Kişisel ya da toplu oyunlar biçiminde yapılan, bazı kurallara göre uygulanan beden hareketlerinin tümü. Hayvanların çoğu oyun oynar, atlar, sıçrar ve tırmanır ama yalnız insan spor yapar. İnsanın fiziksel, ruhsal ve sosyal yönden sağlıklı olabilmesi için, öncelikle bedeninin sağlıklı, formda ve zinde olması gereklidir.
Sağlıklı ve formda bir kişi, bu özelliklerini, kas kuvveti ve dayanıklılığı yerinde, esnek, şişmanlık derecesinde yağa sahip olmayan, kalp ve damar sisteminin dayanıklı oluşuna borçludur. Bu özelliklerin kazanılmasındaki en büyük etken spordur.
Bisiklet kullanma, futbol, basketbol, yüzme, tenis gibi sporlar yapmak, bu özellikleri kazanmanızı, korumanızı ve geliştirmenizi sağlayacaktır. Ancak unutulmaması gereken, vücut yapımıza ve yaşımıza uygun sporu kendimizi zorlamadan yapmaktır.
Spor yaparak vücudun; iskelet yapısı, kaslar, kalp, dolaşım, solunum yolları, beyin ve sinir sistemi gibi önemli kısımlarını kuvvetlendirebilir ve daha sağlıklı olabiliriz. Düzenli spor organların gelişmesini ve büyüme hormonlarının daha fazla salgılanmasını sağladığından, ergenlik çağında ve erken erişkinlik döneminde yaptığımız sporlar yaşamımız boyunca etkilidir. İnsan kalbi dinlenme esnasında bir dakikada ortalama 5 litre, spor yaparken 15-20 litre kan pompalar. Spor yaparken beyne daha fazla oksijen gider, kendimizi daha iyi hissetmemizi sağlayan hormonlar salgılanır. Böylece düzenli yapılan spor sayesinde hem zihinsel hem de fiziksel olarak daha sağlıklı oluruz.
Düzenli olarak spor yaparak, günümüzde ölüm nedenlerinin başında gelen kalp hastalığı riskini azaltabiliriz. Spor yaparken harcadığımız çaba, kalbin her atışında pompaladığı kan miktarını artırır. Etkili bir şekilde spor yapabilmek için, kalbin bu artan tempoyu hareket edildiği sürece koruması gerekir. Düzenli yapılan uzun süreli spor sonucunda kalp daha çok kanı, daha kolay pompalamak için gelişir; kan basıncı azalır, vücuttaki toplam kan hacmi artar. Böylece spor yaparken kalbimiz zorlanmaz, dinlenmeye geçtiğimiz zaman kan basıncımız daha çabuk normale döner. Normalde dinlenme sırasında dakikada pompalanan kan miktarı ortalama 5 litreyken, güç harcayan birinde bu 15-20 litredir. Bu oran sporcularda artar; örneğin bir koşucunun kalbi bir koşu antrenmanı sırasında dakikada 35 litre kan pompalayabilir.
Yaşlandığımız zaman kemiklerimizin hacmi küçülür ve osteoporoz, yani kemiklerin güçsüzleşmesi ve hacimlerinin azalması hastalığı görülebilir. Basit bir düşmede bile kemikler kolayca kırılabilir ve uzun süre kaynamaz. Yaşlanırken kemiklerimizin zayıflaması doğaldır, fakat hangi yaşta olursak olalım spor yaparak kaslarımızın ve kemiklerimizin güçlenmesini sağlayabiliriz. Yatalak kişiler yatağa mahküm olduklarından ve uzayda bulunan astronotlar da yer çekiminin olmamasından dolayı hareketsiz kalırlar. Hareketsizlik hâlinde insanlar haftada %1'e varan oranlarda kemik kaybına uğrayabilirler.
Spor yaptığımız zaman akciğerlerimiz ve kalbimiz gelişir, vücudumuzun oksijen kullanma miktarı artar. Uzun süre, düzenli olarak yapılan spor sonucunda akciğerlerin kapasitesi genişler, kalp daha çok kan pompalar. Böylece daha rahat nefes alır, beyne giden oksijen miktarının artmasıyla kendimizi iyi hissederiz. Ayrıca kanımızdaki oksijenle güçleniriz, enerji düzeyimiz artar. Düzensiz yapılan kısa hareketlerse kasların gereksinimlerinden daha az oksijen almalarına, bunun sonucunda da ağrı, kasılma ve kramplara neden olur.
Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.