meşhur âlim ve târihçi. İsmi, Şemsüddîn Ebü’l-Muzaffer Yûsuf bin Fergâlî bin Abdullah’tır. Sıbt İbn-ül-Cevzî lakabıyla şöhret buldu. 1186 (H.582) târihinde Bağdat’ta doğdu. Ana tarafından devrin meşhur âlim ve vâizlerinden, çok eser sâhibi Cemâleddîn Ebü’l-Ferec bin el-Cevzî’nin torunudur. Babası, Abbâsî halîfelerinden El-Müktefî ve El-Müstenid’in vezirlerinden Aynüddîn Ebü’l-Muzaffer Yahyâ bin Hubeyre’nin azâdlı kölesi Hüsâmeddîn Pergâli’dir.
Küçük yaşlarda babası vefât eden Sıbt ibni Cevzî, dedesinin himâye ve ihtimâmında yetişti. Fıkıh, hadis, târih ve diğer ilimleri dedesinden öğrendi. Lakabını da dedesinden aldı. Bağdat’ta: Yûsuf bin Ya’kub Kâdî Ebü’l-Ferec Abdülmün’ım bin Küleyb, Abdullah bin Ahmed, Ebû Hafs Ömer bin Muhammed bin Taberzâd, Hâfız Ebû Muhammed Abdülazîz, Musul’da Ebû Tâhir Ahmed Ebü’l-Kâsım Abdülmuhsin gibi âlimlerden okudu. 1201 senesinde dedesinin vefâtıyla Bağdat’tan ayrılıp Eyyûbî Devleti hâkimiyetindeki Şam’a geldi ve oraya yerleşti.
Sıbt ibni Cevzî tahsiline devâm ederek burada Şeyhülislâm Muvaffaküddîn Ebû Muhammed bin Kudâme, Ebü’l-Yümn Zeyd bin el-Kindî ve birçok âlimin derslerini tâkip etti. Böylece din ve târih ilimlerinde zamânın önde gelen âlimlerinden oldu. Eyyûbî Devleti hükümdârlarından âlimlere hürmetiyle meşhur Melik’ül-Muazzam Şerâfüddîn Îsâ’nın hürmet ve iltifatını kazandı.
Sıbt ibni Cevzî, Şam’da çeşitli medreselerde ders okutup, fetvâlar verdi. Şibliyye, Bedriyye, Mustansırıyye ve başka medreselerde yüzlerce talebe yetiştirdi.
Sıbt ibni Cevzî dedesinden mîras bir hitâbet (güzel ve tesirli konuşma) kuvvetiyle câmilerdeki halka, doğru yolu anlattı. Halkın yanısıra âlimler, sâlihler, devlet adamları ve hükümdâr da derslerini tâkip ederdi. Konuşmasındaki câzibe (çekicilik) sebebiyle derslerini dinleyen birçok gayri müslim vatandaş Müslüman oldu. Mescid-i Dımaşk’a vereceği vâz için bir gün önceden gelen halk, geceyi mescitte geçirirdi. Vâz günü mescitte oturacak yer bulunmazdı. Sıbt ibni Cevzî Kudüs’ün Hıristiyanlara verilmesine karşı, hükümdar, devlet adamları ve halkı cihada teşvik edip coşturmuştur.
Sıbt ibni Cevzî 1257 senesinde Dımaşk’ta (Şam) vefât etti. Cenâze namazı, büyük bir halk topluluğu ile berâber devrin Eyyûbî hükümdarlarından Şam Melîki En-Nâsır Selâhaddîn Yûsuf’un da hazır bulunmasıyla kılındı. Cebel-i Sâlihiyye denilen mahalle defnedildi.
Sıbt ibni Cevzî, İslâmî ilimlere âit eserleri yanında, târih sâhasındaki eserleriyle de meşhûr oldu. Mir’ât-üz-Zamân fî Târih-il-A’yân ismindeki Arabça târihi çok meşhurdur. Umûmî bir târih olan Mir’ât-üz-Zamân, Şam târihçileri ve diğer târihî eserler için ana kaynak sayılmaktadır. Eserde, Eyyûbî Devleti hâkimiyetindeki Sûriye’de meydana gelen hâdiseler tafsilâtlı bir şekilde ele alınmıştır. Ebû Şâme ve sonraki birçok târihçi, on üçüncü yüz yıla âit bilgileri Mir’ât-üz-Zamân’dan nakletmişlerdir.
Sıbt ibni Cevzî’nin bu eseri Kutbuddîn Mûsâ bin Muhammed el-Yunûnî el-Ba’lebekî tarafından ihtisâr edilerek (kısaltılarak) yazıldı. Yunûnî, ayrıca Mir’ât-üz-Zamân’a bir zeyl hazırladı.
Sıbt ibni Cevzî’nin eserlerinden bâzıları şunlardır:
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.