Eroin kaçakçılığı yaptığı iddiasıyla gözaltına alınan "Parmaksız Zeki" kod adıyla bilinen Şemdin Sakık ın amcasının oğlu Nevzat Sakık, emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Güngören de polis ekiplerinin bir kahvehanede yaptıkları kimlik kontrolleri sırasında gözaltına alınarak Narkotik Şube Müdürlüğü nde sorgulanan Nevzat Sakık, emniyetteki işlemleri tamamlandıktan sonra Beşiktaş taki İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi ne sevk edildi. Sakık ın sorgusu devam ediyor. 44 yaşındaki Nevzat Sakık, 2 Mayıs 2004 yılında 16,5 kilogram eroin bulundurmak ve yine aynı yıl 3 kilogram eroinin sahibi olmak suçundan İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi tarafından yargılanmaya başlandı. Mahkeme, 2004 yılında firar olan Nevzat Sakık hakkında gıyabi tevkif kararı çıkarmıştı.
X
Şemdin Sakık: Beni Yeşil yakaladı
Hürriyet 14 Haziran 2006
Kuzey Irak'ta 1998 yılında yakalanarak, Türkiye'ye getirilen terör örgütü PKK'nın bir dönem 2 numaralı ismi Şemdin Sakık, yazdığı kitabında kendisini yakalayan grubun başında ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım'ı ima ettiği öne sürüldü.
Ferit ASLAN'ın haberi
Genelkurmay'a bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı'na bağlı timler tarafından 8 yıl önce yakalanarak Türkiye'ye getirilen ve yargılandığı Diyarbakır'da ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırılan “Parmaksız Zeki’ kod adlı Şemdin Sakık'ın adı, ‘Andıç olayı’ ile yeniden gündeme geldi.
Bir gazetede röportajı yayınlanan Sakık’ın avukatlarından Vedat Erten, müvekkilinin 16 Mayıs 2001 tarihinde Malatya'da düşen askeri askeri uçağa ilişkin kendisine, “Beni Irak’tan getirenleri götürdüler. Beni Irak’tan Türkiye’ye getirenler bu uçaktaydı. Ve içlerinde Yeşil de vardı” dediğini öne sürdü.
Şemdin Sakık, düşen uçakta olduğunu iddia ettiği Yeşil’in adını 2005 yılında Tuncer Günay tarafından kaleme alınarak piyasaya sürülen ‘Şemdin Sakık’tan mektuplar’ adlı kitabında yazmazken, kendisini yakalayan kişi olarak isim vermeden ‘Yeşil’i tarif etti.
SAKIK YAKALANMA ANINI ANLATTI
Şemdin Sakık, hapishanede görüştüğü arkadaşlarına kendisini Kuzey Irak’taki Duhok kenti yakınlarında 13 Nisan 1998 tarihinde başına silah dayayarak yakalayan kişinin ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım olduğunu söylediği öne sürüldü.
‘Şemdin Sakık’tan mektuplar’ adlı kitapta Sakık, Kuzey Irak'ta nasıl yakalandığını şöyle anlattı:
“Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) Duhok temsilcisi, kaldığımız eve gelerek Mesut Barzani’nin Erbil’de benimle görüşeceğini söyledi. Kapıda duran cipe bindik, Erbil’e doğru hareket ettik. Bir süre gittikten sonra bindiğimiz araç, ovanın ortasında durdu. Peşmergeye niye durduğumuzu sordum, bana motorun hava yaptığını söyledi. Fırsattan istifade ‘küçük bir su dökeyim’ diyerek arabadan inip biraz uzaklaştım. Bu arada yoldan geçen bir araba, arabamızın arkasında durdu. İçinden 5 kişi çıktı. 2'si bana doğru gelirken, diğer 3’ü arabaya gitti. Bize yardımcı olmak için geldiklerini düşünerek tepkisiz kaldım. Tam bu esnada tanıdığım bir yüz tepemde durmuş tabancasını kafama dayatmış ‘Korkma seni öldürmeyeceğiz’ diyor. Tabancama uzandım, kılıfından çeker çekmez başıma aldığım bir darbeyle yere yığıldım. Bir başkası gelip bana iğne yaptıktan sonra sürükleyip arabaya götürdüler. Kardeşimi de getirip cenaze gibi arabaya attılar.”
Şemdin Sakık kitabın devamında, halen aranan ve yaşayıp- yaşamadığı bilinmeyen ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ı isim vermeden tarif etti. Sakık, “Gazetelerde, televizyon ekranlarında çokça gördüğüm yüzü tanımış, KDP’nin bizi Erbil’e gönderirken güvenlik vermemesini de gözönünde bulundurarak Türkiye’ye verildiğimizi anlamıştım. Tabii ki Türkiye’ye götürülmekten korkmuştum ama meşru olmayan o tanıdık yüz beni çok daha fazla korkutmuştu. Sorgudan geçirip ikimizi de öldürüp bir köşeye atacakları kaygısı içindeydim” dedi.’
Şemdin Sakık kitapta, yakalanmasından yarım saat yol aldıktan sonra 18 yıl boyunca sürekli kaçtıkları helikoptere bindirildiklerini belirterek, “Ne gariptir ki ilk kez helikopterden korkmamıştım. Hatta arabadan indirilip helikoptere bindirildiğim için bir parça rahatlamıştım. ‘Beni öldürmek için götürselerdi herkesin gözü önünde helikoptere bindirmezlerdi’ gibi bir sonuç çıkardım. ‘İşin içinde gayrimeşru bir eyler olsa bile resmi görevlilerde var ki helikoptere bindirdiler’ diye düşündüm” diye devam etti.
Şemdin Sakık’ın kitabında ‘Meşru olmayan tanıdık yüz’ olarak nitelendirdiği dediği kişinin adını E tipi cezaevindeki arkadaşlarına ‘Yeşil’ olarak söylediği öne sürüldü. Adının açıklanmasını istemeyen ve Sakık ile görüşen bir hapishane arkadaşı, “Sakık, bana kendisini yakalayıp Türkiye’ye getirin ekipte Yeşil olduğunu söyledi. Kitabında da zaten tarif etmiş kendisini. Düşen uçak ile ilgili söyledikleri doğrudur” iddiasında bulundu.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.