Alm. Kybernetik (f), Fr. Cybernétique (f), İng. Cybernetics. Makina ve canlılarda, kontrol ve haberleşmenin şartlarını ve kânunlarını tespit eden bir ilim dalı. Yaşayan organizmalarla ve makinalarda kontrol ve haberleşme ile alâkalı ilimlerin karmaşıklığını ifâde etmek için kullanılmıştır. Kökü, eski Yunanca “Kubernetes” ve Lâtince “Gobernare”den gelmektedir. Her iki kelime de “sevk ve idâre” anlamına gelir. İlk defâ Amerikalı ilim adamı Norbert Wiener (1948) tarafından kullanılmıştır.
Târihi: Çeşitli sahalarda çalışan ilim adamları, aynı olaylar karşısında farklı isimler kullanmaktaydılar. İlimde aşırı ihtisaslaşma dolayısıyla, ilim adamları birbirinin dilinden anlamaz hâle gelmişlerdi. Bu durumdan yakınan bâzı ilim adamları özellikle Matematikçi Norbert Wiener ve Biyolog Arturo Resenblueth, ilim adamları arasında ortak noktaları bulup, çıkarmaya başladılar.
Bu sıralarda İkinci Dünyâ Savaşı başladı. Hedefini kendi kendine bulan, bir uçaksavar topunun yapılmasının mümkün olup olmadığı husûsunda yapılan araştırmalar, evvelce felsefenin işgâl ettiği yere tâlip bir “disiplin ilmi” olan “Sibernetik”in ortaya çıkmasına sebep oldu.
Sibernetik, canlılarla kendi kendini düzenleyen makinalar arasındaki çalışma benzerliklerini araştırır. Sibernetikte makina durum değiştirme, yâni transformasyon kâbiliyetinde olan her türlü dinamik sistem anlamına gelir. Transformasyon bir halden diğer bir hâle geçiştir. Gerek makinaların gerekse canlıların bütün faaliyetleri birer transformasyondan ibârettir.
Organize bir sistemdeki transformasyona sebep olan her türlü tesire informasyon denir. Bu sistemlerin kendilerinden ve dış ortamdaki değişikliklerden haberdar olmaları için, informasyon, yâni bilgi almaları gerekir. Organize sistemler aldıkları bu bilgi sonucunda çeşitli durum değişikliklerinden geçerek bir denge durumuna varmaya çalışırlar. Buna “homeostasis” adı verilir.
Organize sistemlerin elde ettikleri sonuçlar onlar için tekrar bir bilgidir. İşte, yapılan işin sisteme tekrar bağlanmasına geri-besleme (feed-back) denir. Kendi kendini ayarlayan bütün sistemlerde, meselâ vücud harâretini, sâbit tutan canlılarda, kan şekerinin belli sınırlar içinde tespit edilmesini sağlayan mekanizmada, göz bebeğinin ışığın şiddetine göre büyüyüp küçülmesi gibi olaylarda geri beslemeler söz konusudur.
İlk sibernetik âlimi Cizreli Ebü’l-İz el-Cezerî’dir. 1969 yılında İbrâhim Hakkı Konyalı tarafından, Kara-Amid Dergisinde (cilt 2, sayı 2) yayınlanan bir makaleden sonra, Türkiye’de tanınan bu âlim sekiz asır önce Türk saraylarının makinalaşmasını sağlamıştır. Diyarbakır’da hüküm süren Artuk Türkleri arasında yetişen Ebü’l-İz otomatik makinalar hakkında kitap yazmıştır. Kitabın orijinal ismi Kitâb-ül-Câmi-i Beyn-el-İlm-i vel-Amel en-Nafî-i fî Sınat-il-Hiyel’dir.
Topkapı Sarayı Üçüncü Ahmed Kütüphânesinde de bir nüshası bulunan bu eşsiz kitabı hangi sebeple yazdığını Ebü’l-İz şöyle açıklamaktadır:
“Ben bu kitabı, Artukoğullarından Diyarbakır hükümdarı Ebü’l-Feth Mahmûd ibni Karaaslan adına yazdım. Bu değerli hükümdarın babasına ve kardeşine 25 yıl hizmet ettim. Birgün, yaptığım makinalardan birini göstermiştim. O, bu işimi büyük bir ilgiyle tetkik etti. Bana; “Dünyâda eşi bulunmayan bir şey yaptın. Emeğin boşa gitmeyecektir. Bana bütün yaptıklarını gösteren bir kitap yaz!” dedi. Ben de bu kitabı yazarak, kendisine sundum. Kitabımı bir önsöz, 50 şekil ve 6 kısım üzerine kurdum.”
Bu kıymetli eserde Ebü’l-İz sekiz asır önce “Sibernetik’te denge durumu” veya “Elektronikteki ayarlama sistemleri” gibi, birçok ilgi çekici konuyu ele almıştır.
Her millet, Sibernetik târihinde kendi yetiştirdikleri bilginlerle övünmüşlerdir. Fransızlar bu konuda ünlü matematikçi Paskal ve ünlü düşünür Descartes ile öğünmektedirler. İngilizler ise aynı konuya bilgisayar biliminin babası sayılan Charles Babbage’in öncülük ettiğini ileri sürmektedirler. Almanlar ise Leibniz’i bu konuda en büyük önder olarak tanırlar.
Halbuki Ebü’l-İz bundan sekiz asır önce Otomatik Kontrol Bilimini kurmuş ve sistemler arasında denge durumları sağlamıştır. Genellikle hidro-mekanik güçten faydalanılmış, şamandıra ve palangalar arasında karşılıklı tesirde bulunma yoluyla çok ilgi çekici otomatik kontrol mekanizmaları geliştirmiştir.
Ebü’l-İz’in otomatik makinalar kitabındaki düzenlerden birisi otomatik abdest alma makinası’dır. Hükümdar Mahmud için geliştirilen bu düzende, abdest suyu otomatik olarak dökülmekte ve aynı şekilde durmaktadır. Ebü’l-İz’in kitabında, “Sultan Mahmûd’un hizmetçilerin abdest suyu dökmelerinden hoşlanmadığı için” kendisinin bu işi yapmak üzere makina adamlar ve makina tavus kuşları yaptığı, sultanın bu robotların döktüğü sudan abdest aldığını yazmaktadır.
Böyle bir kimse Türkiye’de pek az tanınmışken, hattâ kitabı Türkçeye bile tercüme edilmemişken, yabancılar bu kitabı bulmuş, incelemiş Donald Hill, “Al-Jaz’ari’s Book of Ingenious Mechanical Devices” Mekanik Hareketler Mühendisliği Bilgisi adıyla İngilizceye çevirmiştir. Donald Hill’in kitabı hakkında bilgi veren bir kaynak Ebü’l-İz için, “...On ikinci yüzyıl Müslüman mühendisliğinin doruğuna erişmiş kişi.” sözünü etmektedir.
Sibernetik konusunda çeşitli üniversite ve tıp fakültelerinde çalışmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar sonunda, artık sibernetik ilim çevrelerinin olduğu kadar halkın da ilgilendiği bir ilim dalı hâline gelmiştir. Meselâ, günümüzde bilgisayar işlemleriyle beynin çalışmaları arasındaki ilgi her kesimin yakından bilgi sâhibi olduğu bir konu hâline gelmiştir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.