Stres - Bilgiler
09/10/2014 4:00
Stres (stress), kısaca zorlanma, gerginlik anlamına gelmektedir. Bu durumda stressör, stres yapıcı anlamını taşır.

Çeşitli fizik koşulların sağlığı bozduğunu ve meydana gelen hastalığın veya belirtilerin, hastalık nedenine göre değiştiğini daha önce gözden geçirdik. Birçok hastalıklarda sebep - sonuç bağlantısının olduğunu vurguladık.

Bazı koşullar ise, sağlık üzerine belirli (spesifik, özgün) bir etki yerine, spesifik olmayan bir durum yaratır. Diğer bir deyişle etken ne olursa olsun, sonuç aynıdır. Bu nedenle sebep - sonuç ilişkisinden söz edilemez.

Vücudun çok değişik faktörlerden ileri gelen ve etkene özgül olmayan değişik koşullara uyum güçlüklerine 'stres' denir. Bu faktörler ister ruhsal, ister fiziksel olsun, aşırı şiddette olunca stres yaparlar. Örneğin keder, birçok kişi için bir stres nedenidir. Ancak unutmamak gerekir ki aşırı sevinç de stres yapar. Aşırı gürültü stres nedeni olurken, tam bir sakinlik de stresle sonuçlanır. İflas ederek fakirleşmek stres nedeni olabileceği gibi, umulmadık bir zamanda zengin olmak da aynı sonucu verir.

"Stres sonucu olarak, vücutta bazı hormonlar fazla miktarda salgılanır (böbrek üstü ve tiroid hormonları gibi). Bunun sonucunda psikosomatik hastalıklar denilen bir grup hastalık meydana çıkar veya bu hastalıkların oluşması kolaylaştırılmış olur (mide ülserleri, yüksek kan basıncı, bazı kalp hastalıkları gibi.)

"Stres yapan faktörlere stressör denilir. Bunların en önemli olanları, ruhsal ve sosyal nedenlere bağlı olanlardır. İşyerinde geçimsizlik, işini kaybetme endişesi, ücret azlığı, terfi edememe, grev ve lokavtlar, vardiya, akort ücret sistemi bu konuda çalışma hayatındaki seçkin örneklerdir. Kuşkusuz, fizik faktörler de stres nedenidir (gürültü gibi).

"Şu halde, stres nedenleri (stressörler) çok değişiktir. Pratikte, günlük hayatta insanın yaşantısını etkileyen her değişiklik, ister fiziksel, ister ruhsal olsun bir stressördür. Ancak bu nedenlerin bir stres yapabilmesi için kişisel duyarlılık gerekir. Aynı neden, bazı kişilerde stres yaparken, başkalarında yapmaz. Örneğin bir işyerinde işçi çıkarılacağı söylentileri bazı işçilerde stres yapar. Bazıları ise kendilerine ait özellikler dolayısı ile (başka iş bulabilme ihtimali ve yeteneği, geleceğe ait plan ve projeler gibi) bu söylentilerden etkilenmez.

"Günümüzde, hayat şeklini etkileyen değişik faktörler (ekonomik sıkıntılar, politik geçimsizlikler, trafik zorlukları, sokak gürültüsü, iş hayatının sorunları, istenmeyen erkek emeklilik gibi) birbirlerine hiç benzemedikleri halde, insan vücudunda aynı sonuca, yani strese sebep olurlar."

Günümüzde, stres konusunda birçok teori ortaya atılmıştır ve bir stresoloji'den "stres bilimi, stressology" sözedilebilmekte-dir. Bunlardan en önemlisi, Ünlü fizyolog Hans Selye'nin Genel Adaptasyon Sendromu'dur (General adaptation syndrome). Bu açıklamaya göre üç basamak söz konusudur:

1- Alarm reaksiyonu: Organizma alarm reaksiyonu içine girer. Bu aşamada, vücutta çok karmaşık olaylar cereyan eder; birçok iç salgı bezi faaliyete geçer ya da faaliyetini aniden hızla artırır.

2-Direnme dönemi: Organizma, strese direnmek için tüm gücünü ortaya koyar. Burada da benzer mekanizmalar devreye girer.

3-Tükenme dönemi: Aslında, organizmanın strese tepkisi, birinci dönemde sonlanabilir. O zaman stres orada kalır; ikinci döneme geçilmez. Stres yanıtı, ikinci dönemde de çözümlenebilir; başka ifade ile son bulur. Stres güçlü, uzun süreli ve kişinin strese direnme gücü zayıfsa üçüncü döneme girilmiş olur ve artık organizma zarar görme dönemine girmiştir

Organizmanın strese reaksiyonu üç basamakta ele alınır: aslında bu üç yanıt biçimi, birçok durumlarda birbiri ile örtüşmektedir.

A-Fizyolojik tepkiler

1- Çarpıntı,

2- Özellikle el ayalarında terleme,

3- Kan basıncının yükselmesi,

4- Gözbebeklerinin genişlemesi,

5- Midede kasılma,

6- Göğüste sıkışma.

7- Boğazda düğümlenme

B- Davranışsal tepkiler

Savunmacı (defansif) davranış: Kişi, stresli duruma karşı defansif davranış içine girer.

Yanlış işlevsel (disfonksiyonel) davranış: Bu tür yanıtta kişinin performans düzeyini etkileyen bozulmuş ve normaldışı işlevsellik ortaya çıkar. Normal konuşma Görüntülerinin değişmesi, geçici bellek kaybı örnek gösterilebilir.

Dışavuran (expressive) davranış: Ortaya çıkan tik'ler, dudak ısırma gibi davranışlar örnek gösterilebilir.

Bunların dışında, stresler sınıflandırılacak olursa, üç stres tipi mevcuttur:

1- Hoş ve hoş olmayan veya iyi ve kötü stresler: Selye'nin deyimiyle, "stres, yaşamın baharatıdır; tuzu, biberidir." Kişi için hoşa giden bir durum olabildiği gibi yıkıcı da olabilir. Bu açıdan, kişi için uygun olan stres, östres (eustress), hoş olmayan stres, distres (distress) diye de tanımlanmaktadır. Bunun yanında, iyi stresin yararlı, kötü stresin tehlikeli olduğu da söylenemez. Holmes ve Rahe'nin, strese neden olan önemli hayat olayları listesi incelendiğinde bu durum açıkça görülebilir.

2- Fiziksel stres: Bedene ilişkin streslerdir.

3- Psikolojik stres: Fiziksel stres, gerçek bir durumu tanımlarken, psikolojik streste acil bir durumu önceden fark etme veya hayal etme söz konusudur.

4- Sosyal stres: İnsan sosyal bir varlıktır. Birlikte yaşar, birlikte çalışır, birlikte eğlenir. Ekonomik koşullar, diğer sosyal problemler, birçok kişi için stresli durumlar olarak algılanır.

Selye, stresi, çevreden gelen bir uyarana karşı organizmanın nonspesifik bir yanıtı olarak tanımlamıştır. Stres kavramını işyeri ortamına uyarlamak gerekirse, stres, işyeri talepleri ile kişinin kayıpları önemli duruma geldiği zamanki gücü arasında bir dengesizlik olarak tanımlanabilir. Bireysel algılama biçimi, stresin tanımına bir sübjektivite katar. Doğrudan deyişle, stres, sübjektif bir kavramdır. Bir uçla örneklemek gerekirse, bir fabrikatörün fabrikasını sel basması ile bir çiftçinin tarlasını sel basması, aynı ölçüde stres rolü oynayabilir. Bu nedenle, bu algısal çalışanların tazminat sistemlerinde stresin değerlendirilmesi için büyük önem taşır.

Bireysel ve çevresel faktörlerin, stresin nasıl genelleştirileceğini, çalışma planıyla basıl bütünleştirileceğini açıklama amacıyla stres modelleri geliştirilmiştir. Oküpasyonel stres için en iyi model, süregelen teorik araştırmalar ve pratik sorun çözmenin her ikisinde de yararlı olmalıdır. Böyle bir model, birçok kriteri karşılamak zorundadır. Stresin nasıl geliştiği ve stresli ve stresli olmayan durumların ayırdedilmesi için açık bir tanım getirilmelidir. Bu model, niçin bazı olayların bazı kişilerde stres ortaya çıkardığını fakat bazı kişilerde önemli bir sorun oluşturmadığını da açıklamaya yardımcı olmalıdır. Ve niçin değişen derecelerde patolojik veya hatta koşullara göre yararlı etkileri olduğunu da açıklayabilmelidir.

Stres yanıtını belirleyen temel nedenlerin tümü, bu model içinde görülebilmelidir. Genel söyleyişle, bu faktörler, işle ilgili, sosyal, ailesel ve kişisel özellikleri kapsamalıdır. Eğer böyle bir kavramsal çatı geliştirilirse, yapılan çalışmaların sonuçlarını birleştirecek ve yeni araştırma alanları konusunda fikir verecektir. Ayrıca, böyle bir model, bazı sonuçları önceden görme imkanı da verecektir. Halihazırda, bu kriterleri karşılayan bir model tanımlanabilmiş değildir. Ancak bu demek değildir ki stres ve sonuçları konusunda yeterli bilgi birikimi yoktur.

Oküpasyonel stresin varoluşu üzerine ayrı bakış açılarını yansıtan birçok girişimlerde bulunulmuştur. Bu modeller, etyolojik faktörleri değerlendirme konusunda konsensüs bulunmadığı sonucunu ortaya koymaktadır. Temel soru şudur: Stres birincil olarak uyaranın doğasından mı kaynaklanmaktadır yoksa uyaranın alınma biçimi veya kişinin uyarana kişisel yanıt tarzından mı?

McLean bu konuda basit bir açıklayıcı model öne sürmüştür. Çevresel ortam, hastalanma konusunda kişisel dayanıksızlık ve stressör (stres yapıcı etken, stres faktörü). Bu üç kavram, üç çemberle temsil edilir ve bu çemberler zaman zaman belli oranlarda birbiriyle örtüşür. Bu açıklamaya göre, stressör, ancak tüm çemberler örtüştüğü zaman stres ortaya çıkarabilir. Yani, stressör mevcutsa, kişi strese dayanıksızsa ve çevresel ortam uygunsuzsa, kişi stres almış ve bundan etkilenmiş olur. Bunlardan biri eksikse, kişi stressörden etkilenmez. Eğer kişinin dayanma gücü yerindeyse, çevresel durum ve stressörlerin varlığına rağmen, etkilenme, kişinin stres yanıtı vermesini önleyecektir.

Yapılan Yorumlar

Henüz kimse yorum yapmamış.

Bu sayfada yer alan bilgilerle ilgili sorularınızı sorabilir, eleştiri ve önerilerde bulunabilirsiniz. Yeni bilgiler ekleyerek sayfanın gelişmesine katkıda bulunabilirsiniz.

Yorum Yapın

Güvenlik Kodu
Popüler Sayfalar:
Son Ziyaretler: