan Jiroskoplu Pusula’ların bulunmasıyla bu problemler ortadan kalktı. Bugün bütün gemi ve uçaklarda bu tip pusulalar kullanılır.
Eski çağlarda gemilerin hızını ölçmek için, geminin arkasından üzerinde düğümler bulunan halatlar salınırdı. Belli bir süre içinde deniz yüzüne yayılan halat boğumları sayılarak hız hesaplanırdı. Artık gemi hızını ölçmek için kullanılan ve parakete denen âletlerde modern sistemlerden faydalanılır. Geminin hareket yönü ve hızından faydalanarak geminin yerini bulmak için ise parakete hesabı denilen işlem yapılır. Yapılan işlemin kontrol edilmesi için bâzı referans noktalarından faydalanılır.
Teknikteki gelişmeler seyrüsefer sahasında da pekçok yenilikler getirdi. Yön, hız, mesâfe, yer bulmada ses ve radyo dalgalarının kullanılmasıyla SONAR, LORAN, DECCA, OMEGA gibi sistemler gelişti. Çalışması ses dalgalarına dayanan SONAR dışındaki üç sistemin çalışması, hemen hemen aynı prensibe dayanır. Radyo dalgaları yayan çeşitli radyo istasyonlarından gelen sinyallere göre yer tesbiti yapılır. Ayrıca Doppler olayına dayanan ve hatta günümüzde sun’î peyklerden faydalanan sistemler de vardır.
İkinci DünyaSavaşıyla süratle gelişen elektronik teknolojisi, deniz seyrüsefer cihazlarına paralel olarak, havacılıkta da aynı gâyeli mükemmel sistemlerin ortaya çıkmasına sebep oldu. Helikopter ve kısa menzilli uçaklar için DECCA ve OMEGA; uzun menzilli uçaklar için LORAN (Longe Range Air Navigation) sistemleri uygundur. Ayrıca Doppler olayına göre hız ve mesâfe ölçmede kullanılan sistem de uzun menziller için uygun olmasına rağmen, bunların yerine büyük yolcu ve savaş uçaklarında daha pahalı ve komplike olan INS gibi sistemler kullanılır. INS (İnertial Navigation System) sistemi, bütün sefer boyunca rota, hız, ivme gibi bilgilerin değerlendirilmesi neticesinde yer, pozisyon bulmaya dayanır. Diğer sistemler yerdeki radyo istasyonlarına ihtiyaç duyduğu halde, INS sisteminde herhangi bir dış yardımcıya ihtiyaç yoktur. Bu sistem, atalet esaslarına dayanan jiroskopik bir sistemdir. Jiroskop platformuna yerleştirilen ivme ölçeklerle, hız ve yön değişiklikleri belirlenip, bir bilgisayarda değerlendirilerek bulunulan yer, pilot kabinindeki ekranda görünür.
Hava seyrüseferinde kullanılan diğer sistemler; yön bulmaya yarayanADF (Automatic Direction Finder) ve VOR (Very High Freguency omni Directional Range) sistemi, mesâfe ölçmeye yarayan DME (Distance measuring Equipement) veya askerî sahadaki adıylaTACAN ve de kapalı havalarda dahi uçağın piste inmesini sağlayan âletle, iniş sistemi ILS (Instrument Landing System)dir.
Sefer sırasında, bulut gibi kötü hava şartlarının etkisinden kaçmak gâyesiyle meteorolojik değişikliklere göre uyarı yapan meteoroloji radarları, diğer bir seyrüsefer cihazıdır. Uçakların havada seyrederken çarpışmalarını önlemek için, hava koridoru denen, hava yolları radarlarıyle devamlı kontrol altında tutulur. Uçakların bu koridorlarda ve belirli yüksekliklerde uçması sağlanır.
Uzay araçlarının uzaydaki seyahatları önceden tespit edilen plânlara göredir. Atmosfer dışında kötü tesirler yapan tabiî şartlar olmadığından, bu plânlar aynen gerçekleşir. Çeşitli yön ve hız değişiklikleri roket motorlarının çalıştırılması sûretiyle yapılır. Uzay araçlarının bulundukları yerler, yıldızlara ve dünyâdaki radarlardan gönderilen sinyallere göre tespit edilir. Günümüzde seyrüsefer sistemlerinin çoğu bilgisayarla denetlenir. Bu durumlarda konum belirlemede, uzaya yerleştirilen uydulardan da faydalanılmaktadır.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.