Alm. Zwiebel (f), Fr. Olignon (m), İng. Onion. Familyası: Zambakgiller (Liliaceae). Türkiye’de yetiştiği yerler: Anadolu’nun çoğu yerinde birçok türü tabiî olarak yayılış göstermekle berâber, kültür çeşitleri de her tarafta yetiştirilmektedir.
Haziran-ağustos ayları arasında yeşilimsi veya pembemsi renkli çiçekler açan, 30-100 cm boylarında, çok yıllık otsu ve soğanlı bir bitki. Yapraklar boru şeklinde, içi boş, mavimsi-yeşil renklidir. Çiçekler küre şeklindeki başlarda şemsiye durumunda toplanmışlardır. Tohumları siyah renkli, köşeli ve küçüktür.
Soğan çok eskiden beri bilinen kültür bitkilerinden biridir. Sümerler döneminden beri yetiştirildiği ve kullanıldığı, târihî belgelerden anlaşılmaktadır. Soğan, değişik şekilli, üzeri zarımsı bir kabukla kaplı, yakıcı lezzetli ve özel kokuludur. Kültür çeşitlerine göre şekil ve büyüklükleri değişmektedir.
Türkiye’de soğan üretimi yapılan bölgelerin başında Karacabey ve havâlisi gelmektedir. Bu bölgede zirâatı yapılan soğan çeşitleri Kantartopu, İmralı veYalova 12’dir. Kantartopu yuvarlak, hafifçe basık, kırmızı kabuklu ve depolamaya dayanıklıdır. İmralı ise uzunca oval, kırmızı-kahverengi kabuklu, lezzetli ve bu bölgede tutulan bir çeşittir. Yalova 12, sarı soğan olarak da adlandırılır ve kantartopu çeşidinden seleksiyon yoluyla elde edilmiş beyaz etli, göbekli bir çeşittir.
Soğan ekilecek arâzi sonbaharda 20-25 cm derinlikte pullukla sürülür. Şubat başından îtibâren tav elde edilince biraz daha az derin olmak üzere tekrar sürülüp gübrelenir. Elde edilecek baş soğanların büyük ve dayanıklı olması için potaslı ve fosforlu gübre atılır. Fazla azotlu gübreler soğanlarda dokunun gevşek olmasına ve çabuk çürümesine sebep olur. Hazırlanıp gübrelenen toprağa mart-nisan aylarında tohum ekilir. Dikimden bir ay kadar sonra çeşitli aralıklarla çapalama ve bakımı yapılır. Normal olarak soğan fazla suya ihtiyaç duymamasına rağmen, lüzumunda sulama yapılır. Soğanlar belli bir iriliğe erişip, toprak üstü kısmının üçte ikisinin sararması, hasat zamanının geldiğini gösterir. Sökülen soğanlar ya örülerek veya çuvallanarak depolanır.
Tohum olarak kullanılan arpacıklar, serpme olarak metrekareye 5 gr hesâbıyla ekilir. Sulama, kaymak kırma, seyreltme ve çapalama yapılmaz. Bu sebeple büyümezler ve böylece yaz sonunda soğan gibi hasadı yapılarak depolanır ve tohum olarak kullanılır.
Soğan yetiştirilmesinde karşılaşılan hastalıklar; soğan mildiyösü, soğansak nematodu ve soğan sineği tahrişleridir. Mildiyö, soğanın çürümesine sebep olan mantarî bir hastalıktır. Soğansak nematodu da çürümeye, soğan sineği ise kurtlanmaya ve neticede çürümeye sebep olur. Bu hastalıklara karşı alınan belli başlı tedbirler; ekilecek arpacıkların hastalıksız bölgelerden temin edilmesi, hastalıklı artıkların yakılması, hastalıklı tarlaya dört sene sonra ekim yapılması ve kimyevî ilâçlamalar sayılabilir.
Kullanılışı: Soğan çok eski çağlardan beri yemeklere çeşni veren bir sebzedir. Yeşil yaprakları ve kuru yumruları kullanılır. Soğanın içinde C vitamini bulunur ve besleyici ve iştah açıcı bir besindir. İçinde bulunan kükürtlü bir madde soğana acılık verir, gözleri yakar ve yaşartır.
Soğan, mikroplara karşı koyma gücünü arttırdığından, bir memlekete gelenin önce biraz çiğ soğan yemesi sıhhati için iyidir. Soğandan sonra kereviz veya sedefotu yenirse, fena kokusu gider. Peygamberimiz; “Soğan ve sarmısağı pişmiş olarak yiyiniz.” buyurdu. Çiğ de yenir. Müslümanları rahatsız etmemek için, soğan-sarmısak yeme husûsunda câmiye giderken dikkatli olmalıdır. Cumâ geceleri çiğ soğan-sarmısak yememek dînimizin emirlerindendir.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.