Sıfat türleri, görevleri bakımından ikiye ayrılır:
Niteleme Sıfatları
Varlıkları niteleyen (durumlarını, biçimlerini, renklerini, nasıl olduklarını) sıfatlardır.
Örnek:
Nevin'in solgun yanaklarından akan yaşlar maşrapadaki bulanık suya karışıyor; ince dudaklarının kenarlarına sızarak boğuk hıçkırıklarla titreyen boynuna, göğsüne damlıyordu.
(Reşat Nuri Güntekin)
Belirtme Sıfatları
Varlıkların özelliklerini türlü yönlerden belirten sözcüklerdir.
Örnek:
Şu evde yaşayan beş kadından üç tanesi evlenmemiş.
Bu sıfatlar, işaret sıfatları, sayı sıfatları, belgisiz sıfatlar, soru sıfatları, unvan sıfatları olarak beş öbeğe ayrılır.
Sıfat cümlede çeşitli işlevler üstlenebilir. Belgeç olarak bir ad öbeğinin bir öğesini oluşturur ve belirleyici bir yan cümleye eşdeğer olarak değerlendirilebilir (Siyah kedi uyuyor ya da siyah olan kedi uyuyor).
Sıfatlar ek fiille kullanıldığında yüklem görevindedir (Kedi siyahtır. Hava güzel). Niteleme sıfatları bir fiilden önce kullanıldıklarında belirteç işlevindedir (Güzel konuşuyor). Belgeç olarak bir ad öbeği oluşturan sıfat, belirttiği adın anlamını da yüklenerek bir ad işlevinde kullanılabildiği gibi (Bugün ben bir güzel gördüm), iyelik ekiyle ve çoğul ekiyle birlikte ad işlevinde kullanılabilir (Güzeli çirkinden ayırmak).
Sıfatların karşılaştırma dereceleri vardır. Bunlar kimi edatlarla (Aslan kadar kuvvetli) ya da kendilerinden önce gelen kimi belirteçlerle (daha güzel) yapılır.
Bir sıfatın ilk hecelerinin belli seslerle kapanıp sözcüğe eklenmesiyle de sıfat pekiştirilir (sapsarı, masmavi).
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.